Siyasette bir dakika bile çok uzun bir zamandır.
Seçim Kuruluna listeler teslim edilirken, masa üzerinde bile listedeki bir isim silinip, yerine bir başka isim yazılmasına çok kez tanık oldum.
Bu iş için, doğru zamanda, doğru yerde, doğru kişilerle siyaset yapılmasının önemi büyük.
Yani, atalarımızın dediği gibi kimse kaybedecek ata, bile bile oynamaz. Para yatırmaz. Destek olmaz. Siyasette, doğru politikalar üretilmesi, halkın desteğinin alınmasının yanı sıra, karar verici parti büyükleri büyük önem taşımaya başladı.
Siz, yerelde istediğiniz kadar güçlü olun, halk için, memleket için çalışmaya gayret edin, karar verici koltuklarda oturanlar, yine kendi bildiklerini okumaya devam ederler.
Çünkü, kural budur. Sistem böyle gelmiş böyle gidiyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi ülkemizde 2002 yılından bu yana tek başına iktidar. Sürekli seçim kazanıyor. Hem yerelde hem de genelde iktidarlığını oy oranlarını artırarak devam ettiriyor. Yani, halk desteği var. Bu nedenle, parti teşkilatlarının şu veya bu isimlerden oluşması halka göre önemli değil. Çevremdeki pek çok kişi, yıllarca parti yönetimlerinde bulunmuş olanların isimlerini bile hatırlamıyor. Sadece, Ak Parti denilince akla hemen Faruk Çelik ismi geliyor.
Faruk Çelik, Bursa’daki siyaseti yön verenlerin başında geliyor. Şu anda Şanlıurfa milletvekili olmasına rağmen, Bursa’ya yapılacak olan yatırımlarla ilgili Ankara’da kapısı çalınan birkaç tane aktif ve karar verici siyasetçiler arasında yer alıyor.
Bursa’da 2011 genel seçimlerinde bir değişim oldu. Başbakan yardımcısı Bülent Arınç, Manisa’dan Bursa’ya geldi. Faruk Çelik, Bursa’dan Urfa’ya gitti.
O tarihten sonra Bursa adına şanslı bir siyaset izlenmeye başlandı.
Fakat, yerel siyasette adamcılık ve senin-benim adamın kayırmaları başladı. Parti teşkilatlarında sıkıntı yaratan bu durum, halka ve kamuoyuna pek yansımadı. Yansıtılmadı.
Ama, Başbakan yardımcısı Bülent Arınç, Bursa’da bazın yaşanılan olayları yaptığı konuşmalarında anlattı. Bazen hatalar yaptığını söyledi. İkaz etti.
Siyaset, uzun soluklu ve halkla beraber, insanlarla beraber yapılan bir uğraş. Bu nedenle, adam ayrımcılığı yerine, partiye gönül verenlerin başta kim olursa olsun, partinin başarısı için hareket etmeleri hep arzu edilir.
Ak Parti, bugünlerde ilçe kongreleri yapıyor.
Teşkilatlarda, kongre kararları alındıktan sonra “bu ilçede falan kişi başkan adayıdır” şeklinde bir deklarasyon uygulanıyor.
Geçen kongre döneminde Mustafakemalpaşa ilçesinde bu deklarasyona karşı çıkan aday seçimleri kazanmıştı. Bu kez, yine aynı ilçede yine ayrı deklarasyona rağmen ikinci aday çıktı. Hatta, ilçe kongre salonunda istenmeyen olaylar da yaşandı.
Geçtiğimiz Pazar günü ise, Bursa’nın en büyük ilçesi, Osmangazi’nin kongresi toplantı. Osmangazi’de ilçe başkanı Cihat Çini’nin milletvekilliği aday adayı olacağı için görev kabul etmemesi nedeniyle il yönetim kurulundan Ali Yılmaz başkan adayı gösterildi. 400 delegeden 238 delege oyuyla başkan seçildi.
Hayırlı olsun. Ali Yılmaz, mahalli seçimler öncesinde Osmangazi Belediye Başkanlığı için aday adayı olmuştu. O dönemde başkan adayı gösterilmeyen Yılmaz, şimdi rakibi Mustafa Dündar’ın belediye başkanı olduğu yerde ilçe başkanı seçildi. Siyasi rakiplerin bir birbirleriyle uyumlu çalışıp çalışmayacakları konusunda bazı endişeler olduğu gözlemledim kongre salonunda. Oysa, gerek Mustafa Dündar gerekse Ali Yılmaz, belediye başkan adayı belirlendikten sonra kol kola girerek seçim çalışmasını beraber yaptılar. Bana göre şimdilik aralarında herhangi bir sorun yok.
Osmangazi kongresinin yıldızı ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik oldu. Çelik, 2,5 yıl aradan sonra ilk kez parti teşkilatının karşısına geçip konuştu. Ülke gündemi, dünya gündemi, Suriye ve IŞİD meselesi, ülkemize sığınan göçmenlerle ilgili Türkiye’nin bağrını açıp, yaraları sarmak için dünyaya örnek bir uygulama sergilediğini söyledi. Sonra, maden kazalarına geldi. İşletmecilerin kar ve rant hırsıyla hareket ettiklerini söyledi. Bu kişilere, yani yasalara aykırı davrananlara, paraya çevrilmeyen ve 3 ile 5 yıl arasında değişen hapis cezaları getirileceğini açıkladı.
Tabi, ben dahil salonda bulunan herkes Faruk Çelik’in Bursa ile ilgili teşkilatlara vereceği mesajları bekledik. Ama, Bakan, gerçekten iyi bir politikacı olduğunu yine gösterdi. Konuşma süresine, Torba Yasayla getirilen vergi ve SGK aflarını, çalışma hayatında yaşanılan sıkıntıları anlattı. Sonra, genel iktidar faaliyetleriyle, ana muhalefet ve muhalefete çattı.
“9 seçim kaybettiler, hala konuşuyorlar. Sayın Kılıçtaroğlu, geleli 4 seçim kaybetti. Ama susmadı. Bakın, cumhurbaşkanlığı için 15 parti bir araya geldiler, ama bir Recep Tayyip Erdoğan kadar bile olamadılar” sözleriyle teşkilatların nabzına göre şerbeti verdi.
Faruk Çelik, Bursa’ya sık geliyor. Bakanlığı ile ilgili resmi çalışmaları yapıyor. Davetlere katılıyor. Ama, 2,5 yıldır hiç teşkilatları ziyaret etmiyor ve teşkilat toplantılarına katılmıyordu.
Genel Merkezin kararıyla Osmangazi kongresi için görevlendirildi. Salonda da beklenen ilgi ve canlılık gerçekleşti.
Bakan Çelik’in konuşmasından sonra görüştüğüm pek çok AK Partili yönetici ve delegesi, “Bursa’da artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz” dediler.
