Ülke de bugün yapılan yatırımları görmezden gelip felaket tellallığına soyunanları gördükçe “inanan” insanların daha dik durması gerektiğine inananlardanım..

Algı operasyonlarıyla prim yapmaya  çalışanların dedikodu merkezleriyle desteklendiği bir ortamda şişkin ciğerlerinden yalancı nefesler üfleyerek sözün ruhuna tecavüz eden insanların bir yerde pes etmeyeceklerini söyleyebilir misiniz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla kurulan şehir hastaneleri üzerinden yapılan spekülasyonların işe yaramadığını Pandemi döneminde gördük…

Bursa ekseninde baktığımda da değişen bir şey yok..

Tü-ka-ka yapılmak istenen Bursa şehir hastanesine gitmeden,işlevi hakkında bilgi sahibi olmadan dev yatırımı hedef tahtasına oturtmak kesinlikle insafla bağdaşmayan bir durumdur..

Bende kurulduğu günden itibaren ilk defa gidenlerdenim…

Tek kelimeyle mükemmel…Allah kimsenin sağlığını bozmasın ama,ihtiyac halinde gidenlerin arayıpta bulamadığı bir hastane…Kendisiyle bugüne kadar hiç biraraya gelmediğim ve tanımadığım,sadece bir defa aylar öncesi telefonla görüştüğüm Dr.Dursun Topal’ın başında bulunduğu hastanede sistem tıkır tıkır işliyor…İhtiyaç halinde gitmek zorunda kalan hiç kimseye senin dinin ne,Irkın ne,hangi siyasi partiye mensupsun gibi abuk soruların sorulmadığı 5 yıldız otel ayarında bir hastane..

İnsanların memnuniyetleri yüzlerinden okunuyor…(Ayrıntıları önümüzdeki günlerde bu sütunlarda paylaşacağım.)

Şunu ifade etmek istiyorum..İnsanın doğal yapısında vardır.

Nasıl bakarsa, baktığı şeyi o perspektiften algılıyor; alıyor.

Nasıl bakarsan öyle görürsün gibi basit bir mantıksal çıkarımda bulunmak da

mümkündür.

İnsanın niyetine su katılmaya görsün; kişilik hamuru mayalanmaz.

Niyette eğer kötü bir eğiliminiz varsa, pekala ki olayların kendinize

yarar, kötü taraflarını göreceksiniz.

İyi bir niyetle oturup kalkan insanlar hep birleştirici, şefkatli ama kötü bir niyette bulunan insanlar daima kışkırtıcı ve ayrıklaştırıcıdır.

Niyetlerinden hep kötü şeyler geçirenler, birilerini bir başkalarıyla

kavga ettirip kendilerine “malzeme” çıkarmayı çok severler.

Bu gibi insanlar için “durumdan vazife çıkarmak” deyimi tam yerine oturur. Bu oyunu bozarak bu tuzağa düşmemenin en kolay yolu niyette kötü insanları muhatap almamak,onlara inanmamaktan geçer.

Yaşananları-gerçeği yerinde görmek hatta içinde bulunarak değerlendirme yapmak en doğrusudur.

Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki herkesin ihtiyaç duyduğu güzide kurumlar bile kirli siyasetin çarkları arasında yok edilmek isteniyor…Kurumları yöneten insanların emekleri heba edilmek isteniyor…Tek kelime ile Yazıktır-Günahtır

Oysa söylenecek çok şey var..

Bu ifadeler basit tarafgirlik olarak algılanmasın..Yaşadım ve gördüm.Hala da yaşıyoruz..

İnsani değerlerin en üst seviyede tutulması için mücadele eden bir ekip..Bırakın yönetim kadrosunu Eczacısından,hemşiresinden hasta bakıcısına kadar herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor Şehir hastanesinde…

Sıkıntılar yok mu tabiki var..Ama hastane içinde değil…Hergün 10 ile 15 bin kişinin ziyaret ettiği Bursa şehir hastanesine giden insanların restoran ve kafelerde maruz kaldığı yüksek fiyatlar…Bir çaya 10 Tl,bir tas çorbaya 70 tl vermek zorunda kalan hasta yakınları…

Buradan bir not düşelim;Denetimleri hangi kurum yapıyorsa derhal harekete geçmeli…

Son olarak şu ifadeleri kullanmak istiyorum;

“Geçmişi bir hatırlayalım.Pislikten,kokudan tuvaletlerine bile girilemeyen hastanelerin ardından güzide bir eser yaratılmış.Adı Bursa şehir hastanesi… Dr.Dursun Topal ve ekibini alkışlıyorum.En kısa zamanda ziyaret edip bu işin sırrını konuşmak istiyorum.İdealist hekimlerle çıta her geçen gün yükseliyor.”

Bursa şehir hastanesinde…Çalışmaları gölgelemek,sistemi akamete uğratmak isteyenlere ise bir atasözü ile cevap vererek yazımızı taçlandıralım..

“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar”

Ammaaa, gelin görün ki; bir yatsı, üç yatsı,beş yatsı süresince değil, sürekli yanıyor.

Çünkü yassılar da çok, yalancılar da…