Arka plandaki ikinci düşünce

İnsanların hep başka türlü hesap kitapları olmuştur. Bunlara A planı veya B planı denilirken şimdi de C planı tartışmaları başladı.

Siyaset ve ticaretin kol kola gezdiği ülkemizde en önemli vurgun kalemleri arasında söylenilen ve konuşulan ihalelerle ilgili arka planlardaki ikinci düşüncelerden söz ediliyor.

Neymiş efendim, falanca partinin başkanı, filanca partili ile iyi geçinmek ve seçimlerde el ele kol kola gezerek düzenlenen tezgahın devamını sağlamak adına kamu kayrnaklarından faydalanıyorlarmış.

Bana göre, bu konuşulanlar yeni değil.

Demokratik düzene geçtiğimiz günlerden bu yana, siyasetci ile ticaretci arasındaki al gülüm ver gülüm tartışmalır devam eder. Okullardaki ders kitaplarında bile böyle olaylara örnek teşkil eden pek çok konu işlenir. Hatta, Hukuk Fakültelerinde bazı örnek davalarda en önemli kaynak kamu kurumlarıdır. Kamu yönetim derslerinde de al gülüm ver gülüm hesabının nasıl işlediği öğretilir.

İnsanların ne zaman ne düşündükleri ve düşüncelerin hayata geçirip geçiremeyecekleri konusunda, karşıda bulunan kişilerin bilgi sahibi olabilmesi mümkün değildir. Hal vaziyet böyle iken, kimin eli kimin cebinde söylemlerini bizler daha çok uzun yıllar öğrenip konuşuruz.

Önemli olan ve adil olan, siyaset ile ticaretin karıştırılmadan halka doğru, güvenilir ve şaibesi olmayan hizmetlerin yapılabilmesi.

İşte bu konuda örnek belediyeler, örnek kamu kurumları olduğu kadar, el değmemiş, araştırması bile yapılamayan, araştırma yapmak isteyenlerin ise işten ve görevden el çektirildiği hizmet ve işlere rastlamak mümkün.

Halkımız bu konularla ilgili, bilgilendiği medya kurumlarından da doğru bilgi ve belgeye ulaşılamadığı yolundaki endişeler mevcut. Çünkü, geliri sadece ve sadece reklam olan medya kurumları, varlıklarını devam ettirmek ve geleceğe güvenle bakabilmek için bazı reklamları yayınlamak zorunda. Reklam verenlerle ilgili haberlerin ise medyada çarpıtılarak yayınlanması kabul edilemez. Ama, karşılıklı siyaset ve ticaret denklemi burada da iş başı yapıyor. Al gülüm ver gülüm sayesinde halkın gerçekleri öğrenmesinin önüne geçiliyor.

Yazık ki çok yazık.

Tabi, bu al gülüm ver gülümcülerin en önemli başarıları da siyaseti dizayn etmekteki hünerleri.

Medya kanalıyla olsun, halkın destekleriyle olsun, paralı tutulan bazı sivil toplum kuruluşlarının destekleriyle olsun, bu hünerlerini sergilemekten çekinmiyorlar.

Halka hizmet ediyoruz söylemleriyle kendi ceplerini doldurmaktalar.

Haklarında binbir işlem yapılması gerekirken, bir tek işlem dahi yapılmayışının izahı yoktur. Çünkü, hep beraber el ele kol kola girmişler.

Kimileri, iş ve ihale takibi yapıyorlar. Kimilerine siyaset rolü düşmüş. Onlar, en iyi şekilde siyaseti dizayn ediliyorlar. Kimilerine ise kamu hizmetleriyle ilgili iş ve ihale takibi işini kendilerine görev seçmişler.

Öyle anlaşılıyor ki, işler tıkırında gidiyor.

Onlar için isyasi parti iktidar muhalefet ayrımı yapılmıyor. Hepsinin hesabı kitabı kendine göre bilançoya işleniyor. Sonra paylaşım için siyaseti bir kenara bırakıp hizmet adı altında bir takım işlerle kasaları dolduruyorlar.

İşte devri alem böyle işliyormuş.

Ben anlatılanları kamuoyunun bilgisine sunmakla görevliyim.

Ortalık yerde görünen köy klavuz istemez. Bunları bilip, görüp, içinde bulunupta işlem yapmayan kamu görevlilerinin de vicdanlarının sesini dinlemesi gerekir. Çünkü, iş ve işlem iddiaları o kadar çok ki, hangisine yetişeceğimize, hangisiyle yakından ilgileneceğimize zaman ayırıp, faırsat bulup seçme yapamıyoruz.

Son olarak, Bursa siyasetini dizayn etmek ve kendi gelecekleri için A, B ve C planlarını uygulamaya sokmak isteyenlerle ilgili geniş çaplı bilgileri içeren dosyalar elimize geldi. Çok taze ve yeni bilgiler var bunlarda.

Okuyunca pek çoğuna, inanın insanların inanabilmesi gerçekten güç. Çünkü, isimleri geçenleri çok iyi tanıyoruz. Bursa siyasitine yön verenlerin de aralarında bulunduğu bu kişilerle ilgili, şimdiye kadar neden iş ve işlem yapılmadığına şaşırıyoruz.

Yoksa, bunların hepsi birbirleriyle ortak iş mi çeviriyorlar? diye düşünmekten kendimize alamıyoruz.

Zaman akıp geçiyor. İktidar uğruna, iş ve güç uğruna sıkıntılar Bursa’ya yansıyor. En iyi ilaç zaman olduğu kadar, en iyi gerçeklerinde zamanla ortaya çıkacağına inanıyorum.

Bakalım, önümüzdeki günler nerele gebe olacak?

Kimlerin kafalarındaki A planı birden C planı uygulamasına dönüşecek?

Merak bu. Biliyorum, insanların başına her türlü olay meraktan gelir. Bizimkisi ise mesleki merak. Gazetecilikte hep olaylara bakış açısı acaba şeklindedir. Benim de acaba dediğim bu konularla ilgili önümüzdeki günlerde bakalım daha neleri duyup daha neleri yaşayacağız?