SON DAKİKA
Hava Durumu

‘AYNALI ŞEHİR’İN GİZEMLİ BÜYÜSÜ…

Yazının Giriş Tarihi: 09.04.2022 10:39
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.04.2022 10:39

Bu hafta bir itirafta bulunarak yazıma başlayayım.

Her biri birer iğne ucu gibi göğe yükselen görkemli gökdelenlerin, bir şehri hiç bu kadar ilgi çekici hale getirebileceğini, hatta o kente turizmi patlatan bir özellik getireceğini düşünemezdim.

Kızımızın işi nedeniyle yaşadığı Dubai’ye gelişimde her zaman kendi kendime bu cümleyi kuruyorum.

Nedeni de çok belli aslında.

Ülkemizde bizler hep herhangi bir mimari özelliği olmayan, estetik açıdan veya sanatsal yönden hiç bir şey ifade etmeyen binalarla karşılaştığımız için bir anlamda beton karşıtlığında şartlanıyoruz.

Gerçekten çok çirkin ve adeta kötü ötesi beton yığınları arasında yaşıyoruz çünkü.

Birbirinden çarpık inşaatların sadece para kazanma hırsıyla birer ucubeye dönüştürülerek yapılıyor olması belki bizleri böyle düşündürüyor.

Bir haftadır bulunduğum Dubai’de aklımdan yine bunlar geçti.

Her seferinde bakıyorum, şehir nerdeyse sırt sırta vererek gökyüzünü delercesine yükselen 50-100 küsur katlı dev binalardan oluşuyor.

En uzununu da zaten biliyorsunuz. 828 metre yüksekliğindeki 160 katlı Burj Khalife binası, kentin her yerinden görülebiliyor.

En fazla ziyaretçi rekorunu da bu gökdelen kırıyor. 124. ve 125. kata çıkıp Dubai’yi havadan görmek için kişi başına 164 Dirhem ödeniyor. Bundan iki yıl önce eşit durumda olan paramız maalesef burada da pul olmuş, 1 Dirhem tam 4 TL’ye yükselmiş. Yani göze alabilirseniz, bu şehirde gökdelen keyfiniz 656 TL’ye mal olacak. İçinde bir su ikramı bile yok üstelik.

Çok paranız varsa ve madem ki Burj Khalifa 160 katlı, ben daha da yukarı çıkmak istiyorum derseniz, 148.kat gezisi de var. Bunun için ödemeniz gereken bilet ücreti ise 543 Dirhem, yani 2.172 TL.

Doğrusu ben çıkmadım, çok param olsa da çıkmak isteyeceğimi sanmıyorum.

Zaten görüp göreceğiniz manzara da yan yana sıralanmış diğer gökdelenlerin sis bulutları arasındaki belli belirsiz silüetleri oluyor.

Anlatmak istediğim ve benim her seferinde şaşırarak düşündüğüm  konuyu şöyle özetleyebilirim.

Demek ki diyorum, inşaat işi aslında bizdeki gibi korkulacak ya da nefret edilecek biçimde sevimsiz konutların yapılmasından ibaret olmayabiliyormuş.

Hemen hemen her biri mimari ödüllü ilginç projeler yapılabiliyor ve bütün bunlar Dubai örneğinde olduğu gibi betondan ibaret olmayıp; demirin, çeliğin, çimentonun, kristal özellikli cam kaplamalarla kamufle edilerek bir şehri dünya markası haline getirebiliyormuş.

Yazımda, Dubai için ‘Aynalı Şehir’in  Gizemli Büyüsü başlığını biraz da bu nedenle kullandım.

Aslında burada bütün maharetin; bu gökdelenlerin gündüz güneş ışığıyla, geceleri de led ışıklı özel aydınlatma tasarımlarıyla göz kamaştıran bir görsel şölene dönüştürülmesinde olduğunu görüyorsunuz. Bunları yapabilmek için öncelikli şart para ve o da bu petrol zengini ülkede var tabi.

Bu arada Dubai sadece, ünü dünyaya taşmış yüksek binalardan ibaret bir şehir değil.

Kent turizmini daha da zenginleştirip cazip hale getiren ve insanların bütün dünyadan akın akın bu büyülü kenti görmeye gelmek istemelerinin başka nedenleri de var.

Onlardan da diğer yazılarımızda söz ederiz.

Mutlu bir hafta dileğiyle, sevgiyle kalın.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.