Bilinmeyenler çözülecek mi?

İnsanlar düşünemez hale getirildiler mi..! Getirildiler.
Ve anlayışsızlık devam ediyor mu?
Ediyor.
Bu “Düşüncesizliğe doğru hızla yol alan anlayışsızlık” nereye kadar gidecek, nerede duracak..!?

Bu DÜŞÜNCESİZLİK ve ANLAYIŞSIZLIK nasıl bir illettir ki, nereden bulaşmıştır ve ne zaman geriye dönüş yapacaktır?

Bu günlere kadar gelen anlayışsızlığın başlangıcı çok eskilere kadar dayanır. Herkes bir tarih verecektir, onlar mesele değil.

İnsanlar kendi GERÇEĞİNİ fark edemez, düşünemez ve göremez hale büyük büyük çalışmalarla getirilmişler ve uzun yıllar, karanlık bir dönem bilinmeden yaşanmıştır.

Bu karanlığın aydınlığa dönme zamanı gelmiştir.

İçimizdeki kendini aydın zanneden idareci şahsiyetlere sorduğumuzda bu çaresizliklere çare nasıl olacak dendiğinde, yıllardır aldığımız cevap bellidir.
Böyle geldi, böyle gider diyecekler ve ayrıca bir de zor’u ekleyeceklerdir.

Sizler öyle söyleye durun, bu böyle gitmez ve gitmeyecektir de.

Bu MANTIKSIZLIK; Nemelazımcılıktan ve vurdum duymazlıktan başka bir şey değildir.

Şimdi bu süreç tersine doğru değişmeye başladı. Yıkıcı taraflı cehaletler gerilerde kaldı ve artık onlara el sallayabiliyoruz.

Yıllardır biriken tıkanmalar, yavaş yavaş açılmaya başladı, bayır aşağı doğru gidiyor bile..!

“Zor, olmaz, imkânsız, fakat, ama,  acaba, şimdi olmaz” diyen kaleler birer birer kendiliğinden yıkılmaya mahkumlar.

“Çözüm odaklı olmayan düşücesizlik ve anlayışsızlığa” dur demek için, yeni bir bireysel ve toplumsal sistemin BİLİNÇLİLİĞİ kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Sizler imkânsız, olmaz deseniz de mutlaka olacak.

Kim olduracak?
Büyük sistemin sahibi olduracak.

Nasıl mı..! ?
Görünmeyen bir güç var mı?
Var tabii ki.
“O” ortaya çıkartıyor, “O” ortaya çıkartacak.
Neyle?
Yapıcı insanlarıyla.
Nasıl?
O güzel insanların kararlılığıyla, gayretiyle, azmiyle, iddiasıyla, başarılarıyla…

Bu konu yıllarca anlatılmış ve bütün detaylarına kadar yazılmış..!
Bu çözüm odaklı sistemi hakkıyla kim ortaya çıkartır ve örnekliğini şahsiyetiyle yaparsa tarihe o geçecektir.

Mehmet GÜLSEÇEN