SON DAKİKA
Hava Durumu

BİR ANNE DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLİR

Yazının Giriş Tarihi: 14.01.2021 22:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.01.2021 22:08

Yıl; 1881..
Selanik’te iki katlı, şirin bir ev.

O evde sarışın, renkli gözlü bir kadın. Kucağında ise; yeni doğmuş, ileride bir ülkeyi diriltecek, kaderini değiştirecek, bir ulusun kahramanı olacak bir bebek…
Bugün Atatürk’ü anarken, “Bir anne tüm dünyayı değiştirebilir” dedirten annesi Zübeyde Hanım’ın hakkını teslim etmenin en içten yolu; yetiştirdiği Ata’mıza desteği ve dualarıyla da büyük güç veren O’nu tarih sahnesinde hak ettiği yere koymaktır…

… Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamı hep cephelerde, mücadelelerle geçti. Özellikle Birinci Dünya Savaşı, Türkiye’nin işgal edildiği, parçalandığı, her türlü zalimliğe uğradığı yıllar ve Ulusal Kurtuluş Savaşı dönemi Atatürk’ün annesi için de çok sancılı oldu.
Ana-oğul bu nedenle birbirlerine hasret yaşadılar.
Bu süreçte Zübeyde Hanım felç geçirdi ve gözlerini kaybetti.
Atatürk, annesinin vefatından (14 Ocak 1923) sonra, 27 Ocak 1923’te ana acısını yüreğine gömerek şunları söyler:

   “Evet anam öldü. Fakat VATAN ANAM sağ olsun.
Annem, eziyetin, zorlamanın bütün milleti felaket uçurumuna götüren bir keyfi idarenin kurbanı olmuştur. Abdülhamit devrinde idi. Mektepten henüz kurmay yüzbaşı olarak çıkmıştım. Hayata ilk adımı atıyordum. Fakat bu adım hayata değil, zindana rastladı. Gerçekten bir gün beni aldılar ve baskı idaresinin zindanlarına koydular. Orada aylarca kaldım. Annem İstanbul’a geldi. Fakat orada kendisiyle ancak üç beş gün görüşebildim. Çünkü tekrar baskı idaresinin casusları, cellatları ikametgahımızı sarmış ve beni alıp götürmüşlerdi. Annem ağlayarak arkamdan takip ediyordu.
Ben sürgün yerime götürecek olan vapura bindirilirken benimle görüşmesi engellenen annem gözyaşlarıyla Sirkeci rıhtımında acılar ve kederler içinde bırakılmıştı. Sürgünde geçirdiğim tehlikeler onun hayatının acılar ve gözyaşları içinde geçmesine sebep olmuştur. Padişah ve hükümetinin ve bütün düşmanların daima baskı ve işkencesi altında kalmıştı. İkametgahı bin türlü bahanelerle ve nedenlerle basılır ve araştırılır, kendisi rahatsız edilirdi. Annem o günleri gözyaşları içinde geçirdi. Bu ona gözlerini kaybettirdi.

   Annemin mezarı önünde ve Allah’ın huzurunda yemin ediyorum; bu kadar kan dökerek milletin kazandığı ve elde tuttuğu hakimiyetin korunması ve savunması için gerekirse annemin yanına gitmekte asla kararsız davranmayacağım. Milli hakimiyet uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun.”

Zübeyde Hanım’a vefatının 98. yılında saygı ve rahmetle..

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.