Türkiye’nin en prestijli üniversitelerinden olan Boğaziçi Üniversitesi’nde bir hareketlenme baş gösterdi. Daha doğrusu ortalığı karıştırmak isteyen bir grup üniversite önünde toplanarak eylem yapmaya başladılar. Güvenlik güçlerine karşı saldırılarda bulunarak ellerinde ne varsa polislerine üzerlerine fırlattılar ve polisleri tekmelemeye başladılar. Polisler ise onların provokasyonuna gelmeyip soğukkanlılıkla davranarak eylemcilere karşı etten bir duvar örerek kapıdan içeri girmesini önlediler.

***

Sonradan anlaşıldı ki aslında gözaltına alınan 17 eylemcinin 2 tanesi haricindekiler üniversitenin önüne dışarıdan gelmiş ve getirilmiş kişilerdir. İçlerinde TKP/ML üyeleri ve çeşitli eylemlerden tutuklanmış kişiler de vardır.

Bunların gayeleri de güya yeni atanan rektörü protesto etmekmiş.

Pekala neden protesto ediyorlar?

Yeni rektör atanmasını bahane göstererek ülkede huzursuzluk ve kargaşa çıkarmanın fitiline ateşlemek.

Çünkü baktığımız zaman yeni rektörün son derece birikimli ve tecrübeli olduğunu anlıyoruz. Hedefinin Boğaziçi Üniversitesini dünyada ilk 200 üniversite arasına sokmak olduğunu söylüyor.

Siyasetle ilgilenmiş birisi ve SHP, LDP ve AK Partide bulunmuş ama sonrasında kendisini tamamen akademik çalışmalara yönlendirmiş birisi. Zaten yüksek lisans ve doktorasını da Boğaziçi Üniversitesi’nde yapmış ve İstinye Üniversitesi ile Haliç Üniversitesi’nin de kurucu rektörü. Dünyadaki bilimsel çalışmaları yakından takip eden özgüven sahibi, eleştiriye açık donanımlı birisi.

Böyle olmasına rağmen eylemlere muhatap olması aslında kişisel durumundan değil. Türkiye’yi tekrar 12 Eylül 1980 darbesi öncesine getirmek isteyenlerin gayretidir.

Mesele üniversite ya da rektör meselesi değil anarşi çıkararak ülkeyi karıştırmak için sokaklara inmeye çalışmaktır.

Bu şekilde iktidarı zora sokup devirmek isteyeceklerdir.

Çünkü 1980 öncesi de bu işler üniversitelerden başlatılmıştır.

Ülkedeki huzur ve sükun ortamını bozarak ülkemizi tekrar 80 öncesi o karanlık günlere geri döndürmek istiyorlar.

Bunların baş destekçileri ise CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu olup örgütlü mücadele ile eylemlere devam edilmesini isteyerek eylemcileri ziyaret etmiştir.

***

Anlaşılacağı üzere Türkiye’deki huzur ortamından rahatsızlık duyan güçler harekete geçmiştir.

Bunlara göz yumulmamalıdır.

Artık Türkiye eski Türkiye değildir.

Her alanda ilerleyebilmemiz için ülkede istikrara ihtiyaç vardır.

Anarşi çıkararak istikrarı bozmak isteyenlere göz açtırılmamalıdır. Üniversite önlerine gelen saldırganlara da hadleri bildirilmelidir.

Yeter artık; 80 öncesinde olduğu gibi ülkemizde terör ve anarşi istemiyoruz.

Dünya milletler yarışında hak ettiğimiz itibarlı yeri almalıyız.