Bursa’da son yıllardaki moda deyimle, “biz istemezsek kimseye hizmet yaptırmayız” mantığı ile hareket edip, başta kamu yatırımları olmak üzere pek çok halk hizmetine sözde halk adrına adım attıklarını öne süren bazı kesimlerce engelleme operasyonları sürüyor.
Bir yere yeni sokak mı açılacak? Açtırmayız diye karşı muhalefet iş başına geçiyor.
Bir yerde yol ve kavşak düzenlemesi mi yapılacak? Yaptırmayız diye muhalefet harekete geçiyor.
Bu muhalefet ne hikmetse hep kendi ideolojik düşüncelerine karşı yönetim ve iktidara yönelik muhalefet yapıyor. Başka bir partiden veya kendi dieolojik görüşünden olan Belediyelerinin kestiği ağaçları görmüyor. Yok ettiği yeşil alanları hiç görmüyor. Betonlaştırıp halka rağmen ticarete açtığı çocuk parkları ve mahalle parklarının yok olmasına alkışlarla destek verip tempo tutuyor.
Yani, sizin anlayacağınız tam bir tezatlık yaşanmasına rağmen,. Bizim meslekte de bulunan bazı yandaşlarının aracılığıyla da kendilerine kamuoyunda haksız iken haklı duruma getirecek bahaneler uydurulmasına yol açıyorlar.
Yaptıkları tek şey, hizmetlerin önlenmesine çalışılması. Yada, hizmetlerin yapımında zaman kaybı yaşanması. Ekonomik sıkıntılar yaşanması. Maliyetlerin artmasına yol açılması.
Ben bunlardan sadece bir kaçını yazdım.
Gelelim, saadede.
Ülkemizde insanların en çok önem verdikleri nedir? Cevabı sağlık oluyor. Çünkü, insan sağlıklı olmadığı zaman hayatında pek bir anlamı kalmıyor.
Bursa’da sağlık yatırımları uzun süredir istenilen düzeyde değil. Son yıllarda ilçelerdeki sağlık yatırımları dikkat çekerken, 12 Eylül 2013 tarihinde İstanbul’da imzalanan Bölge Sağlık Hastaneleri yapımı sözleşmesine rağmen temel atma töreni bir türlü yapılamadı.
Sağlık Kompleksi ile ilgili olarak seçilen yerler konusunda pek çok sıkıntılar yaşandı. Samanlı’da benim de tasvip etmediğim meraya yapılmak istenilen sağlık kompleksine hep berabser karşı çıktık. Sonra, Otosansit alanı dikkat çekti. Herkes olabilir dedi. Bazı kişiler ise ideolojik ölçekli itirazlarıyla bu isteme muhalefet etti. Sonra, zar-zor temeli atılan Doğanköy merası bulundu. Burası ile ilgili de davalar açıldı. İtirazlar yapıldı.
Anlaşıldı ki, birileri hizmet etmek, halkın sorunlarını çözmek isterken, bu projeleri engellemek isteyenler, siyasi güçleri yetmeyince araya ideolojik çıkar guruplarının güçlerini birleştirmesi ile mücadele etmeye başlandığı ortaya çıktı.
Birde, olayın davalarına bakan bazı adli görevlilerin de aynı ideolojik düşüncelerden olmasıyla kamu hizmetleri gerçekten çok ciddi anlamda engellendi. Ötelendi. Yapılmasına mani olunmak istendi.
Yazıktır, günahtır.
Bakın, Bursa Büyükşehir Sağlık Hizmetleri inşaatının temel atma törenine katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, törende yaptığı konuşmasında bu olaylara dikkat çekti. “Siz ne kadar engel solursanız olun, takdiri ilahi yine bu hizmetlerin yapılmasına yol açıyor” dedi.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Bursa Sağlık Kompleksi’ne karşı yapılan engellemelere dikkat çekerken, “biz bu hizmetleri kendimiz için değil, halkımız için yapıyoruz. Buraların yapılmasına şifahanelerin inşa edilmesine engel olmaya kalkanların da buralardan sağlık hizmeti alacağını unutmamak gerekiyor. Sağlık hizmeti sadece bize değil, herkese lazım” sözleriyle de çok önemli bir noktaya ışık tuttu.
Yok yere hizmetleri engellemek isteyenlerin projelere karşı açtığı davalara rağmen doğru yolun bulunduğunu işaret etti.
En önemli dikkat çektiği mesele ise, bu hastane yapımına engel olmaya çalışanların allah vermesin ama, başlarına gelebilecek bir kaza bela veya hastalık anında şifa arayacakları yerin de bu binalar olacağını unutmamalarını istedi.
Bakalım, önümüzdeki günlerde daha neler göreceğiz?
Düşmez kalkmaz bir allah.
