Siyasetin doğasından mıdır? Yoksa, insanların şahsi beklentilerini toplum adına yaptıkları iddia edilen eylemlerde kullanıp, halkı kandırmaya çalışmasından mıdır? Bilemiyorum. Ama, hangi konuda olursa olsun, haklı eylemleri sürekli destekliyorum. Haksız yere yapılan, ayrımcılığı tetikleyen, ideolojik beka içeren ve şahsi çıkar içeren eylemleri de desteklemiyorum. Hepsi bence uydurma ve göz boyama eylemleri.
Ne var ki, toplum adına yapıldığı öne sürülen eylemlerin gerçekten toplum adına olduğuna inanabilmemiz için adil olması gerekiyor.
Siyasi rakiplerin yaptıkları uygulamalara, sırf ideolojik amaçlı karşı çıkanların, kendi ideolojik düşüncesinde olanlarında yaptıkları aykırı işlem ve uygulamalara da karşı çıkmaları gerektiğini hep savunuyorum.
Birkaç gündür sosyal medyada ve yazılı medyada Ürünlü Merası ile ilgili çeşitli söylemlere ve eylemlere tanık oluyoruz.
Başı Nilüfer Kent Konseyi çekiyor. Bazı akademik odalarda zaten gönüllü eylemci oldukları için destek veriyorlar. Birde, bölgedeki kadın dernekleri var. Hepsinin yaptığı eylem, toplum olarak desteklenmesi ve kamu malına sahip çıkılması adına sevindirici.
Emeği geçenlerin hepsinin tebrik edilmesi gerekiyor.
Bu eylem, beni bazı düşüncelere de sevk etti.
Özlüce’de 372 dönüm köy merası ve hazine arsası, imar oyunlarıyla yok edilirken Nilüfer Kent Konseyi neden eylem yapmadı?
İhsaniye’deki köy merası, bazı inşaatların belki de başkanın eşinin ortak olduğu bir şirketin daha fazla inşaat yapabilmesi adına, yeşil alan aktarını, devşirmesi yapılıp, yerlerine beton yığınları inşa edilirken Nilüfer Kent konseyi nerede idi?
Yine, Beşevler Köy merası imara açılıp, villalarla o dönemin AKP-CHP yöneticileri arasında pay edilirken Nilüfer Kent Konseyi nerede idi?
Yine, Görükle’deki köy merası, AVM yapılırken Nilüfer Kent Konseyi ne işle meşgul oluyordu?
Odunluk’taki Yeşil alanların Tavacı’ya verilip özel imar oyunlarıyla kaçak inşaatlar kurtarılmak istenirken Nilüfer Kent konseyi neden eylem yapmadı?
Tavacı’nın ön tarafında yer alan ve Orhaneli Yoluna tam cephe, belediye görevlilerinin akrabaları tarafından restoran kısmı işletilen BUMİAD’a verilen park alanı betonlaşırken Nilüfer’deki STK’lar, Akademik Odalar ve Ket Konseyi neden ses çıkarmadı?
Ataevler semt parkı Bahçende isimli beton yığınına dönüştürülürken Nilüfer Kent Konseyi’nin böylesine bir eylem yapmamasının gerekçesi nedir?
Yine, Fethiye Köyü merasının ve hazine arsalarının AKP-CHP-MHP ortaklığıyla AVM haline getirilirken Nilüfer Kent Konseyi’nin eylem yapmamasının izahı nedir?
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
Çünkü, Nilüfer’deki her köşe başındaki yeşil alan içine yapılan betonlaşma ile yapılar ile yeşil alan olmaktan çıkarılıp kişiye özel ticari işletmeler haline getiriliyor.
Özellikle, FSM Bulvarı’ndaki işletmelere bakın. Kapıcı daireleri, binaların sığınıkları nasıl ticarethane olmuş?
Nilüfer Kent Konseyi’de bu cadde üzerinde faaliyetlerini sürdürüyor.
Yoldan gelip geçerken buraların ne hale geldiğini gördükleri halde, neden sesleri çıkmıyor?
Toplumda önderlik etmek gerçekten alkışlanacak bir manzara.
Hele, tüyü bitmemiş yetim hakkının savunulması ayakta alkışlanacak manzara.
Bütün bunların hepsine evet deyip destek oluyoruz. Ama, eylemlerde çifte standart yapılmasının izahı nedir? Bu soruya cevap alamıyoruz.
Yazımın başında söylediğim gibi, kamu malının korunması, hazineye uzanan ellerin kırılması için hep beraber güç birliği yapmak zorundayız.
Buralara gözlerini dikenlerin o gözlerini kapatmak için ne gerekiyorsa yapmak zorundayız.
Tabi, bütün bunların adil olması şartıyla.
Yoksa, CHP zihniyetinin çıkıp AKP yönetimini eleştirmesi için yapılan ideolojik eylemlerde oyun ayağı olmak istemiyoruz. Yine, AKP tarafından gerçekleşen ve CHP’nin yaptığı olumsuzluklar için yapılan ideolojik eylemleri de aynı gerekçeyle ret ediyoruz.
Eylem yapanlar önce haklı olmalı. Sonra adil olmalı. Adaletli olmalı. Benim zihniyetimde olanların meraları imara açıp, hazine arsaları buharlaştırırken susup bir kenarda oturanların, yeşil alanların yok olmasına alkış tutanların, kişiye özel eylem yapmaya hakkı bulunmadığına inanıyorum.
Şimdi bana birileri yine kızacak.
Bereket havalar soğudu. Kızarlarsa hemen kapının önüne çıkıp soğuk havada serinleyip, ateşlerini düşürebilirler.
Bir iş ve eylem yapılacaksa, hak ve adalet duygusuyla hareket edilmeli. Hangi siyasi görüşten olursa olsun, tarafsızlık ilkesi ile hareket edilmeli.
Kısaca ve özet budur.
