Gerçeklerin meydana çıkma zamanı…!

Türkiye olarak bir çok konuda eskiden bu kadar hazırlıklı ve bilinçli değildik. Özellikle son on yıldır olayların çeşitliliğinden dolayı her ülkeden daha fazla tecrübe kazandık, güçlendik ve bilinçlendik.

Şu sıralarda dünya da yaşanan ekonomik dengesizlikler konusunda bakış açımız diğerlerine göre çok daha farklı oldu.

Bu dengesiz süreç kesinlikle bir kriz süreci gibi gözükmüyor, kriz olamaz.

Peki kriz değilse, nedir?

Dünya çapında küresel finansal sisteminin çökmesidir.

Finans sistemi uzun zamandır(2008 den bu yana) yani on dört yıldır sarsıntılar içindedir ve bu kötü gidişata, çöküntüye, bu süreçte ne yapsalar çözüm bulamıyorlar.

Böyle bir durumda çözüm için, şimdi ve ileride neler olacak enine, boyuna, yüksekliğine, derinliğine düşünecek tartışmacılar ortaya çıkmalıdır.

Sistemin çöküşü hakkında kısmen tartışanlar var fakat yeterli değil.

Önemli olan çöken sistemin yerine neyin, ne zaman ve ne şekilde geleceği her şeyden önemlidir. Yani esas konuşulması gerekenler tartışılmalıdır.

Yeni sistem nasıl olmalı..! Ana hatlarında ve temelinde neler olmalı..!

Yeni doğan her çocuk Zekâ olarak çok farklı doğduğuna göre çağ “Zekâ Çağı” olacak gibi gözüküyor.

Yeni sistemde Zekânın payı ne kadar olacak..!?

Yapay zekâ çalışmaları çıkarcıların kendi maksatları, çıkarları içindir, bizleri aldatmasın. İnsan zekâsıyla yapay zekâ birbirine karıştırılmamalıdır.

Zekâ’nın varlığı Hedefe bağlıdır. Zekâ hedef görmedi mi durur.

Hedef ve İnanç mekanizması çalıştığında Zekâ ortaya çıkar.

Şimdi biz bakalım işimize, kendimize, ülkemize yani geleceğimize.

Gençlerimizi anlar veya anlamaz demeden çok farklı bir şekilde, sürdürülebilirlik içinde, Milli duygunun da olduğu Hedeflerle buluşturabiliyormuyuz..!

Yeni kuşaklar hedeflerini doğru tespit ettiklerinde ve Milli hedef ile birlikte buluşturulduğunda sistem otomatik olarak çalışacaktır. Yeter ki, konacak gerçek Hedefe İNAN’dırılsınlar..!

Her konuda ülkemizde ve birçok ülkede yeni, yepyeni düşünce paradigmaları ile hazırlıklar yapılıyor.

Artık dünyada İktisatı(tasarrufu) bilmeyenin siyaset konuşması yasaklanmalıdır diyorlar. Ekonomi bilmeyenin demiyorlar, İktisati bilmeyenin diyorlar.

düBu güne kadar kendilerini ekonomist zannedenler hep konuştular ve sahnede oldular da ne oldu diyorlar..!

Küreselcilerin eskimiş, köhneleşmiş sömürücü ekonomi sistemlerinden bahsetmiyorlar, yeni oluşacak iktisat modelinden bahsediyorlar.

Eski ekonomi bilgileriyle buraya kadar geldik, baktık ki hepimiz küreselcilere çalışmış ve onların sistemine hizmet etmişiz. Onların oluşturdukları okullarda müfredatlar böyle imiş, ne yapalım, ne olduysa oldu!

Şimdi dünyanın bir çok ülkesi bunun böyle gitmeyeceğini fark etmesi üzerine “Ayakları yere basan, mantıklı, gerçekçi ve bilimsel düşünen kıymetli kişilerin bir araya gelerek, gerçek temeller üzerine kurulu bir iktisat modelini oluşturması gerekiyor” diyorlar.

Neden olmasın ki!

İnsan İnanırsa her şeyi yapabilir, inanan için yapılamayacak bir şey yoktur. Bundan hiç ama hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Sistemi bilirsek, hedef tutarsak ve bilinçlenirsek, inanın her şey çok kolay olacaktır.

Mehmet GÜLSEÇEN