İnsanların hayatları boyunca yapmak isteyip de bir türlü yapabilme imkanı bulamadıkları binlerce hayalleri vardır. İstekleri vardır.
Bunları gerçekleştirmek her zaman öylesine kolay olmaz.
Bizim gazetecilik mesleğinde en büyük gururumuz, haberi erken öğrenme, okurlarıyla erken paylaşma, haber atlatmadır. Yıllarca birbirleriyle haber atlatma peşinde kol kola gezen meslektaşlarımız arasından bugün hayatta olanların sayısı azaldı. Kimimiz, şehir değiştirdi. Kimimiz meslek değiştirdi. Kimimiz ise, hayata gözlerini yumup dünyalarını değiştirdi.
Geriye dönüp baktığımda, mazide kalan 37’yi aşkın yıl boyunca Bursa’da yapılan hizmetlerle ilgili pek çok konuda haber yaptığım, yazı yazdığımı görmek bana mutluluk veriyor.
Geçtiğimiz günlerde yolda bir kişi yolumu kesti. Halimi hatırımı sordu. Ben kendisini tam olarak tanıyamadım. Yabancı gelmiyordu. Sonra kendisini tanıttı. Yıllar önce bir cinayet davasında ismi geçmiş. Hapse girmiş. Çıkmış. Bende o olayla ilgili haber yapmışım. Cezaevi günleri süresince gazete haberlerini biriktirmiş. Yıllar sonra karşılaştık. Eski günleri konuştuk. Şimdi Bursa’da çok önemli bir şirketin sahibi olmuş. İş güç sahibi.
Allah herkesin yolunu açık etsin. İsteklerini yerine getirmesine yol açsın.
Siyasetçinin hedefi önce milletvekili olmak. Sonrasında bakan olmak. Sonrasında belki de başbakan olmak. Ama, hep iktidar partisinde milletvekili olabilmek. Halkın dertlerini dinleyip, sorunların çözümünde aracılık etmek.
İşletme sahiplerinin hayalleri ve istekleri ise hep daha çok iş yapmak, para kazanmak, birden fazla kişiye iş ve aş verebilme adına yatırımlarını gerçekleştirmek. Sektörde bir numara olabilmek.
Bizim gibi çalışan gazetecilerin hayali, öncelikle doğru bilgi, belge ve dökümanlara dayalı bilgilerle gerçekleri ortaya çıkarmak. Kamuoyuna doğru bilgi ve haber verebilmek. Hayali yatırımlar peşinde koşanların, olmayan işleri olmuş gibi gösterip kamuyu zarara uğratanların, keselerini doldurma heveslisi bir takım koltuk sahiplerinin yaptıklarını ivşa edebilmektir.
Bizim meslekte en önemlisi ise yazılan yazının gerçek olması, yapılan haberin gerçekleri yansıtmasıdır. Aslı astarı olmayan, dedikodularla yapılan haberleri yazan, yazıları kaleme alanların bu meslekteki ömürleri pek uzun olmuyor. Hepsi, birer ikişer, meslek dışında kalıyor.
Ben, 1970’li yıllarda mesleğe başladığım zaman, dönemin TRT muhabiri rahmetli Niyazi Menteş, “oğlum işin gücün mü yok. Git başka iş yap. Bak bizim halimize, ne uzuyoruz, ne kısalıyoruz. Ben 15 yıldır bu meslekteyim (o tarihlerde) Doğru dürüst dikili ağacım bile yok. …” sözleriyle beni uyarmıştı.
Çok şükür, o tarihten bu yana çok yıllar geçti. 2000 yılında emekli oldum. Hala bu meslekte çalışıyorum. Ailemin geçimini sağlıyorum. Çok şükür.
Benimde hayallerim vardı. Özellikle çalıştığım gazeteye sahip olabilmeyi istiyordum. Zamanla bu hayalim gerçek oldu. Önce haftalık Bursa Sokak Gazetesi ile işe başladım. Bugün ise Bursa’da günlük olarak yayınlanan Gazete Bursa’nın imtiyaz sahibi oldum.
Allaha binlerce şükür. Tabi, iş sahibi olmak çok kolay. Önemli olan, o işin büyütüp geliştirmek.
Bursa’da Meydan Gazetesi, benim için yeri ve önemi çok büyük bir medya organı. Çünkü, geçmiş yıllarda aynı masayı kullandığım arkadaşım, kardeşim Ercan Akyıldız bu medyayı ayakta tutabilmek ve Bursa’ya hizmet edebilme adına çalışmalarını sürdürüyor.
Ben, bundan böyle kendi gazetemde yazacağım. Bugün itibariyle Bursa’da Meydan okurlarına veda ediyorum. Bu sıcak aile yuvasında, medya kuruluşunda çok önemli günlerimiz oldu. Dertlerimiz oldu. Sevinçlerimiz oldu. Çalışan ve emeği geçen bütün arkadaşlara teşekkürler.
Belki yarın yine beraber olabiliriz.
