Nasreddin Hoca, kadılık yaparken bir gün bir ahbabı burnundan soluyarak gelmiş. Hasmı için söylemediğini bırakmamış. Sonra:
– Hocam, Allah aşkına söyle, demiş, haklı değil miyim?
Hoca ne yapsın?
– Haklısın, demiş.
Ahbabı sinirleri yatışmış olarak gitmiş. Onun hemen arkasından hasmı gelmiş. Bu defa da o başlamış atıp tutmaya, yok bana şöyle, yok böyle yaptı demeye. O da Hoca’ya sormuş:
– Haklı değil miyim?
Hoca:
– Vallahi çok haklısın, demiş.
Adam da sakinleşerek gitmiş. Tüm bunlara tanık olan Hoca’nın karısı bile bu işe şaşırmış kalmış.
– Senin kadılığında bir garip Hoca Efendi. İkisine de sen haklısın dedin. Hiç öyle şey olur mu?
Nasreddin Hoca hanımının yüzüne bakıp:
– Hatun, demiş, sen de haklısın!
Aynen bu fıkrada olduğu üzere son günlerde zincir marketler üzerinden yapılan fahiş fiyat artışı gündemini korumaktadır. Bir ürünün imalattan son tüketiciye kadar geçen süre içerisinde dokunduğu her muhatap tarafıyla konuşup- dinlesek hepsine ayrı ayrı “Haklısınız” diyeceğimize eminim. En son tüketici olan vatandaşta dertli ve o da haklı. Kısaca bu fiyat artışlarında fıkrada ki gibi herkesin haklı olduğunu görmekteyiz.Bu işin çözümü yok mu? Elbette vardır ama dünden bugüne,akşamdan sabaha bir günde olacak iş değildir.Bu bir süreçtir.Bu süreç iyi yönetilirse, radikal kararlar alınıp bir irade gösterilirse vatandaşın alım gücü düzelebilir ve eli rahatlar.
Tüm dünyayı etkisi altına alan bu enflasyonist ortam kişilerin alışılmışlıklarından vazgeçmesini zorlaştırıyor.Başta bireyler olmak üzere aileler,toplumlar ve ülkece israftan uzak yaşamaya alışılmalı,zaruri ihtiyaç harici harcamalar yapılmamalı,tasarrufa gidilmeli ve parayı doğru kullanmayı da öğrenmeliyiz.
Hayatımızın her safhasında iktisat kurallarını uygulamalıyız.
Çöpe atılan tonlarca ekmek,sebze ve meyvelerin fotoğraflarını görünce üzülmemek elde değildir.
Her yeni çıkan bir ürünü ihtiyacımız olmasa bile moda deyip almak gibi ruhi hastalıktan kurtulmalıyız.
Lütfen tüketim toplumuna dönüşmeyelim.Üzerimizden daha fazla para kazanmak isteyenlere fırsat vermeyelim.
Yaşantılar bir ölçü üzerinde olmalıdır.Bunu unutmayalım ki ölçünün kaçtığı her şey zararlıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet Ali Akçaseven
Herkes haklı
Nasreddin Hoca, kadılık yaparken bir gün bir ahbabı burnundan soluyarak gelmiş. Hasmı için söylemediğini bırakmamış. Sonra:
– Hocam, Allah aşkına söyle, demiş, haklı değil miyim?
Hoca ne yapsın?
– Haklısın, demiş.
Ahbabı sinirleri yatışmış olarak gitmiş. Onun hemen arkasından hasmı gelmiş. Bu defa da o başlamış atıp tutmaya, yok bana şöyle, yok böyle yaptı demeye. O da Hoca’ya sormuş:
– Haklı değil miyim?
Hoca:
– Vallahi çok haklısın, demiş.
Adam da sakinleşerek gitmiş. Tüm bunlara tanık olan Hoca’nın karısı bile bu işe şaşırmış kalmış.
– Senin kadılığında bir garip Hoca Efendi. İkisine de sen haklısın dedin. Hiç öyle şey olur mu?
Nasreddin Hoca hanımının yüzüne bakıp:
– Hatun, demiş, sen de haklısın!
Aynen bu fıkrada olduğu üzere son günlerde zincir marketler üzerinden yapılan fahiş fiyat artışı gündemini korumaktadır. Bir ürünün imalattan son tüketiciye kadar geçen süre içerisinde dokunduğu her muhatap tarafıyla konuşup- dinlesek hepsine ayrı ayrı “Haklısınız” diyeceğimize eminim. En son tüketici olan vatandaşta dertli ve o da haklı. Kısaca bu fiyat artışlarında fıkrada ki gibi herkesin haklı olduğunu görmekteyiz.Bu işin çözümü yok mu? Elbette vardır ama dünden bugüne,akşamdan sabaha bir günde olacak iş değildir.Bu bir süreçtir.Bu süreç iyi yönetilirse, radikal kararlar alınıp bir irade gösterilirse vatandaşın alım gücü düzelebilir ve eli rahatlar.
Tüm dünyayı etkisi altına alan bu enflasyonist ortam kişilerin alışılmışlıklarından vazgeçmesini zorlaştırıyor.Başta bireyler olmak üzere aileler,toplumlar ve ülkece israftan uzak yaşamaya alışılmalı,zaruri ihtiyaç harici harcamalar yapılmamalı,tasarrufa gidilmeli ve parayı doğru kullanmayı da öğrenmeliyiz.
Hayatımızın her safhasında iktisat kurallarını uygulamalıyız.
Çöpe atılan tonlarca ekmek,sebze ve meyvelerin fotoğraflarını görünce üzülmemek elde değildir.
Her yeni çıkan bir ürünü ihtiyacımız olmasa bile moda deyip almak gibi ruhi hastalıktan kurtulmalıyız.
Lütfen tüketim toplumuna dönüşmeyelim.Üzerimizden daha fazla para kazanmak isteyenlere fırsat vermeyelim.
Yaşantılar bir ölçü üzerinde olmalıdır.Bunu unutmayalım ki ölçünün kaçtığı her şey zararlıdır.