Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni açıkladığı “İnsan Hakları Eylem Planı” ile yeni anayasanın da kapısı aralanmış oldu. Konu başlıklarına baktığımızda insan haklarının yanında hukuk ve yargı reformunun da öne çıktığını görüyoruz.

Yıllardır yapılamayan bu reformların ele alınması gecikmeli de olsa ülke hukuk sistemine getireceği katkılardan dolayı büyük önem taşımaktadır.

Erdoğan’ın sık sık söylediği ” İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” sözünü hayata geçirmede önemli bir yer tutacaktır.

***

Şimdiye kadar ceberrut bir devlet anlayışı hâkimdi. Başka bir ifadesi ile çatık kaşlı devlet anlayışından bahsedebiliriz.

Vatandaşına şefkat kollarını uzatan devlet yerine devlet hazretleri deyimini hak eden bu devlet yapısından vatandaşlarımız çok çekti. Gelen giden iktidarlar da devlet yapısında köklü bir reforma gitmediler veya gitmeye cesaret edemediler.

AK Parti ile birlikte bu anlayışın değişmeye başladığını görüyoruz.

Artık ceberrut devlet anlayışından hizmetkâr devlet anlayışına geçildiğini gördük.

Vatandaşlarına şefkatle yaklaşan bir devlet anlayışı gündeme gelmiştir.

Bu çerçevede vatandaşlara yapılan hizmetlerin çeşitliliği artmıştır.

Eğitim ve sağlık alanları başta olmak üzere birçok alanlarda devletin şefkat kolları vatandaşlarımızı kucaklamıştır.

Yaşlılara evde bakım hizmetlerinden tutun da engelli vatandaşlara evde bakan yakınlarına maaş bağlanmasına kadar birçok hizmeti sayabiliriz.

Bunlar içinde kimsesizlere verilen maaşlara ve düşük gelirlilere verilen maaşlara da yer verebiliriz.

Şunu rahatlıkla ifade edebiliriz ki; bugün devletten hangi isim altında olursa olsun neredeyse para almayan kalmamıştır.

Eskiden böyle imkânlar maalesef yoktu. Şimdi esas olan vatandaşa hizmettir. Artık devlet dairelerinde asık suratlı devlet ile karşılaşmıyorsunuz. Vatandaşına karşı güler yüzlü, müşfik bir devlet ana var karşınızda. Yukardan bakan despot devlet yerine mütevazı ve iş yapma istidadında, vatandaşına zorluk çıkarmayan, bugün git yarın gel demeyen bir anlayış hâkim olmuştur.

***

Hizmetkâr devlet anlayışında insan haklarına ve temel hürriyetlere bağlılık vardır. Vatandaşlara karşı saygı ve hoşgörü vardır. İnsanlar niyetlerinden ötürü sorguya çekilmezler.

Hukuka güven ve saygı oluşmuştur.

Kişiler siyasi görüş, dini inanç, ırk ve mezhep ayrımı gözetilmeden eşit olarak devlet imkânlarından faydalanırlar.

Hizmetkâr devlet aynı zamanda sosyal devlettir.

21.yüzyılda artık despot devlet anlayışına yer yoktur ve bu insan haklarıyla da bağdaşmaz.

Dini inançlarımıza da en uygun olanı budur ve elbirliği ile desteklenmelidir.