KENTSEL DÖNÜŞÜM İÇİN KENTSEL BİLİNÇ

17 Ağustos 1999’da ülkemizde yaşanan depreminin ardından halk genelinde inşaat sektörü ve sağlam yapılaşma ile ilgili önemli bir billinçlenme oluşmaya başlamıştı.

Binlerce insanın beton yığınları arasında kalarak hayatını kaybetmesi ile sorgulanmaya başlanan inşaat sektörü o yıllarda belki de en popüler dönemini yaşadı! Ancak bu popülerlik maalesef pekte iyimser bir tabloyu işaret etmiyordu. Hatta neredeyse tüm ölümlerin ve ihmallerin sorumlusu olarak birkaç inşaat şirketi ve birkaç müteahhit halkın önüne atılmıştı.

Halbuki bu çürük ve kusurlu yapılmış inşaatlarda müteahhitlik firmaları kadar halkta sorumluydu. Sahip olunan konutların depreme uygunluğundan önce salon ve mutfağın dekorasyonu ile evin metrekaresi herşeyin önünde geliyordu. Durum böyle olunca uyanık ve fırsatçı müteahhitler yalnızca görsel olarak konutlar yaparak halkın gözünü boyamıştı.

Ne zaman halk deprem gerçeği ile karşılaştı ve bu işin şakası olmadığını gördü işte o zaman işin rengi bir anda değişti. 1999 yılı sonrası ev almaya niyetlenenlerin ilk baktığı şey artık; depreme uygunluğu, zemin kalitesi, beton dayanıklılığı ve yapan inşaat şirketinin referansları olmaya başladı.

Ancak gelgelelim insanoğlu unutkan..17 Ağustos depreminin üstünden tam 15 yıl geçti..

Geçen bu 15 yıl içerisinde herşeyi unutan halkımız, deprem gerçeğini de unutmaya başladı. Şuan ülkemizde yüzbinlerce “çürük” konut ve bir o kadar işyeri var. Üstelik gayrimenkul sahipleri de bunu biliyor. Aslına bakarsanız acı olanda bu zaten !

Bile bile lades demek…

KENTSEL DÖNÜŞÜM OLMAZSA OLMAZ

Bildiğiniz gibi deprem gerçeği ile her an karşı karşıya olan ülkemizde son yıllarda kentsel dönüşüm adında bir çalışma başlatılmıştı. Başta İstanbul olmak üzere birçok büyük kentimizdeki çürük binaların tespiti yapılarak yerel yönetimler nezdinde yenileme ve dönüşüm çalışması planları yazıldı, çizildi…

Hatta özel sektör temsilcileri bile acil olarak dönüşüme ihtiyaç olan bölgelerde elini taşın altına koyarak birçok yapının yenilenmesi için teklifler verdi. Fakat üzülerek söylüyorum ki henüz bir arpa boyu alamadık. Belediyeler, inşaat firmaları ve tüm paydaşlar ne kadar çaba sarfetse de ortada büyük bir engel var!

İşte o engel kentsel bilinçlenme ! Halk henüz kentsel dönüşümün neyi ifade ettiğini kavramış değil..Yıllarca dişinden tırnağından attırarak elde ettiği evinin, işyerinin vs.’nin kentsel dönüşüm ile elinden gideceğini sanıyor. Gerisini siz düşünün artık !

İnanın, hentsel dönüşüm için kentsel bilinçlenme olmazsa olmazların başında geliyor. Bunun içinde halkın özellikle devlet kanalı ile bilgilendirilmesi gerekiyor. Aksi halde ortalıkta kentsel dönüşüm yapıyoruz diye dolaşan yüzlerce firma ve şahıs olacak ve çok fazla masum vatandaşımızın canı yanacak…