Seçmen görevini yaptı. Oyunu kullandı ve Türkiye’nin gelecek dört yıllık dönemi için siyasette koalisyon olması gerektiğine karar verdi.
Sağ olsunlar, bizim meslektaşlarımız gerçekten çok aceleci davranıp, hemen koalisyon yakıştırmaları ve koalisyona girerim, girmem tartışmalarını başlattı.
Oysa, koalisyon için ve koalisyonla ilgili yorumlar için henüz çok erken.
Önce, yeni seçilen milletvekillerini mazbatalarını alıp meclise gelecekler. Sonra Yüksek Seçim Kurulu kesin sonuçları açıklayacak. Sonra, vekiller yemin edecek. Milletvekili sıfatını kazanacaklar. Sonra, meclis başkanını seçecekler. Sonra da Cumhurbaşkanı demokratik kuralları ve yasaları işletip hükümeti kurmak için bir milletvekilini görevlendirecek.
Yani, daha zaman var.
İşlerin sıralı sekili gitmesi gerekiyor.
Ama, hem ülkemizdeki bazı acemi siyasetçilerimiz hem de medya, sandıklardaki oy sayımı bile bitmeden başladılar koalisyon formüllerini tartışmaya.
Sanki hükümeti onlar kuracaklar.
Ortaya çıkan tablo gerçekten çok vahim sonuçlar doğurabilir. Yada, tereyağından kıl çeker gibi uyumlu ve ülke menfaatlerini ön planda tutan koalisyon hükümetleri kurulabilir. Yada en erken yeniden seçime gidilir.
Biraz sabırla beklemek gerekiyor.
Seçimlerin üzerinden 4 gün geçti. Hem siyasetçilerimiz hem de halkımız biraz rahatladı. Tabloya göre hesaplar kitaplar yapılmaya başlandı. Erken karar açıklanması nedeniyle ekonomi allak bullak oldu. Piyasalar kızıştı. Seçim öncesinde zaten durma noktasına gelen ekonomi durdu. Esnaf işyerlerine gelenlerin, “dur bakalım ne olacak? Hükümet kurulacak mı: Kurulmayacak mı? Erken seçim olacak mı? Kim kiminle koalisyon kuracak belli değil” şeklinde görüş beyan edip alış veriş yapmaktan çekindiğini söylüyor.
Gerçekten çarşı pazardaki hava böyle. Sandıktan koalisyon çıktığının anlaşılması ve bazı liderlerin “ben onlarla hükümeti kurmam” demesi, insanların ceplerine kadar etki etti.
Peki, milletvekilleri yemin ettikten sonra ortaya çıkacak olan koalisyon modeli nasıl olur?
Aritmetik belli. Öncelikle, AK Parti ve diğer üç partinin bire bir ortaklığında kurulabilecek olan üç ayrı koalisyon formülü var. AK Parti tarafından azınlık hükümeti kurulması ve dışarıdan destek olunması gibi formüllerde yok değil.
İkincisi formülde ise AK Parti’nin ana muhalefet olması durumunda, üç siyasi partinin bir araya gelmesi zorunlu. Bu formülden başka birde iki ayrı partinin azınlık hükümeti kurması, dışarıdan destekle güvenoyu sağlaması gerekiyor.
Ülkemiz için asıl gerekli olan uzun ömürlü bir koalisyon modelidir.
Seçimleri normal tarihinde yani 4 yıl sonra yapabilecek durumda uyumlu çalışması gereken bir hükümet gerekir.
Ankara’da bu şekilde çalışmalar başladı.
Cumhurbaşkanı da devreye girdi.
Recep Tayyip Erdoğan, CHP eski genel başkanı olan Deniz Baykal’la görüştü. Bu görüşmeye kılıf olarak Deniz Baykal’ın en yaşlı üye sıfatı nedeniyle TBMM’ye yapacağı geçici başkanlık ve TBMM’de yeni dönemde Cumhurbaşkanının katılacağı törenle ilgili ön çalışma olarak açıklandı.
Baykal, görüşme sonrasında medyanın karşısına geçip, cumhurbaşkanının AK Parti’siz hükümetlere de sıcak baktığını duyurdu.
Yani, siyasette, sandıkların açılmasıyla birlikte yaşanılan buzlu soğuk hava dalgası, yerini ılıman rüzgarlara bıraktı.
Şimdi bekleme zamanı. Milletvekillerinin yemin töreninden sonra meclis başkanlığı için yapılacak seçim çok önemli. Bu seçimde bir kişi üzerinde anlaşma sağlanırsa biliniz ki o adayı destekleyen partiler, kendi aralarında koalisyon hesabı yapmışlar, hatta anlaşmışlar demektir. Başbakan sizden, meclis başkanı bizden olsun hesabı yapılmıştır.
Ama, ilk üç turda başkan seçebilecek bir anlaşma olmadığı takdirde son turlarda en fazla oyu alan iki adayın seçime katılması halinde de, yeni hükümetin nasıl kuracağına dair ip uçlarına sahip olabiliriz. Son turda aday sayısı ikiye düşeceği ve muhtemelen bu adaylarında meclisteki sandalye sayısı hesaplandığında AK Partili ve CHP’li olacağı için, diğer muhalif MHP ve HDP’nin tavrı neticeye götürecek. Bu durumda üç muhalif partiden ikisinin birleşmesi sonuç için yeterli değil. Yine başkan seçiminde kilit parti AK Parti olacak.
