SON DAKİKA
Hava Durumu

Kuşaktan Kuşağa-Refik Özen

Yazının Giriş Tarihi: 28.07.2022 07:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.07.2022 07:29

Kuşaktan Kuşağa röportaj serimizin konusu bu defa Bursa siyasetin önemli isimlerinden iş insanı,siyasetçi Ak Parti Bursa Milletvekili Refik Özen.

Önümüzdeki dönem yapılacak seçimlerin kaderini belirleyecek Z kuşağında yer alan Genç muhabirimiz Kerem Çelebi,siyasetin sevilen isimlerinden Refik Özen’le konuştu..

 Öncelikle Kuşaktan Kuşağa röportaj serimize katıldığınız ve bizi konuk ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.

Biz teşekkür ederiz. Seni de tebrik ediyorum çalışmalarından dolayı. İnşallah gelecekte daha güzel işlere imza atarsın.

Çok teşekkürler. Şimdi ilk olarak bize kısaca özgeçmişinizden bahseder misiniz?

Ben Refik Özen 1975 Bursa doğumluyum. Kosova’dan göç eden bir ailenin evladıyım. İlkokulu Elmasbahçeler İlköğretim Okulunda, ortaokul ve liseyi de şimdiki Cem Sultan, o zamanki adıyla Devrim Ortaokulunda okudum. Lise bittikten sonra istediğim bölüm olmadığı için bir sene daha hazırlandım ve 1993 yılında Uludağ Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünü kazandım. 1997’de mezun oldum.

Ama daha ilkokul ortaokul çağlarında hafta sonları ve yazları çarşıda, babamla amcamın yanında çalıştığımdan okul hayatımı sürdürürken bir yandan da ticaret hayatını öğrenmeye başlamıştım. Bu yüzden çarşıda büyümüş olmak önemli bir kazanım oldu kendi adıma… Çünkü çarşıdaki kültürü başka bir yerden almak pek mümkün değil. Bu yüzden kendimi şanslı addediyorum. 1997 yılında, üniversiteyi bitirdikten sonra, kendi iş kolumuz da gıda olduğundan kendi şirketimizde yönetici olarak işe başladım.

Hem yemek sanayi hem de lokanta olarak devam eden bir iş kolumuz var. Bu yüzden ticaretin içinde bizzat başlamış oldum. 1998 yılında 23 yaşındayken evlendim. Erken evlenmiş olmak da bence çok doğru bir tercihti. Sonra 2000 yılında ilk oğlum Resul dünyaya geldi. 2002 yılında 7 aylık askerliğimi Muş’ta yaptım. Askere hem evli hem de çocuk sahibi olarak gitmek biraz daha zorladı doğrusu. 2003 yılında da 28 yaşında siyasi hayata giriş yaptım. En genç il yöneticisi olarak AK Parti’de görev almaya başladım. 8 yıl il yöneticiliği yaptıktan sonra 2 yıl Osmangazi ilçe başkanı olarak görev yaptım. Sonra 6,5 yıl ara verdim ve 2018 yılında milletvekili seçildim. 2018 yılından beri de AK Parti Bursa Milletvekili olarak devam ediyoruz. Ana hatlarıyla bu kadar.

Az önce de dediğiniz gibi göçmen bir ailenin çocuğusunuz. Bunun  size etkileri nelerdir?

Genellikle Rumeli göçmenlerinin şöyle bir özelliği vardır. Çoğunluğu zanaatkardır. Sadece el becerisiyle yapılacak meslekleri vardır. Bursa, ülkemizde en çok ihracat yapan 2. şehir konumunda ve bu sanayicilerin de önemli bir çoğunluğunun Rumeli göçmeni olduğunu görüyoruz. Bu kişilerin birçoğunun sıfırdan geldiğini ve çalışmayı hiç bırakmadan bu hale geldiğini görüyoruz. Bizimkiler de 1958’de göç ettiğinde, her şeylerini bırakarak Türkiye’ye gelmişler. Rahmetli amcam aşçılıkla uğraşırmış. Rahmetli babamsa önce terzi çırağı, sonra taksicilik, en son da züccaciyecilik yapmış. Dolayısıyla Rumeli insanının bir çalışkan olma özelliği var. İşini sevip, sahip çıkma özelliği var. Öyle olunca başarı geliyor.

Okul seçiminde aileniz etkili oldu mu?

Çok etkili olduğu söylenemez. Üniversite tercihimi kendim yaptım açıkçası. Hem işimizin bu sektörde olması hem de benim isteğim doğrultusunda böyle bir seçim yaptım. Ama ilkokul seçimimde evimize yakın olması sebebiyle orada bir etkisi oldu.

Bir de tam tersini soralım. Siz çocuklarınızın meslek seçimine karışacak mısınız?

Bizimkiler özel okulda okudular. Onları gönderirken biraz etkimiz oldu tabii. Ama üniversite seçiminde çok fazla bir baskı ya da yönlendirme yaptığım söylenemez. Onları da küçük yaştan iş hayatına sokmaya çalıştım. Ticaretle uğraştığımız için de onlar da bu bölümlere yöneldiler. Ama ille şu olsun ya da bu olsun gibi bir düşüncem yok. Şahsen birinin doktor olmasını isterim ancak nihai karar onların.

Bir milletvekili bir gün içinde nelerle uğraşır? Bir milletvekilinin bir günü nasıl geçer?

Şimdi, bizim meclis açılınca her hafta bir Ankara-Bursa yolumuz oluyor. Salı çarşamba perşembe günleri Genel Kurul oluyor. O yüzden salı sabahları Bursa’dan Ankara’ya, perşembe geceleri de Ankara’dan Bursa’ya bir yolculuğumuz oluyor. Ankara’daki hayatımızın önemli bir bölümü Genel Kurul’da geçiyor. Ayrıca meclis çatısı altında farklı görevlerimiz de oluyor. Bosna Hersek dostluk grubu başkanlığı görevimiz var. Milli Savunma Kurulu Başkan Vekilliği görevimiz var. Dolayısıyla bu görevlerle alakalı gerek ziyaretler gerek ağırlamalarla ilgili gün içerisinde çalışmalarımız oluyor. Genel Kurul’da mesai mefhumu yok. Çalışmalar gece saatlerine kadar sürüyor. Ankara’da hayatım genellikle monoton geçiyor. Bakanlıklara, Bursa ile ilgili konular olduğunda ziyaretlerimiz oluyor. Bursa’dan Ankara’ya gelen dostlarımız olduğunda onları ağırlıyoruz. Programlar bitince de Bursa’ya dönüyoruz. Bursa’da olduğumuz zaman olabildiğince davetlere katılmaya çalışıyoruz. Haliyle ailemize çok vakit ayıramıyoruz. Akşamları belki birkaç saat, programımız yoksa da hafta sonları ailemize vakit ayırıyoruz. Bunlar siyasetin doğasında olan şeyler.

Gençken kurduğunuz hayallerin ne kadarını gerçekleştirdiniz?

Tamamını değil ama Rumeli insanının bir özelliği de kanaatkar olmasıdır. Uçuk kaçık hayaller kurmayı sevmez. Ulaşılabilir hedefler koymaya çalışır. Dolayısıyla iş hayatı açısından baktığımızda insanın hedefinin olması çok önemli. Geçmişe göre baktığımız zaman marka değeri olarak ve yarım asırlık bir firma olarak ayakta kalabilmek adına yaptığımız çalışmalar hayallerimizin önemli bir kısmıydı. Bunları gerçekleştirdiğimi söyleyebilirim. Elbette daha iyisini de yapmak zorundayız. Hedeflerin bitmesi gibi bir durum söz konusu değil tabii ki. Kızıl elma gibidir. Bir hedef vardır ve ulaşmanız mümkün değildir. Siz yine de o hedef için çabalarsınız. İş hayatı da böyledir. İşimizi iyi ve kaliteli yapma noktasında sürekli çabalıyoruz. Siyasi hayatıma baktığım zaman Ak Parti İl Yöneticiliği yaparken milletvekilliği çok uzak bir hayal gibi geliyordu. Şu anda bulunduğum konum çok onur ve gurur verici ama önemli olan işimi hakkını vererek yapmak ve milletimize layık olabilmek.

Sizce başarılı olmanın kıstasları nelerdir?

Tabii ki çok çalışmak, azim ve gayret göstermek ve yaptığınız için takipçisi olmak. Siyasi hayatta işi sonlandırabilmek çok önemli. Bunları gerçekleştirebiliyorsanız başarı geliyor.

Gençlere boş zamanlarını nasıl değerlendirmelerini öneriyorsunuz?

Günümüzde teknolojik gelişmelerin artı ve eksileri var. İletişimi arttırıyor. Bilgiye ulaşmayı kolaylaştırıyor ama insan ilişkileri ve sosyalleşme noktasında ciddi anlamda bir sıkıntı olarak değerlendiriyorum. Bu yüzden teknolojiyi yerinde ve kararında kullanabilmek önemli. Gençlere yüz yüze iletişimi tavsiye ediyorum. Zamanlarını kendi ilgili oldukları alanlarda kendilerini geliştirmeye harcamalarını tavsiye ediyorum. Sorgulayıcı olsunlar istiyoruz. Her şeyi peşinen kabul etmesinler. Araştırmayı sevsinler. Medyada gördükleri şeylere kanarak hareket ettiklerini görüyoruz. Mutlaka doğru bilgiyi araştırsınlar. Türkiye’nin en büyük gücü genç nüfus potansiyeli. Görevim yüzünden özellikle savunma sanayiini araştırıyorum. Şu anki gelişmelerde önemli bir pay genç mühendislerimizin. Birileri ümitsizlik pompalasa da biz geleceğe umutla bakıyoruz. Neler başarabileceğimizi tüm dünyaya gösteriyoruz. Mesela sporda da çok farklı alanlarda, daha önce yer almadığımız alanlarda dünya şampiyonlukları, olimpiyat şampiyonlukları kazanıyoruz. Genç kardeşlerimizin bu alanlara vakit harcamasıyla da hep beraber daha da iyi bir Türkiye inşa edebileceğimize inanıyoruz.

Peki sizce gençler mesleklerini neye göre seçmeli?

Öncelikle tabii sevdiği işi yapması, hem iş verimini hem de işi yaparkenki mutluluğunu arttırdığı için sevdiği işi seçmesi önemli. Herkesin kendi içindeki potansiyeli iyi değerlendirmesi gerektiğine inanıyorum. Ama işte ailelerin baskısı, ekonomik faktörler gibi şeyler araya girebiliyor. Ama her ne olursa olsun görüyoruz ki hangi meslekte olursa olsun işinizi iyi yaparsanız başarı da arkasından geliyor. Eğer sevdiğiniz işi yapıyorsanız başarı oranı da yükseliyor. Bu gibi şeylere dikkat ederlerse daha mutlu ve başarılı olabiliyorlar.

O zaman şöyle genel bir toparlayabilirsek gençliğe tam olarak tavsiyeleriniz nelerdir?

Öncelikle artık dünya global olarak büyüdü. Etkileşim çok arttı, ama biz dünyaya materyalist bakan bir millet değiliz. Ve tarihte de dünyaya örnek olmuş bir toplumuz. Bilim ve teknoloji öncelik verip çok iyi bir yere getirmemiz lazım. Çok çalışmamız lazım. Bunu yaparken de manevi değerlerimizi göz ardı etmememiz lazım.

Bu yüzden genç kardeşlerimize meselelere sadece dünyevi bakmamalarını tavsiye ediyorum. Çünkü bir noktadan sonra tatmin sorunları başlıyor. Hayatı sadece maddi olarak değerlendirmemek gerekiyor. Başarının getirdiği manevi haz birçok maddi kazancın üzerinde. Dolayısıyla bu ikisini birleştirecek bir hayat düzeni kurmak lazım. Avrupa ile mukayese edildiğinde Avrupa’nın en büyük handikapları yaşlı nüfusu ve gençlerinin ümitsiz, hedefsiz ve tatminsiz oluşu. Genç intiharları had safhada, uyuşturucu kullanımı keza aynı şekilde. Türkiye o açıdan biraz ayrışıyor.

Avrupa’nın cinsiyetsiz toplum felsefesi, ki bence insanlığı içine çeken bir karadelik, dünyaya ve bize de dayatmaya çalıştığı bir şey. Bunlara kanmadan, aldanmadan, geçmişten aldığımız tarihsel kültürü de geleceğe yansıtmalıyız. Herkesin çok iyi bir profesör, çok iyi bir doktor olması mümkün değil. Bizim garsona da, aşçıya da, şoföre de ihtiyacımız var. Ama ne iş yaparsak yapalım en iyisi olmaya çalışalım. Bu yüzden lise sürecindeki karar dönemi çok önemli. Meslek liselerine önem vermeye çalışıyoruz.

O zaman son soruma geçiyorum. Ne olacak bu Bursaspor’un hali?

En zor soruyu sona bırakmışsın. Bursaspor, tabii bizim çocukluk sevdamız. Çocukken Atatürk Stadı’nın tribünlerinde az maç izlemedik. O sevda devam ediyor elbette. Şampiyon olmuş bir kulüp. Önemli bir camia. Şehrin bir takım hakkında bu kadar dinamik olması dünyada eşine az rastlanır bir durumdur. Bu yüzden bulunduğu durum hepimizi üzüyor. Umarım bu düştüğü durumdan daha da güçlenerek çıkar. Tabii bu süreçte Vakıfköy’deki genç kardeşlerimizin üstüne büyük bir yük bineceğini düşünüyorum. İnşallah Bursaspor, en kısa zamanda hak ettiği yerlere gelir.

Sayın vekilim çok teşekkür ederiz, sorularımız bu kadardı. Bizleri kırmayıp Sorularımıza içtenlikle cevap verdiğiniz için sağolun. Tavsiyeler bizden; onları dinleyip, uygulamak okuyanlardan. Biz verdik kıssayı, okuyan çıkarsın hisseyi…

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.