SON DAKİKA
Hava Durumu

NATO‘NUN GENİŞLEME HAMLELERİ-İSVEC VE FİNLANDİYA-2

Soğuk Savaşın bitişi sonrası 1990’lı yıllarda Balkanlar ve Doğu Avrupa ülkeleri üzerinden tarihinin en büyük genişlemesini gerçekleştiren NATO, 2000’li yıllarda Büyük Ortadoğu Projesi ile Ortadoğu ve Doğu Akdeniz ülkelerine pek çok askeri operasyona imza atarken, 2020’ li yıllardan sonra gücünü ve ağırlığını Çin’i çevrelemek için Asya-Pasifik’e kaydırmaktadır. NATO, Soğuk Savaş sürecinde herhangi bir çatışmaya veya

Haber Giriş Tarihi: 09.08.2022 09:02
Haber Güncellenme Tarihi: 09.08.2022 09:02
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursadameydan.com/
NATO‘NUN GENİŞLEME HAMLELERİ-İSVEC VE FİNLANDİYA-2

Soğuk Savaşın bitişi sonrası 1990’lı yıllarda Balkanlar ve Doğu Avrupa ülkeleri üzerinden tarihinin en büyük genişlemesini gerçekleştiren NATO, 2000’li yıllarda Büyük Ortadoğu Projesi ile Ortadoğu ve Doğu Akdeniz ülkelerine pek çok askeri operasyona imza atarken, 2020’ li yıllardan sonra gücünü ve ağırlığını Çin’i çevrelemek için Asya-Pasifik’e kaydırmaktadır.

NATO, Soğuk Savaş sürecinde herhangi bir çatışmaya veya savaşa girmezken, ilk askeri müdahalesini Soğuk Savaş sonrasında 1992-1995 yılları arasında Bosna-Hersek’e, ikincisini 1999’da Yugoslavya’ya gerçekleştirdi. Örgüte üye bir ülkenin silahlı bir saldırıya uğraması halinde NATO üyesi diğer tüm ülkelerin yardım etmelerini öngören 5. madde, NATO tarihinde ilk ve tek kez 2001’de Amerika’ya yapılan 11 Eylül terör saldırılarından sonra uygulandı.

Türkiye dâhil 42 ülkenin katılımıyla oluşan askeri güç, (ISAF) NATO önderliğinde Afganistan’a müdahale etti.  2003 yılında Amerika ve İngiltere, nükleer silahlara sahip olduğunu iddia ettiği Irak’a askeri bir müdahale için BM ve NATO üyelerini ikna edemeseler de, Irak’ı işgal etmekten çekinmediler. Amerika’nın, Irak’ı işgali, uluslararası güvenlik literatürüne “önleyici savaş” kavramını kabul ettirdi.

Böylece, Amerika ve İngiltere artık kendi güvenlikleri ya da küresel güvenlik için tehdit oluşturduğunu düşündükleri her ülkeye askeri müdahalede bulunmayı meşru hale getirmiş oldular. Önleyici savaş doktrini kapsamında NATO, 2011’de Libya’ya askeri müdahalede bulunarak 42 yıllık Kaddafi rejimini devirdi.

ATLANTİK VE PASİFİK’İ BAĞLAYAN YENİ SUYOLU

NATO’nun son genişleme hamlesiyle İsveç ve Finlandiya’yı ittifaka dâhil etme çabası ise; küresel jeopolitikte meydana gelmekte olan çok önemli değişikliklere dayanmaktadır.

15.yüzyılda yapılan coğrafi keşiflerle Avrupalı Denizciler Afrika ve Asya Kıtalarının güneyinden dolaşarak Hindistan ve Çin’e ulaşan deniz yollarını keşfetmiş ve dünya ticareti karalardan denizlere kaymıştı.

Bugün küresel ticaretin % 80 i deniz yoluyla yapılmaktadır. Atlantik Okyanusu ile Pasifik Okyanusu arasında kuzeyden bir bağlantı aransa da, Kuzey Buz Denizi (Arktik Okyanusu ) buzullarla kaplı olduğu için çabalar sonuçsuz kalmıştı. Ancak günümüzde küresel ısınma sonucu, Kuzey Buz Denizindeki buzulların büyük oranda erimesiyle Pasifik ile Atlantik arasında kuzeyden deniz yolu bağlantısı açılmış oldu.

Küresel ısınma bu hızla devam ederse; 2040 yılında Kuzey Buz Denizindeki buzulların tamamen erimesi beklenmektedir. Kuzeyde yeni açılan bu yeni deniz yolları, Asya -Avrupa ve Amerika arasındaki mesafeyi mevcut deniz rotalarına göre %40 oranından azaltarak deniz ulaşımını, küresel deniz ticaretini ve küresel jeopolitiği temelden değiştirecek öneme sahiptir.

Uluslararası arenada “Rus Süveyş Kanalı” olarak da nitelendirilen Kuzey Buz Denizi 21.yy da artan jeopolitik ve jeoekonomik önemi dolayısıyla dünyanın yeni Ortadoğu’su olacak gibi görünüyor.

Arktika’yı, “21. yy’ın jeopolitik ekseni” olarak nitelendiren Okyanuslar İçin Hukukun Üstünlüğü Komitesi Direktörü Caitlyn Antrim’e göre, jeopolitik teorilerde “kalpgâh” olarak adlandırılan Rusya, Arktika kıyısı ve su havzası yoluyla dünyanın tüm okyanuslarına erişime sahip bir “deniz devleti” kimliğine sahip olmaktadır. Bu durum, aynı zamanda ABD’nin küresel suyolları üzerindeki kontrolüne de güçlü bir darbe vurulması anlamına gelmektedir.

Arktik Okyanusuna kıyıdaş 8 ülke: Kanada, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Norveç, Rusya Federasyonu, İsveç ve ABD bir araya gelerek 1996 yılında  “Ottawa Deklarasyonunu” imzaladı. Bu deklarasyonla Arktik Konseyi kurulmuş oldu.  Konsey, Arktik Okyanusundaki seyir güvenliği, maden ve enerji kaynaklarının işletilmesi gibi konularda uzlaşma zemini bulma misyonunu taşımaktadır. Arktik Konseyini oluşturan ülkelerden 5 i NATO üyesiyken Rusya, İsveç ve Finlandiya üye değildir.

Dünya, okyanuslarının en küçüğü ve en sığı olan Arktik Okyanusu, küresel ticaretin yaklaşık % 90’ının gerçekleştiği Asya- Avrupa ve Kuzey Amerika’yı birbirine bağlayan en kısa ve en ekonomik yoldur.

Turgay Balyimez

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.