SON DAKİKA
Hava Durumu

Siyasi tablodan okunanlar

25. dönem parlamento dün yapılan iki kur oylamada, üçüncü ve dördüncü tur oylamada rengini belli etti. TBMM’nin yeni başkanı, en fazla milletvekili sahibi olan iktidar AK Parti çatısı altından seçildi. Peki, TBMM başkanlık seçimi öncesinde yapı

Haber Giriş Tarihi: 02.07.2015 15:18
Haber Güncellenme Tarihi: 02.07.2015 15:18
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursadameydan.com/

25. dönem parlamento dün yapılan iki kur oylamada, üçüncü ve dördüncü tur oylamada rengini belli etti. TBMM’nin yeni başkanı, en fazla milletvekili sahibi olan iktidar AK Parti çatısı altından seçildi.

Peki, TBMM başkanlık seçimi öncesinde yapılan görüşmeler ve yapılan hesaplamalar ile gizli kapılar arkasında yapıldığı iddia edilen, söylenilen pazarlıklarla ilgili beklentiler nelerdi?

Birincisi, CHP kendi adayı Deniz Baykal’ın meclis başkanı seçileceğine inanıyordu. Nedeni, iktidara karşı mücadele eden üç siyasi partinin oylarının kendi adayları etrafında birleşmesi gerektiğine olan açıklamalarıydı. Yani, muhalefetin güç birliği içinde iktidara karşı olacağı ve bunun neticesinde de CHP-MHP-HDP koalisyonunun kurulacağı konuşuluyordu. Bazı iş dünyası temsilcileri de böyle harekete destek verdiklerini söylemişlerdi.

Ama, bu beklenti, sadece düşünce olarak kaldı. Çünkü, MHP genel başkanı Devlet Bahçeli, CHP’nin oyununu bozdu. “Biz HDP ile değil beraber hareket etmek, yan yana bile gelmeyiz” şeklinde sert açıklamalar yapan MHP lideri Bahçeli, sadece CHP’nin değil, ülke yönetimine yönelik bazı çevrelerin dış yönlendirmelerin de oyununu bozmuş oldu.

Dün sabahki MHP gurup toplantısı, Türk siyasetinin geleceğine damga vuran açıklamalarıyla dikkat çeken Devlet Bahçeli’nin geleceğe yönelik planlama ile ilgili beklenti ve düşünceleri, hatta senaryoları yerle bir etti.

Neticede, TBMM’de dün yapılan üçüncü tur oylamada partiler yine kendi adaylarına oy verdiler.

Dördüncü tura ise AK Parti adayı İsmet Yılmaz ile CHP adayı Deniz Baykal kaldı.

Yapılan oylama sonuçlarına göre AK Parti’li bütün milletvekillerinin oylarını toplayan İsmet Yılmaz, seçimin galibi oldu. CHP adayına ise HDP’lilerin son oylamada destek oldukları görüldü.

MHP ise geçersiz oy kullandı.

Bu sonuç, CHP ve DHP’yi kızdırdı. Her iki partinin de sözcüleri MHP lideri Devlet Bahçeli’yi hedef alarak muhalif parti adaylarından bir tanesinin meclis başkanı seçilmemesine katkı sağladığını, AK Parti’ye gizli destek verdiğini ileri sürdüler.

Bu durumda ne oldu?

MHP’nin yeni dönemde kilit parti olduğu, bundan böyle de kilit parti rolü oynayacağı ortaya çıktı. Anlaşıldı.

Zaten, 7 Haziran akşamında seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz MHP lideri Bahçeli bu olayı açık seçik ifade etmişti. Dünkü, meclis başkanlığı seçimlerindeki tavır ve tutumlarının eleştirilmesi bence çok yersizdi. Şimdi olaya şöyle bir bakış atalım.

Muhalif partiler madem meclis başkanının muhalefet içinden seçilmesini istiyorlardı varsayımıyla yola çıkarsak, CHP ve HDP’li vekiller üçüncü tur oylamada neden MHP’nin adayına destek olmadılar? Sorusuna cevap aramamız gerekmez mi?

İlle de CHP adayı mı desteklenmeli? Muhalefet neden CHP adayı etrafında birleşsin ki?

İşte siyasette karşı bir partiyi eleştiren parti sözcülerinin, bence konuşmadan önce kendilerine bu soruları sorup, kendilerince cevap bulmadan açıklama yapmaları doğru değildir.

Bir kez daha gördük, siyasi partiler kendi aralarında anlaşamadılar. Anlaşmaları mümkün olmadı. Zaten, anlaşsalar idi, isimleri başka bir siyasi parti olmaz, muhalefet olarak tek çatı altında toplanırlardı.

Çünkü, 7 hazirandan bu yana, meydana çıkan siyasi tablo ile ilgili yapılan eleştiriler, açıklamalar, CHP liderinin MHP lideri Bahçeli’ye başbakanlık koltuğunu lütuf gibi sunması, diyalog noksanlığı ve anlayış farklılığı bu duruma yol açtı.

AK Parti’siz hükümet senaryoları kurmayı planlayan ve bu hesapları tutmayan CHP, bakalım şimdi hangi adımları atacak?

Ülkeyi erken seçime zorlamayı başarabilecek mi?

Yada, ön şartsız olarak AK Parti ile koalisyon kuracağını açıklayıp, AK Parti tabanının şiddetle karşı çıktığı, CHP tabanının da şiddetle karşı çıktığı ve ülke siyasetinde deprem yaratabilecek bir koalisyona evet diyebilecek mi?

İşte asıl mesele bu.

Çünkü, koalisyonda olsa ülkelerdeki hükümetlerin kendi içinde uyum içinde çalışması beklenir. Türkiye tek bir hükümetle idare edilir. Koalisyonda olsa başbakan tektir. Hizmetlerden sorumludur.

Koalisyonu oluşturan partilerin bakanlarının kendi başlarına ve başbakandan ayrı bir faaliyetlerde bulunması düşüncesi demokratik olmayıp, gerçekleşmesi de mümkün değildir. Çünkü bu durumda kurulan hükümet hizmet için oluşturulan koalisyon değil, siyasi çıkarlar uğruna yapılan ortaklık olur.

+

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.