SON DAKİKA
Hava Durumu

“Sizi ekmeksiz bıraktım.Ama babasız bırakmadım”

Yazının Giriş Tarihi: 26.12.2020 06:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.12.2020 06:46

1960’lı yıllar.. Bir Anadolu seyahati..
Sivas’ta iki kız çocuğu, ellerindeki kuru deve dikenlerini İsmet İnönü’ye uzatır, “Sen bizi ekmeksiz, şekersiz bıraktın” der..
   Paşa sakin, gülümser. O tarihi yanıtı verir; “Evet yavrum, doğrudur.. Sizi ekmeksiz, şekersiz bıraktım ama babasız bırakmadım.”
   ***

İkinci Dünya Savaşı’nın zorlu yılları..
Savaş 1939’dan 1945’e kadar sürer. Birleşik Krallık, Sovyetler Birliği, ABD ve Fransa bir tarafta, Almanya, İtalya, Japonya bir taraftaydı. İnsanlık tarihinin en kanlı savaşına 100 milyondan fazla asker katıldı. Dünya sonu nereye varacağı belirsiz bir çılgınlığa savruldu.
Roosevelt (ABD Başkanı) ve Churchill (İngiltere Başbakanı), İnönü‘yü savaşa sokmak için çok uğraşır. Savaşın ne demek olduğunu en iyi bilenlerden İsmet İnönü, halkı büyük acılara sürükleyecek bu anlamsız savaştan Türkiye’yi uzak tutmaya karar verir. ABD ve Avrupa’daki müttefiklerin büyük baskılarına karşı koyup savaşta Türkiye’nin tarafsız kalacağını açıklamak öyle kolay değildir. Zaten, savaşların getirdiği ekonomik sıkıntı üzerine yaşanan kuraklıkla yoksul halk zordadır. Zeytin, ekmek, şeker gibi ürünler karneyle sınırlı dağıtılıyordu. Zor günlerdi..
   İnönü, 12 Haziran 1940’ta tüm dünyaya “Savaşta yokuz” kararını duyurur.
Sonuçta İkinci Dünya Savaşı “ağır bilanço” ile biter., 72 milyon insan ölür.
   Sovyetler Birliği asker ve sivil 27 milyon, Çin 20 milyon, Almanya 7 milyon, Polonya 5.6 milyon, Japonya 3 milyon, Fransa 567 bin, İtalya 453 bin, İngiltere 450 bin, Yunanistan 300 bin ve soykırımda Yahudilerden 80 bin kişi can verir. Tecavüzler, nehirlere atılan, fırınlarda, toplama kamplarında yakılan, kurşuna dizilen insanlar, şehirleri yok eden bombalar, çoluk çocuk demeden katledilenler belleklerde yerini koyuyor.
Bu savaşta Türkiye’nin tek bir kaybı yok.
Türkiye bu dönemi İsmet İnönü’nün askeri, politik dehası sayesinde kazasız belasız atlatabilen ender ülkelerden biri oldu. İnönü, “sonu belirsiz bir hayal uğruna” bir tek Türk askerini ölüme göndermedi. Koşullar ortada.. Önce 1929 Dünya Ekonomik Buhranı, arkasından İkinci Dünya Savaşı.. Ve dramatik sonuçlar.. Facia, soykırım, yıkım, katliam, yokluk, esaret..
Ve yıllar sonra iç siyasette, o çocuklara, ellerine deve dikeni verip, “Kurtuluş Savaşı Kahramanı”na “Sen bizi ekmeksiz bıraktın..” dedirtmek, “halkı aç bıraktı”, “savaştan kaçtı”, “yiyeceği karneye bağlattı” demek anlaşılır değildir.
Kim babasını iki somun ekmekle, bir kilo şekere değişebilir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük şanslarından birisi, İkinci Dünya Savaşı sırasında ülkenin başında İsmet İnönü gibi bir askerin, diplomatın bulunması ve savaşın getireceği yıkımı önceden sezerek ülkesini bu felaketten uzak tutabilmesiydi..

   İsmet İnönü
24 Eylül 1884 – 25 Aralık 1973
Garp Cephesi Komutanı, Ulusal Kurtuluş Savaşı kahramanı, savaşın sonucunu belirleyen Mudanya Mütarekesi’nde Türk tarafı temsilcisi, Sevr Anlaşması ve Mondros Mütarekesi’ni geçersiz kılan, bağımsız Türkiye’nin varlığını dünyaya kabul ettiren Lozan Antlaşması’nın mimarı, İstiklal madalyalı asker ve siyasetçi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başbakanı, 2. Cumhurbaşkanı, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yakın arkadaşı, “Milli Şef”, “2. Adam”, büyük devlet adamı İsmet İnönü’yü aramızdan ayrılışının 47. yılında anıyoruz.
Sevgiyle, saygıyla, rahmetle..

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.