Sokağın nabzına göre şerbet

Bu hafta sonu sandıklar kurulacak ve halkoylarıyla tercihini yapacak. Yeni bir hükümet ve yeni bir iktidar belirlenecek.

Seçimlerle ilgili siyasi parti liderleri de meydanları dolaşıp seçmenlerin ilgisini çekebilmek ve oylarını artırma adına vaatlerini sıralayıp duruyor.

Seçmen, verilen vaatler nedeniyle şaşırmış durumda.

İşçi kesimine bakıyorum. Asgari ücrete zam yapacaklarını söyleyen siyasi partilerden uzak duruyorlar. Bir işçi arkadaşım, “şu anda asgari ücret gerçekten çok düşük. Normalde bin 500 lira olmalı. Emekli maaşları da çok düşük. Normalde bin 500 lira olmalı. Bizler senelerce hem asgari ücret hem de emekli maaşları nedeniyle gerilerde kaldık. Memur emeklilerine zam artışı ile işçi ve Bağkur emeklilerine verilen zamlar aynı değil. Emekliler arasında dağ kadar fark yaratıldı. Çalışanlar arasında dağ kadar fark yaratıldı. Mevcut iktidar bu nedenle bizleri göz ardı etti. Seçimlerde bu olaylar elbette dikkate alınacaktır” dedi.

Sonrasında, emekliler için 5 bin lira maaş vaat edenlerle bin 500 lira maaş vaat edenlerin, kaynak göstermek için kullandıkları ekonomik değerlerin ülke açısından pek bir önem arz etmediğini söyledi. Bu arkadaşım; sürekli ekonomik ve siyasi gündemi takip eder. Sürekli gazete okur. Kendisi evine gazete almasa bile kahve köşelerinde, işyerlerindeki gazeteleri sürekli inceler. Haberlerini okur. Köşe yazarlarını okur.

Yani, ülke gündeminden haberdar birisidir.

Bu seçimlere de ekonomik vaatlerin damga vurduğunu ifade etti. Halkın kafasının karıştığını anlattı. Vatandaşların koalisyon beklentisi içine girmesine alıştırılmaya çalışıldığından dem vurarak, 2002 seçimlerine gidilerken işbaşındaki koalisyon hükümeti sırasında devletin kasasının tam takır kuru bakır olduğu dönemleri hatırlatıp, “bugün belki asgari ücret az. Emekli maaşları az ama, hiç değilse karnımızı doyuracak kadar maaş alabiliyoruz. O dönemlerde memurlara bile maaş ödenmesi için İMF’nin kapısında nöbet tutuyorduk. Bu yaşadıklarımızı unutmayalım. Tek başına iktidar acele karar alıp uygulayabilir. Koalisyon hükümetleri ise değişik partilerden oluştuğu için siyasi farklılık içerdikleri için acil konularda bile anlaşamıyorlar. Ben, oyumu kullanırken buna dikkat edeceğim” dedi.

Uzunçarşı’da esnaf olan arkadaşım Süleyman ile görüştük.

Esnafta bir ikilem olduğunu ve hangi partiye oy vereceklerine dair kararsızlıklarını koruduklarını söyledi. Nedeni, ülkemizdeki ekonomik sıkıntılar. Kredi sıkıntıları. Gelir dağılımındaki sıkıntılar olarak göze çarpıyor. Çarşıdaki esnafın yüzde 99’unun kredi borcu varmış. Kredi borcu olmayanların ise kredi alabilecek durumda olmadıkları için borçları yokmuş. Ama, onlarında vergi ve SGK borçları varmış.

Bu dinlediklerimden sonra anladım ki, çalışanlar ile esnaf ve ortadirek için ekonomik sıkıntılar var. Yeni iktidarın işi de bu sıkıntıları çözmek.

Süleyman’ın ifadesi şu; “yol yapılması gerekiyor. Yapılıyor. Ama, o yol yapılırken benim karnım tam doymuyor. İnsanlarımız aç yatıp kalkıyorlar. Yolda yapılsın, gelir dağılımı da adil olsun. Bizim istediğimiz bu.”

Sokaktaki mevcut durum ve söylenenlere göre iktidara güven ortamında ikilem var. Muhalefete güven anlamında ikilem var. Aslında siyasete güven anlamında ikilem var.

Peki, 7 haziran sonrasında bizler sandıklar açılıp oylar sayıldıktan sonra yeni iktidar belirlendikten sonra 8 haziran günü nasıl bir güne başlamak istiyoruz?

Halkın isteği şu; huzur, barış ve güven.

Ekonomik yönden, işsizlik sorununun çözümlenmeli, eşit gelir dağılımı ve yaşanılabilir bir asgari ücret ile geçinilebilir bir emekli maaşı.

İşte bu beklentiler, siyasetin geleceğine yönelik tercihlere damga vuracak.

Seçim yaklaştıkça, halkın ekonomiden memnun olmadığını belirleyen muhalefette başladı ekonomik vaatleri sıralamaya.

Daha düne kadar makarna, kömür edebiyatı yaparak iktidarı eleştirenler, seçim öncesinde eleştirileri bırakıp, “onlar ne veriyorlarsa biz iki kat daha fazlasını vereceğiz” diye konuşmaya başladılar.

Şimdi, eğri oturup doğru düşünelim. Hey muhalefet, bunca yıldır eleştirdiğin, olmamasını istediğin sosyal yardımlarıyla hükümeti yıpratmaya çabaladığın günleri ve bu konularla ilgili söylemlerini ne çabuk unuttun? Diye sormazlar mı adama?

Tabi ki sorarlar.

İnsanlarımız bunca yıl kendilerine yapılan makarna ve kömür yardımları karşılığında AK Parti’ye oy vermekle suçlayan muhalefet liderlerinin, bugün tam 180 derece rota değiştirip, sosyal yardımları iki katına çıkartacaklarını söylemelerine rağmen, “siz iktidarlarda kaldığımız zamanlarda neden böyle sosyal yardım yapmadınız?” şeklindeki sorular karşısında konuşmamaları da ilginç. Öyle görülüyor ki, seçime kadar daha çok vaat dinleyeceğiz. Nabza göre şerbet dağıtılması zaten ülkemizde ata sözüyle pekiştirilmiş. Söylenmesi de gayet normaldir.