SON DAKİKA
Hava Durumu

ŞU AN NE DÜŞÜNÜYORUM, BİLİYOR MUSUNUZ?

Yazının Giriş Tarihi: 14.01.2022 07:37
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.01.2022 07:37

Yazmasam içime dert olacak biliyorum.

Haberi duyduğum günden beri içim yanıyor inanın.

İki çocuk annesi bir insan olarak sanki nefesim kesildi, kalbim acıdı.

Tahmin ettiğiniz gibi Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Enes Kara’dan söz ediyorum.

Özellikle bıraktığı video mesajındaki çaresiz, umudunu kaybetmiş ve mahzun ruh hali bir türlü gözümün önünden gitmiyor.

Yaklaşık bir ay önce kaydettiği açıklanan videoda bir cemaat yurdunda kaldığını belirtirken, baskılardan bunaldığını, ailesinin bütün yalvarmalarına rağmen kendisine kulak vermediğini ısrarla söylüyor.

Cemaatin faaliyetlerine katılmaya zorlandığını bu nedenle ders çalışmaya bile vaktinin kalmadığını adeta yalvaran bir eda ile anlatıyor.

Ey güzel Allahım ne kadar acı.

Bu drama sebep olanları sen bilirsin Yarabbim.

Hayatının baharındaki yavrumuzun şu sözlerine bakar mısınız?

”24 saatte kendime ayırabildiğim 3 saat falan. Bir  hafta boyunca sabahtan akşama kadar buradaki kitaplardan okuyorsun, telefonuna falan da el koyuyorlar. Kendimi hiç özgür hissetmiyorum!”

Doktorluğun itibarının kalmadığını, tıp bölümünü sevmediğini, yurtdışına gitmek istediğini ve geleceğine dair bir çıkmazda olduğunu söyleyen talihsiz Enes, cemaat evinde ailesinin dayatmaları ile kaldığını belirtiyor.

Bütün bu çok açık ve net olan ifadelere karşın babasının, “Dindar bir doktor olsun istemiştim. Ama o bölümünü sevmiyordu. Baskılardan da hiç bahsetmedi” şeklindeki soğukkanlı açıklaması ne kadar anlamlı veya doğru sizce?

Tabi ki sonuçta evlat bu, anne babanın da mutlaka yürekleri herkesten çok daha fazla yanıyordur.

Ama hiç olmazsa daha başka Enes’leri kurtarabilme adına, aynı anlayıştaki diğer anne babalara seslenme yürekliliğini gösterebilselerdi.

Zavallı Enes’in o masum bedeni, şimdi Hatay’ın Belen ilçesinde dedesinin yanı başında yatıyor.

Sevgili Okurlar,

Şu an ne düşünüyorum biliyor musunuz?

Bizlere her konuda güçlü olduğu öğretilen koskoca devletimiz, yarınlarımızın güvencesi olan evlatlarımızın yetiştirilmesinde neden bu kadar aciz kalıyor?

Özgürlüklerin elimizden alınmasında, baskıcı politikaların uygulanmasında, vatandaşın sesinin soluğunun kesilmesinde ne kadar güçlü kuvvetli olduğunu her fırsatta kanıtlayan korkusuz devletimiz, ülkemizin yarınlarını emanet edeceğimiz çocuklarımızı, gençlerimizi tam da hamur gibi şekillenecekleri çağda neden amaçları belli mihrakların kötü niyetli ellerine terk ediyor?

Onların toplum hayatına katılacakları çağlara kadar eğitim öğretimlerini modern bilgi ve teknolojinin ışığında tamamlamaları açısından, bütün sorumluluğun kendi üzerinde olduğunu neden unutuyor yüce devletimiz?

Yoksa devletimiz asla unutmuyor da, bizleri yönetenler mi bu zaafı bilinçli olarak gösteriyorlar?

Bütün bu sorulara hepimiz farklı farklı cevaplar verebiliriz ve herkesin de kendine göre haklılığı olabilir.

Ama zavallı Enes evladımızı neden kaybettiğimizin tek bir yanıtı var.

Bizler onu hiç anlayamadık ve her zaman güvendiğimiz devletimizin gözetiminden uzaktaydı, üstelik de emin ellerde değildi…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.