SON DAKİKA
Hava Durumu

VEDA BUSESİ!.

Yazının Giriş Tarihi: 01.03.2021 11:23
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.03.2021 11:23

Yıl; 1966 olmalı..

Yer; Bursa Tayyare Sineması..

‘Veda Busesi’nde Türkan Şoray, Tunç Okan’la oynuyor.

Aşk filmi.. Aşk, sevgili, veda buseleri falandan uzak yaştayım ama nedense etkilendiğim bir filmdi. O yıllarda Türk filmleri; sonu mutlu bitse de genelde pek hüzünlü olurdu. Bu filmde de kadınların kendilerini tutamayıp, gözyaşlarını mendille sildiklerini hatırlarım. Hatta salonda hıçkırık sesleri duyulurdu..

‘Veda Busesi’ uzun yıllar, ayrılan iki sevgilinin duyguları diye bilindi.
Oysa ki; şiiri yazan Orhon Seyfi Orhan kendi yaşadığını anlatır. Şöyle ki;

“Baba sessizce kızının kapısının kolunu aşağı indirdi.
Kızının bugün daha iyi olması için dua etti. Kızına doyasıya sarılmayı düşünüyordu. Uyuyup uyumadığını kontrol etmek için usulca yatağın üstüne eğildi. Kızı perişan halde görünüyordu. Gözleri yaşaran baba, kızının bu halini görmesini istemediği için usulca eğildi ve dudaklarını kızının alnına koydu.

   Öpmedi çünkü öpmek çok kısa bir andı.

   Öylece durdu ve derin derin nefes alarak kızının kokusunu içine çekti.
Kız eliyle babasının kolunu tuttu. Baba kızının alnında öylece durdu. Biraz daha dursaydı gözyaşları kızının yüzüne damlayacak, ağladığı anlaşılacaktı.
Yatağın yanındaki sandalyeye oturdu.
Kız o kadar bitkin düşmüştü ki çok kısık bir sesle, “Babacığım, annemin öldüğü günü hatırlıyorum, günlerce çok ağlamıştın. Şu son anlarımda senden bir şey istiyorum babacığım, dedi. Ben öldükten sonra hiç ağlamayacaksın, gözünden bir damla yaş bile düşmeyecek, anlaştık mı?” dedi.
Baba ağlamaklı halini bastırarak başını hafifçe salladı. Kızı çok zor nefes alıyordu. Birkaç saniye içinde nefes alışverişleri kesildi, başı yana düştü. Baba, hıçkırıklar içinde kızını kucağına aldı. Kızının cansız bedeni hala ateşler içindeydi. Buna rağmen kızı üşümesin diye battaniyeyle sardı. Yere çöktü, başını kızının kucağına koydu, hıçkırıklarla ağlamaya başladı.”
   İşte o an Orhon Seyfi Orhan’ın dilinden bu ölümsüz mısralar dökülür;

   “Hani o bırakıp giderken seni

   Bu öksüz tavrını takmayacaktın?

   Alnına koyarken veda buseni

   Yüzüne bu türlü bakmayacaktın.

   … Gelse de en acı sözler dilime

   Uçacak sanırdım birkaç kelime…

   Bir alev halinde düştün elime

   Hani ey gözyaşım akmayacaktın?”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.