Gizli anlaşmalarla atılan imzalar mı yoksa yazılan büyük senaryolar mı var?
İnsanlığın üzerine oynanan adeta bahis gibi soru işaretleriyle dolu olan dünyanın en hayati sorunuyla boğuşup duruyoruz.
Neden mi söz ediyorum?
İçinde bulunduğumuz kovit salgınından.
Başta bir film senaryosu gibi gelse de bu kaçıncı yazım bilmiyorum 7. ya da 8. olmalı, kovit salgını ile ilgili.
Her gün yeni iddialar, gerçekler, haberler gündeme geldikçe igisizde kalınmıyor tabi.
Geçtiğimiz günler kamuoyunda
ilginç haberler vardı.
Cezayir asıllı Fransız
yazar, yıllar önce kaleme aldığı kitabında.
20 Mayıs 2021 tarihinde yaptığı paylaşımında, aynı zamanda Fransa Başbakanı François Mitterrand’tın danışmanlığını da yapmış olan politikacı & yazar Jacques Attali, “Verbatim” adlı kitabında şöyle diyordu:
Salgın kaynaklı toplu katliamlar, Dünya nüfusunun zorunlu azaltılması amaçlıdır.
Yazar, 1981 yılında kaleme aldığı kitapta şöyle devam
ediyor.
Gelecek nüfusu azatmak için bir yol
aramakla geçecek.
Bu sözler de demek oluyor ki, her şey planlı ve olması gerektiği gibi gerçekleşiyor.
Bundan 40 yıl önce yazılması da hiç de tesadüf değil.
Kitapta yazılanlar aynen şöyle.
Elbette toplama kampları yaparak ya da katlederek değil, onları kendi iyilikleri için olduğuna inandırarak, onlardan kurtulacağız.
Hayvanları doğayı koruyan, insanları hedefleyen bir salgın, yaşlıları öldüren bir virüs, illa ki bir sebep ya da bir şey bulacağız.
Zayıflar ve korkaklar, buna boyun eğecek, aptallar buna inanacak ve tedavi edilmeleri için yalvaracak.
Çözüm olacak tedaviyi önceden planlamış olacağız.
Böylece seçimi kendileri yapmış olacaklar.
Mezbahaya yalnız gidecekler.
Cezayir asıllı Fransız yazar kitabında 40 yıl önce bugünün 2021’ni gösterirken aynen böyle diyor.
Bu iddalar pek de sürpriz değil aslında, planlı deney dendi, laboratuvar ortamında yaratıldı & çoğaltıldı dendi, Çin hedefin ortasında kaldı ve suçlandı, dünyayı soğutma planı dendi, tahrip olan ozonun kendini yenilemesi için diyenler filan oldu.
Ama esas olan, hedef olan insandı. aslında en baştan.
insanın insana verdiği zararı, doğada hiç bir canlı vermiyor sonuçta.
İnsan sormadan edemiyor, insanoğlu niçin bu kadar acımasız diye.
Büyük balık küçük balığı yutmaya
daima hazır.
Güçlüler güçsüzlerin yaşamına müdehale edecek kadar, hatta ölmesini isteyecek kadar.
İnsanoğlu bilmeden kendi
sonunu mu gtiriyor acaba sormadan edemiyor insan.
Mutlu bir haftasonu dileğiyle, her şeye rağmen sevgiyle kalın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Sevgi Erdoğan Akyüz
“VERBATİM”deki 40 yıllık sır neydi?