YOLU YOK KOKUSU ÇOK

Eski bakanlardan, halen CHP Bursa Milletvekili Turhan Tayan, yılların eskitemediği bir politikacı. Kendisine en çok yakışan sıfat ise ‘devlet adamı’ sıfatı. Siyasette 50 yılı devirmenin eşiğinde olan Tayan, gazetemize ziyarete geldi. İyi dileklerini iletti, bize güç ve moral verdi.

Bu buluşmada ülke siyasetinden söz etti, yerel siyasetten de öyle… En çok yerelden söz etti, 30 Mart yerel seçimleri öncesi. Seçime 3 ay kala, Bursa’nın en önemli sorunlarını anlattı. “Sorunlar çok tabii” dedi ve ulaşımla çevre sorunlarına değindi.

Bursa’da trafiğe göz atınca bir Kestel- Görükle hattı çizmenin söz konusu olduğunu söyleyip ekledi: “Yıllardır yapılan yanlış, Bursa trafiğini doğudan batıya diye görmektir. Güneyden kuzeye bir yol açmak kimsenin aklına gelmemiş. Cumhuriyet Caddesi de kapandı, esnaf bitti. Bat-çıklar derde deva olmadı…”

Bat-çık diye bilirdik ve araçla batıp çıkardık ama , Tayan bu bat-çıklara ‘Dal-çık’ benzetmesi de yaptı. Haklıydı, çünkü yağmur yağdığında bat-çıklar suyla dolar, göl gibi olur. O zaman da araçlar suya dalıp çıkardı, dal-çık benzetmesi cuk diye yerine oturmuş. Tayan, kent içi trafiği kentin en önemli sorunları listesinin ilk sırasına oturtmuş, çözümlerle ilgili önerilerini de anlattı. Ama izninizle ikinci soruna geçmek isterim. Önce bir anımızı anlatalım, ardından konuya devam edelim.

90’lı yılların başları. Belediye başkanı Ekrem Barışık. Görevli olduğumuz gazetede bir köşe yazımızda bir Avusturyalı firmanın Bursa’ya kuracağı çöp fabrikasına ilişkin yorum yazdık köşemizde. Yazının yayınlandığı günün sabahı, erken saatte Başkan Barışık gazeteye girdi bir hışımla, sormayın. “Sen nereden biliyorsun da bunları yazıyorsun” diye gürledi. Ne yazdığımızı belirtelim hemen… Avusturyalı firma 26 maddelik bir sözleşmeye imza atmış, ihaleyi almış. Son maddede “Çöp fabrikası verimli çalışmazsa, her şeyi söküp götürür, boş arsayı teslim eder” anlamında taahhüt yazılı. Biz de köşemizde böyle bir maddenin olmadığını yazdık. Bizi azarlamaya çalışırken “O madde var” dedi. Biz olmadığında ısrarlı olunca telefon etti belediyeye, ilgili daire müdürü istedi, sordu, Avusturyalı firmayla kaç maddelik sözleşme yapıldığını. Aldığını yanıt 25 oldu. Bir madde eksikti, biz de onu yazmıştık zaten. Hangi maddenin eksik olduğunu sorduğunda aldığı yanıt bizi haklı çıkarmıştı, bir şey demeden ayrıldı gazeteden.

Tayan’ın ikinci sorun olarak ortaya koyduğu da işte bu çevre kirliliği oldu. Hamitler’e yapılan katı atık toplama ve değerlendirme bölgesinin artık ömrünü tamamladığını söyledi, “Kestel’den, Gürsu’dan, Orhangazi’den, Gemlik’ten, Mudanya’dan, bir çok koldan temizlik kamyonları çöp yüklü olarak şehir içinde adeta resmi geçit yapıyor” dedi. Ve tabii bu resmi geçitte her tarafı kokutuyor çöpler.

İlginç bir başka anımızla koku konusunda Tayan’a destek çıkalım. Yaz mevsimi, Terminal’den 38 numaralı otobüse bindik, kente geliyoruz. Camlar açık, içeriye hava giriyor bol bol. Küçük Balıklı’ya geldik, otobüste bir koku, burun direği kırılacak insanların. Çoğunluk başka kentten geliyor, bilmiyor Bursa’nın o bölgedeki özelliğini, biri havayı bozdu (!) diye birbirlerine bakıp, bir suçluyu, bir gazmeni bulmaya çalışıyor. Neyse, bu duruma alışık bir Bursalı yolcu durumu açıkladı da millet suçlu peşinde koşmaktan kurtuldu.

İşte Tayan’ın anlatmak istediği, temizlik açısından “.ok kokuyor” dedirten tablo böyle.

Tayan haklı. Trafik ve temizlik, kentin başlıca sorunları sayılırken ilk sıraya oturtulan iki önemli madde.

Tayan kentin başka sorunlarını da anlattı, seçimlere ilişkin anılarını da… Yazacağız, ama şimdi değil.