SON DAKİKA
Hava Durumu

Aklına mukayyet ol

Şirazeden çıktık gibi… Akıl bir tarafta biz başka tarafta sanki… ‘Aklına mukayyet ol Türkiye’ desek bir şey değişir mi? Nereden başlasam ki? Sokak ortasında alacak verecek çatışması, can kaybından mı? Düğün eğlencesi sırasında minnacık yavruya tecavüz yeltenmesinden mi? Örnekleri artırmak mümkün… Ancak iğrençlikleri yazmanın anlamı yok. Türkiye acısını paylaşırken dahi, bu olayların yaşanmasına ne denmeli?

Haber Giriş Tarihi: 13.02.2018 00:54
Haber Güncellenme Tarihi: 13.02.2018 00:54
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursadameydan.com/

Şirazeden çıktık gibi…

Akıl bir tarafta biz başka tarafta sanki…

‘Aklına mukayyet ol Türkiye’ desek bir şey değişir mi?

Nereden başlasam ki?

Sokak ortasında alacak verecek çatışması, can kaybından mı?

Düğün eğlencesi sırasında minnacık yavruya tecavüz yeltenmesinden mi?

Örnekleri artırmak mümkün…

Ancak iğrençlikleri yazmanın anlamı yok.

Türkiye acısını paylaşırken dahi, bu olayların yaşanmasına ne denmeli?

***

Aslında ahlaklı toplumduk biz…

Sözgelimi biz çocukken, bildiğiniz kapı anahtarını dahi bulsak, belediyeye götürürdük…

İnegöl Belediyesi, anons sistemiyle küçücük ilçeye duyururdu, anahtar bulunduğunu…

Herkes herkesi tanır, herkes herkesin çocuğuna, kendi çocuğu gibi sahip çıkardı.

Yenice mahallesi Dere sokakta, ha keza bir ailenin bir çocuğu hastalansa, tüm sokak seferber olur, hastaneye taşınırdı, kadınlar ve çocuklar da sokakta oturarak gelecek iyi haberi beklerdi.

Zengin ya da yoksul bakılmaksızın, bir evde bir yemek pişti mi, komşuya götürülürdü.

Hele hele yoksulsa, herkes götürürdü, incitmeden, onun yardıma muhtaç olduğunu hissettirmeden.

Çocukların birden çok komşu annesi vardı.

Aslında sokaktaki tüm kadınlar tüm çocukların komşu annesi gibiydi.

Tabi yaşça büyük olanlar daha farklıydı.

O zamanlar okullarda ‘ahlak dersi’ de yoktu.

Olması gerekenlerdi, ahlak, vatan sevgisi…

***

Kız çocuklarının hayali daha çok öğretmen, doktor olmaktan geçerken, erkek çocuklarının hayallerinde ise öncelik ‘asker’ olmaktı.

Ki o sokaktan asker de, öğretmen de çıktı…

Böylesi bir ortamdan bugünlere geldiğimizi görmek, nasıl oldu anlamış değilim.

Kuşkusuz hayat gelişti, değişti…

Ancak ‘para’, şan, şöhret uğruna tüm değerler terk edilirken, değersizleşme beraberinde geldi.

***

Nasıl bir toplum olduk biz?

Şaşılası olaylar, inanılmaz çirkinlikleri sindirdik içimizde.

Nasıl bir mideye sahip olduk milletçe?

Yıllardır söylenegelir ülkemiz için, ‘geri bıraktırılmış ülke’, ‘geri kalmış ülke’, ‘gelişmekte olan ülke.’

Teknolojik olarak evet, teknolojik ülkeye doğru gidiyoruz, gelişmekte olan ülkeyiz.

Kim ne derse desin dünyanın en büyük ekonomiye sahip ülkelerinden biriyiz.

Ancak…

Sanırım…

Değerler konusunda; gelişmemek, geriye gitmek için çaba sarf eden ülkeyiz…

Yine de umutlu olalım ve Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle koyalım noktayı;

‘Bir milletin ahlak değeri, o milletin yükselmesini sağlar. Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değeriyle ölçülür.’

‘Hissiyatı ve vicdani telakkiyati, ilim ve fenle besleyip eğiterek toplumun gerçek huzur ve saadetine çalışmak ulvi bir görüştür.’

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.