Daldan dala ama çok olmalı

Kimi zaman hiç…

Kimi zaman da her şey olabilmeli…

Bunları öğrenmek için de iyi bir dostun olmalı…

Ağlarken, kahkahalarla gülen…

Gülerken ağlayan…

Ama yine de hayata gülümsemeyi bilebilmeli…

İyi varsın, iyi ki tanıdım seni, diyebileceğiniz kaç dostunuz var acaba?

İnsan, insan tutmayı bilmeli…

İnsan olabilmeyi…

Köy misali, uzaklarda da olsa, görmese de…

Sevebilmeyi bilebilmeli…

***

Bugünlerde yatıyoruz, kalkıyoruz; ‘paralel’ muhabbetiyle uyanıyoruz…

Bu da maalesef ülkemizin sendromu…

Artık insanlar, insanları hiç alakası olmayan bir konuda bile olsa, suçlayacaksa; işin ucuzu ‘paralelci’ olmakla itham etmekten geçiyor…

Paralele bağladık her şeyi…

Umarım yakında ‘meridyen’ sorun olmaz…

***

Aylardan Nisan…

Erken tatil moduna girenlerden ben…

Şöyle sakin…

Biraz ıssız…

Kitap okunacak…

Aynı zamanda dinlenebilecek bir yer…

Aradım taradım misali…

Ve netten kendime uygun yeri buldum…

Umarım yanılmam…

İki katlı bungolow ev…

Deniz yanı başında…

Mangal da var…

Hareketli, gürültülü, eğlenceli Avşa’nın sakin bir köşesinde…

Başka da bungolow ev yok zaten Avşa’da…

Gideyim, gezeyim, göreyim…

Bir de fotoğraflayayım…

Dönüşte Avşa’yı bir de benden okur, bir sonraki tatilinizde belki yolunuzu düşürürsünüz…

Ununu eleyip eleğini asmadılar

Hani derler ya, bu dünyada her şeyi yaptım, huzur içinde dinlenme modundayım, unumu eledim, eleğimi astım…

Bu mod insanı tüketir…

Hayata dair, insana dair, dünyaya dair; her zaman yapabilecek bir şeylerimiz olmalı…

Ruhi Su gibi bir ustayla çalışmış…

Onun ilk koristleri olmuş…

Kimi solist olarak birçok başarılı yapıma imza atmış…

Bugün hala dinlemeye devam ettiğimiz bir çok türkünün ya sözünde, ya bestesinde imzası olan koristler…

Farklı farklı alanlarda hayata tutunmuş…

Ama hala bu dünya için, insan için, hayat için; yapacak çok şeyimiz, üretecek çok işimiz var diyerek kolları sıvayanlar…

İşte onların ruhu hala çocuk…

İşte onların ruhu hep insana dair sevgiyle dolu…

Ve onlar hiç ama hiç yaşlanmıyor, yalnızca yaş alıyorlar…

Tabi ki onların her zaman yanında, ruhuyla, coşkusuyla, neşesiyle can dost ‘Mefkure’nin hakkını da teslim etmek gerekir…

Demem o ki,

‘70’li yılların ortasında Ruhi Su’nun oluşturduğu Dostlar Korosu’nun ilk koristleri…

41 yıl sonra yarım kalmış projeler için toplandı…

Ve ” İlk Koristler “olarak uzun bir hazırlık aşamasından sonra şarkılarını 70’li yılların sounduna uygun olarak kaydettiler….

Kayıtlar bitti.

Sıra yayınlanma aşamasında.

Hem dijital hem de analog formatlarda dinleyeceğimiz türküler…’

Demem o ki, merakla bekliyoruz…

Sevgili dostum, Hüseyin Türkoğlu’nun şahsında tüm koristlere kucak dolusu selam ve yeni yeni projelerini beklerken alkışlıyoruz onları…

Fark yaratmalı

Hani bazen eczaneye gider, doktorumuzun yazdığı ilaçları alır, hastalıktan kurtulma sürecine gireriz…

Ve o ilaçlar farklı farklı firmaların üretimiyle bize ulaşır…

İnsan hayatını, insan sağlığını ilgilendiren üretim yapan firmaların, açıkçası ilaç üretmekten başka ne yaptıklarını merak eder dururum…

Ve önüme bir haber düştü…

‘Pfizer Bursa ekibi ‘öz sorumluluk’ bilinciyle çocukların hayatında fark yarattı.’

İster istemez o farkın ne olduğunu merak edip göz attım ve sizlerle de paylaşmak istedim…

Bu tür insana, hayata ve tabi ki özellikle çocuklara yönelik ‘fark’ yaratmak, alkışlanmalı ve örnek gösterilmeli…

Tarih 12 Nisan Salı…

Tüm Pfizer çalışanları ‘öz sorumluluk’ penceresinden bakarak bu günü çocuklara adıyor…

Harika bir proje…

Hedefleri, hasta, engelli, kimsesiz, korunmaya muhtaç ve cezaevlerinde doğan şansız çocuklara dokunmak.

Bursa Pfizer çalışanları da proje kapsamında, çocukların bir an önce sağlıklarına kavuşmaları için Kızılay’a kan bağışı yaptı…

Çocuk esirgeme yuvalarını ziyaret etti.

1 günlük tüm işlerini askıya alıp, yalnızca farkındalık yaratmak için çabalamak, ne güzel…

Ve… Ankara, Adana, İzmir…

Türkiye’nin bir çok yerinde önemli duyarlılık etkinlikleri…

Sözü burada Pfizer Türkiye, Kafkaslar ve Orta Asya İnsan Kaynakları Direktörü Bahar Özen Şansal’a bırakıp noktayı koyalım;

“Pfizerliler olarak ‘Benden bize bizden herkese, öz sorumluluk içimizde’ sloganı ile sahiplenmenin içimizde olduğunu, 5 yıldır düzenlediğimiz Sahiplen! Günü ile gösterdik, göstermeye devam ediyoruz. Bu kültürü, Pfizer’i ve birbirimizi sahiplenmekle başlayan, topluma yayılan ve etki yaratan kolektif bir sorumluluk bilinci olarak görüyoruz. Bu yıl 12 Nisan’da kutladığımız Sahiplen! Günü’ne öz sorumluluk penceresinden baktık. Biz sosyal sorumluluğun özünü oluşturduğuna inandığımız öz sorumluluğu, kendimize verdiğimiz bir söz, gücümüzü ve yeteneklerimizi iyi niyetle, empatiyle, başkalarına yarar sağlayacak şekilde kullanma ve ortaya çıkan sonuçların sorumluluğunu üstlenme cesareti olarak görüyoruz. Çünkü bir şeyleri değiştirebilmek için karar alma ve harekete geçme gücü hepimizin içinde var.”

Teşekkürler başkan

Birkaç kez yazdım…

Bursa’nın festivalinde, Bursalı sanatçının eksikliğini…

İlhan İrem’le Bursalılar’ın buluşması dileğimi…

Ve nihayet Uluslararası Bursa Festivali, artık geleneksel hale gelen Bursa Senfoni ile başlayacak, 4 Haziran’da İlhan İrem konseriyle noktalanacak…

Bu konserin gerçekleşmesini sağlayan Başkan Altepe’ye, BKSTV Yönetimi ve Genel Sekretaryası’na…

Ve tabi ki festival sponsorlarına, binlerce teşekkür…