SON DAKİKA
Hava Durumu

Geldiğimiz nokta…

Biz doğru yönetilmedik. Biz, bizi yönetenleri, onların istediği gibi seçtik. Oy verdik, onların istediklerini seçtik. Siyasi Partiler Kanunu, parti üyesini, delegesini kaale almıyordu. Parti lideri, çevresindekiler, vekili de, belediye başkan adayını da belirliyordu. Siyasi Partilerin ‘Tek Adam’ sultasından kurtulması için, hep yazdık, bu kanun değişmeli diye. Hemen hemen tüm partiler de yüksek sesle bu kanunun

Haber Giriş Tarihi: 15.04.2017 11:33
Haber Güncellenme Tarihi: 15.04.2017 11:33
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursadameydan.com/

Biz doğru yönetilmedik.
Biz, bizi yönetenleri, onların istediği gibi seçtik.
Oy verdik, onların istediklerini seçtik.
Siyasi Partiler Kanunu, parti üyesini, delegesini kaale almıyordu.
Parti lideri, çevresindekiler, vekili de, belediye başkan adayını da belirliyordu.
Siyasi Partilerin ‘Tek Adam’ sultasından kurtulması için, hep yazdık, bu kanun değişmeli diye.
Hemen hemen tüm partiler de yüksek sesle bu kanunun değişmesi gerektiğini dile getirdi.
Ancak ne hikmetse, değiştirme teşebbüsü bile almadı, olamadı.
Demokratik olmayan parti yapılarının, demokratım ortam yaratamayacağı açıktı.
Liderlerin seçtiklerinin, milletin vekili olmaları da kolay değildi.
Sürekli buna işaret ederken, bu kez önümüze ‘Türk Tipi Başkanlık Sistemi’ kondu.
Şimdi de sandıkta oylanacak.
Evet mi, hayır mı?
Geldiğimiz noktaya bakar mısınız?
Hele hele evet ya da hayır kazanmış gibi uçanlara ne demeli?
Uçanları yine anladık bir parça da, ölçüsünü, terbiyesini bozan ahlaksızlara ne demeli?
İnanılır gibi değil, bu referandum toplumu düşmanlaştırıyor.
Denize dökmeden tutun da, ‘Bunların kadınları, kızları evetçilere helal diyen’ evetçiye ne demeli?
Ahlak hak getire…
Bu denli birbirimize yabancılaşmak zorunda mıyız?
İnsanın kullanacağı oyu açıklaması başka bir şey, onu savunması başka bir şey, işi ahlaksız boyutuna taşıması ise bambaşka bir şey.
Zor bir yola, zorlu bir maceraya atıldık.
Türkiye, demokrasi ile kavgasını sürdürüyor.
Kimisi zaman bol geldi, kimi zaman dar geldi dendi, ama hiç bu denli milletle test edilmedi.
Kişilere endeksli düşünmeyin.
O iyidir, bu kötüdür diye de.
Ama sistemin bir tek kişiye emanet edileceğini de görün.
Kişiye özel değişiklik yapın istiyorsanız, ama süreklilik arz eden bir durum, Türkiye’nin geleceğini iyice karartır.
Hoş ‘Her toplum layık olduğu gibi yönetilir.’
Bu söz kimlere mal edilmedi ki? Ancak, kuvvetler ayırımı özünü ortaya koyan, yazdığı kitapta yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirlerinden ayrılmasının önemini belirten Fransız  düşünür Montesquieu’ ye ait.
Politik bir adam vesselam…
Bir an çelişkiye düştüm, onun bir sözüyle mi noktalayayım yazıyı, yoksa bizden biri İlhan İrem’le mi.
En iyisi önce Fransız düşünürün sözünü yazayım, “Bir ülkede yalakalığın getirisi, dürüstlüğün getirisinden daha fazla ise o ülke batar.”
Şimdi de kentimizden yayılan evrenselliğe kapı açan İlhan İrem’le koyayım noktayı;
‘Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesindeki derin anlam, yıllar önce genç ruhlara cumhuriyeti emanet eden bir duru görünün önsezidir.’
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.