Bizler çocukken…
Hep böyle başlar hikayeler…
Nostalji…
Ancak gerçek tarafı a çok…
Doğayla iç içe büyüdük…
Köy diye bir yer vardı, bize uzak değildi…
Koyun, keçi, inek, tavuk, horoz…
Kedi, köpek, eşek, yılan…
Çok yakınımı
Haber Giriş Tarihi: 17.06.2014 10:09
Haber Güncellenme Tarihi: 17.06.2014 10:09
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursadameydan.com/
Bizler çocukken…
Hep böyle başlar hikayeler…
Nostalji…
Ancak gerçek tarafı a çok…
Doğayla iç içe büyüdük…
Köy diye bir yer vardı, bize uzak değildi…
Koyun, keçi, inek, tavuk, horoz…
Kedi, köpek, eşek, yılan…
Çok yakınımızdaydı…
Dokunabilirdik onlara…
Hatta çocukça oyunla, samanları ezerdik…
Hayvanın kıçına bakardık, dışkısını atacağı zaman, saman kirlenmesin diye kürek tutardık…
Sabaha karşı tütün dizerdik…
Köy fırınında ekmek pişirilirken, soğanlı pideleri yerdik…
Bizler cibrikeyi bilirdik…
***
Şimdi dostumun çocuğu Derin, gazetemiz bahçesinde gezerken, tavuklardan ürktü…
Kısa bir süre sonra alıştı…
Köpekle yakınlaşmaya çalıştı…
Biz de şanslıyız, hala işyerimizde doğaya, hayvanlara yakınız, kentin içinde…
***
İnsana tutku, saygı; doğaya, çevreye, tüm canlılara sevgiyle mümkün…
Söylemlerde kocaman laflar etmek tabi ki mümkün…
Teori tamam da işin pratiğinde neresindeyiz hayatın?
Zaman zaman söz ediyorum, kentimizin güzelliklerinden…
Doğasından, çevresinden…
Keşfedemediğimiz yerlerinden…
Hafta sonu Bursa Valiliği, Karacabey Longoz ormanlarına düzenlediği gezi, trekking önemli bir etkinlikti, maalesef hava şartlarından erteleme ve yeniden düzenlenmesi nedeniyle yeterince katılım gerçekleşmedi…
Bir de kentimizde Doğader diye bir dernek var…
Başkanı sevgili kardeşim Murat Demir…
Ama başkanlık değil, tüm üyeleri adeta çevre gönüllüsü…
Ekip çalışması örneğini en iyi görebileceğimiz bir yapı Doğader…
Çevreye yönelik, doğaya yönelik her tehdidi, boş söylemlerle değil, bünyesindeki fotoğrafçılık kulübüyle belgeliyor, kamuoyuyla paylaşıyor…
Fotoğraf sergileri, doğa yürüyüşleri ile, kentimizin duyarlılık simgesi adeta Doğader…
Onlar da hafta sonu Longoz ormanları ile Bursalıları buluşturdu…
Ve tabi ki, fotoğrafçıları da birbirinden güzel kareleri dondurup, bizlere o güzellikleri, değerleri aktardı…
Bitki örtüsü farklılığı…
Hayvanların seçtiği özel yerler…
Biraz da ortamı görünce, insan korkuyor…
Biz de insanın ulaştığı yer, tahrip ediliyor diye…
Doğayı…
Tarihi…
Güzellikleri…
Çok uzakta aramaya gerek yok, yeter ki kentimizi tanıyalım ve değerlerimize sahip çıkalım…
Bir dönem Bursa Hakimiyet Gazetesi’nde yollarımızın kesiştiği Kadri Güler ağabeyimizin Gemlik Körfez Gazetesi 42 yaşına bastı… İlçelerde gazeteciliğin ne denli zor olduğunu, 1970’li yıllarda Bizim İnegöl Gazetesi’nde çalışan, Heyecan ve İnegöl Olay isimlerinde iki gazete yayınlayan biri olarak iyi bilirim… 42 yaş demek, neredeyse bir asıra bedeldir… Adeta okul gibidir bu gazeteler… Ki Gemlik Körfez Gazetesi’nde de bugüne kadar yazan, oradan yetişen insanlara bir göz attığımızda daha iyi görebiliriz…
Ramazan bereketi
Ramazan ayı gelince, değişim başlar… Bir ay boyunca televizyonlarda hocalar takip edilir, ağızlarının içine bakılır… 11 gün kaldı… O ekrandan çok hissi, duygu yüklü mesajlar veren ‘Ramazan Hocaları’nın televizyonlarla ne kadar duygusal ilişki içinde olduğu hiç aklınıza geldi mi? Ünlü ilahiyatçı Nihat Hatipoğlu, Ramazan ayı boyunca ATV ekranlarından ulaşacak, 30 gün için alacağı ücret yalnızca 600 bin liracık… Türk Sanat Müziği ve Tasavvuf Musikisi Sanatçısı Ahmet Özhan ise 450 bin ücretle ekranlarda… Show TV ile anlaşan Mustafa Karataş’ın ücreti 400 bin… Star TV ile anlaşan Mehmet Fatih Çıtlak’ın alacağı ise 150 bin… Ramazan bereketi bu olsa gerek…
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Gönüllüler ordusu DOĞADER
Bizler çocukken… Hep böyle başlar hikayeler… Nostalji… Ancak gerçek tarafı a çok… Doğayla iç içe büyüdük… Köy diye bir yer vardı, bize uzak değildi… Koyun, keçi, inek, tavuk, horoz… Kedi, köpek, eşek, yılan… Çok yakınımı
Bizler çocukken…
Hep böyle başlar hikayeler…
Nostalji…
Ancak gerçek tarafı a çok…
Doğayla iç içe büyüdük…
Köy diye bir yer vardı, bize uzak değildi…
Koyun, keçi, inek, tavuk, horoz…
Kedi, köpek, eşek, yılan…
Çok yakınımızdaydı…
Dokunabilirdik onlara…
Hatta çocukça oyunla, samanları ezerdik…
Hayvanın kıçına bakardık, dışkısını atacağı zaman, saman kirlenmesin diye kürek tutardık…
Sabaha karşı tütün dizerdik…
Köy fırınında ekmek pişirilirken, soğanlı pideleri yerdik…
Bizler cibrikeyi bilirdik…
***
Şimdi dostumun çocuğu Derin, gazetemiz bahçesinde gezerken, tavuklardan ürktü…
Kısa bir süre sonra alıştı…
Köpekle yakınlaşmaya çalıştı…
Biz de şanslıyız, hala işyerimizde doğaya, hayvanlara yakınız, kentin içinde…
***
İnsana tutku, saygı; doğaya, çevreye, tüm canlılara sevgiyle mümkün…
Söylemlerde kocaman laflar etmek tabi ki mümkün…
Teori tamam da işin pratiğinde neresindeyiz hayatın?
Zaman zaman söz ediyorum, kentimizin güzelliklerinden…
Doğasından, çevresinden…
Keşfedemediğimiz yerlerinden…
Hafta sonu Bursa Valiliği, Karacabey Longoz ormanlarına düzenlediği gezi, trekking önemli bir etkinlikti, maalesef hava şartlarından erteleme ve yeniden düzenlenmesi nedeniyle yeterince katılım gerçekleşmedi…
Bir de kentimizde Doğader diye bir dernek var…
Başkanı sevgili kardeşim Murat Demir…
Ama başkanlık değil, tüm üyeleri adeta çevre gönüllüsü…
Ekip çalışması örneğini en iyi görebileceğimiz bir yapı Doğader…
Çevreye yönelik, doğaya yönelik her tehdidi, boş söylemlerle değil, bünyesindeki fotoğrafçılık kulübüyle belgeliyor, kamuoyuyla paylaşıyor…
Fotoğraf sergileri, doğa yürüyüşleri ile, kentimizin duyarlılık simgesi adeta Doğader…
Onlar da hafta sonu Longoz ormanları ile Bursalıları buluşturdu…
Ve tabi ki, fotoğrafçıları da birbirinden güzel kareleri dondurup, bizlere o güzellikleri, değerleri aktardı…
Bitki örtüsü farklılığı…
Hayvanların seçtiği özel yerler…
Biraz da ortamı görünce, insan korkuyor…
Biz de insanın ulaştığı yer, tahrip ediliyor diye…
Doğayı…
Tarihi…
Güzellikleri…
Çok uzakta aramaya gerek yok, yeter ki kentimizi tanıyalım ve değerlerimize sahip çıkalım…
Doğayla teknolojiyi buluştururken, doğanın katili olmayalım…
Nice yıllara
Gemlik Körfez
Bir dönem Bursa Hakimiyet Gazetesi’nde yollarımızın kesiştiği Kadri Güler ağabeyimizin Gemlik Körfez Gazetesi 42 yaşına bastı… İlçelerde gazeteciliğin ne denli zor olduğunu, 1970’li yıllarda Bizim İnegöl Gazetesi’nde çalışan, Heyecan ve İnegöl Olay isimlerinde iki gazete yayınlayan biri olarak iyi bilirim… 42 yaş demek, neredeyse bir asıra bedeldir… Adeta okul gibidir bu gazeteler… Ki Gemlik Körfez Gazetesi’nde de bugüne kadar yazan, oradan yetişen insanlara bir göz attığımızda daha iyi görebiliriz…
Ramazan bereketi
Ramazan ayı gelince, değişim başlar… Bir ay boyunca televizyonlarda hocalar takip edilir, ağızlarının içine bakılır… 11 gün kaldı… O ekrandan çok hissi, duygu yüklü mesajlar veren ‘Ramazan Hocaları’nın televizyonlarla ne kadar duygusal ilişki içinde olduğu hiç aklınıza geldi mi? Ünlü ilahiyatçı Nihat Hatipoğlu, Ramazan ayı boyunca ATV ekranlarından ulaşacak, 30 gün için alacağı ücret yalnızca 600 bin liracık… Türk Sanat Müziği ve Tasavvuf Musikisi Sanatçısı Ahmet Özhan ise 450 bin ücretle ekranlarda… Show TV ile anlaşan Mustafa Karataş’ın ücreti 400 bin… Star TV ile anlaşan Mehmet Fatih Çıtlak’ın alacağı ise 150 bin… Ramazan bereketi bu olsa gerek…
En Çok Okunan Haberler