SON DAKİKA
Hava Durumu

Hayal ötesi

İşsizlik… Çalışana asgari ücret net 891 civarı… Elektrik faturası yaklaşık 50 TL diyelim… Suya da 30 TL… Isınma. İletişim giderlerine de 100 TL diyelim… Kiraya da hadi 400 diyelim… Alttan hesaplamalar, zorunlu giderler yaklaşık

Haber Giriş Tarihi: 07.05.2014 10:08
Haber Güncellenme Tarihi: 07.05.2014 10:08
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursadameydan.com/

İşsizlik…

Çalışana asgari ücret net 891 civarı…

Elektrik faturası yaklaşık 50 TL diyelim…

Suya da 30 TL…

Isınma. İletişim giderlerine de 100 TL diyelim…

Kiraya da hadi 400 diyelim…

Alttan hesaplamalar, zorunlu giderler yaklaşık 600 TL…

Beslenme de açlık sınırında 300 TL dersek…

Asgari ücret bitti…

4 kişilik ailenin açlık sınırı bin 149 TL…

Yoksulluk sınırı ise 3 bin 333 TL…

Ülkem demek açlık sınırının altında, yoksulluk sınırının yakınında yaşıyor…

Biz de hala kültür-sanat-edebiyat diyoruz…

İşgüzarlık yapıyoruz…

Sinema…

Tiyatro…

Kitap…

Bunlar lüks değil lüks ötesine geçti…

Tatil ise hayal ötesi…

***

Çocuk bebekse, süt, mama, bez…

Büyükse, okul harçlığı, giyimi…

Çözüm, kredi kartları ya da sürekli borçlanarak yaşama…

Ya da öze dönüp, Adem Havva misali, yapraklarla örtünüp, Taş Devri çizgi filmindeki gibi Fred, Vilma, Çakıl Çakmaktaş ailesine dönüşmek…

Sanki Taş Devri, Tunç Devri’nden Puşt Devri’ne geçtik gibi…

Yapabileceği bir şeyi yapmayıp, kendine menfaat sağlayan kimseler için söylenen sözcük, bana göre puşt…

***

Yine de umutları yeşertmeli…

Beyaz sayfa açmalı…

Hayata gülümsemeli…

Tutunmalı…

Bir şekilde…

Kendine inanmalı insan…

Tabi bunlar da bizim sıkça dillendirdiğimiz global dünyanın yeni keşfi gibi…

Kişisel danışmanlar, koçluk eğitimi gibi yeni alanların ortaya çıkmasını getirdi…

Aslında özü ‘gaz verme’ desek daha iyi…

Zaten asgari takılanların böyle bir sorunu yok…

Ama gelir düzeyi arttıkça, mutsuzluklar baş gösterdikçe, insanların ilişkilerinin özü, çıkar üzerine kuruldukça…

Kendilerine gaz verecek bir şeylerin arayışı da başlıyor kaçınılmaz…

Kendilerini keşfetmeye değil de, yalanlara inanmak en iyisi oluyor…

Ki bu işlerde takılanların da hiçbiri işin ehli değil…

Psikolog olamaz, çünkü onlar genelde insanı insanla yüzleştirir…

O zaman abuk sabuk biri olmalı…

Sözün özü gazlanmayı seviyoruz…

***

İşte böylesi bir ortamda…

Yerel yönetimler…

Devletin kurumları…

Ya bedelsiz etkinlik sunumlarıyla, ya da düşük bedelli, gelir düzeyi düşük kitleler için, beslenme kaynağını oluşturuyor…

Bu konuda kentimiz şanslı diyebilirim…

Özellikle Büyükşehir ve Nilüfer Belediyeleri, kültür-sanat alanında üzerlerine düşeni fazlasıyla yapıyor.

Büyükşehir’in BUSMEK gibi bir gerçeği de inanılmaz işleri hayata geçiriyor…

Yaygın eğitimin önemli bir gücü kentimizde…

Sporda tüm belediyeler önemli boşluk dolduruyor…

Tabi bu arada Devlet Tiyatrosunu da es geçmeyelim…

Son dönemde tartışmalara neden olan DT’nin Bursa ayağı, oyunları, festivali ile kenti güzelleştiren bir kurum…

Eksikleri nasıl gideririz, hantal yapıyı nasıl güçlendiririz tartışması yerine, nasıl kapatırız kurtuluruz düşüncesine yönelmek inanılmaz öngörüsüzlük…

Eleştirmek başka şey, yok etmek bambaşka…

***

Konudan konuya…

Daldan dala…

İçimizdeki sesler bunlar…

Yazıya son noktayı da bu kez bir özürle koyayım…

Yakın tarihe eserleriyle ışık tutan yazar dostumuz Turhan Feyizoğlu’nun ismi yazımda, Turhan Feyzioğlu diye yanlış çıktı dün…

Yazarımız ve okurumuzdan özür diler, yine de aydınlık günler dilerim…

Umutsuzluğa yer yok…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.