Kan oyunu…

Bürokrasi öyle bir kuruluyor ki, kırabilene aşk olsun…

Kan alımı da öyle bir şey…

Hastanız var…

Kızılay da kan var…

Ama siz hastanızı bırakıyor, kan bulma derdine düşüyorsunuz…

Devlet hastanesi ise 3 ünite, üniversite hastanesi ise 5 ünite…

Oysa Kızılay’da kan var…

Oysa zor anlarınızda yanınızda olacak Kızılay, ‘hastane talep etsin gönderelim’ diyor.

Ama öyle bir bürokrasi,

öyle bir sistem,

ya da sistemsizlik virüs gibi yerleşmiş ki, kırılması zor…

İnanın, Bursa Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Bülent Hakan Tekin, canla başla çabalıyor, hasta ve yakınlarına yardımcı olabilmek, sorunları çözmek için…

Ama sistem tıkandı mı bir kere çok zor, açmak…

TEŞEKKÜRLER TÜRK KIZILAY’I

Bu arada Türk Kızılay’ı Genel Müdürlüğü Basın danışmanı, eski deneyimli meslektaşımız Selahattin Bostan’a da binlerce teşekkür, duyarlılığı ve verdiği bilgiler için…

Tabi konunun içine girince, eksiklikleri de, nasıl çözüleceği yönünde de bilgi sahibi oluyorsunuz…

İŞTE MÜJDE: BAKANLIK ÇALIŞIYOR

Sağlık Bakanlığı, bu konunun çözümü için çalışıyor ve kan alımlarını tek merkeze toplamak için yeni düzenlemeler içinde.

Umarız yakın zamanda, insan hayatını birebir ilgilendiren bu konuda ‘Kan oyunu’ sora erer.

Var olan yapıda ülkemizdeki hastanelerin yaklaşık 5’te birinin kan alım ünitesi var…

Bakanlık, zorunlu haller dışında, kan alım ve verimini, soğuk zincirini kuran Türk Kızılay’ının ellerine bırakma hazırlığında.

Doğrusu da bu.

HAKSIZLIK YAPMAYALIM

Zor şartlar altında görev yapan doktorların da hakkını yememek lazım.

Dünkü yazımda da özellikle belirttim, sorun doktorlarda değil…

Sorun sistemde…

Ya da sistemsizlikte…

O zinciri, o bürokrasiyi kırabilmek zor…

Doktor, doktorluğunu mu yapsın, bu tür bürokratik işlemlerle mi muhatap olsun…

Umarım, Sağlık Bakanlığı’nın sorunu çözüme kavuşturmasıyla, hasta yakınları ‘kan’ krizinden kurtulur…

Değişen bir şey yok

Her araç için haraç vergi kaçırmak serbest

İnanılır gibi değil…

Suç duyurusu gibi yazı yazıyorum…

Haraç alınıyor, vergi kaçırılıyor, kayıt dışı işler diyorum…

İnanılır gibi değil, kentimizin Çekirge mahallesinde, 1.Murat caddesinde…

Birileri, otoparkçılık oynuyor diyorum…

Ne Maliye, ne Belediye ‘tık’ yok…

Aynı tas, aynı hamam…

Dünkü yazımı ve fotoğrafları tekrar etmek zorunda kalıyorum…

‘Hani o kırtasiyecilerde satılan boş üzerinde yalnızca numara yazılı fişler var ya…

Onlardan birileri eline almış…

Park eden araçlara bu ne idüğü belirsiz fişlerden kesip, park parası alıyorlar…

Kayıt dışı…

Park parası değil ‘haraç’ demek daha doğru oluyor…

Nerede mi oluyor bu?

Bursa’da…

Çekirge mahallesinde…

1.Murat Caddesi’nde…

Şaştım…

Kendi kendime sordum;

Maliye nerede?

Zabıta nerede?

İnsanlara ısrarla, bu durumu belediyeye aktarın dedim…

-Oooo kaç kere bildirdik… Bizi sallayan yok…

İnanamadım…

Benden yazması…

Osmangazi Belediyesi’nin bir zabıtası, Maliye’nin de kayıtdışı ‘haraç’ işlemine bir dur diyecek personeli vardır herhalde…’

Yok mu acaba?

Birinci ‘Lale’

Kentimizin yeni logosu ‘lale’ye tepkiler de sessiz de olsa sürüyor…

Kentimizi simgelemeyen ‘lale’…

Her ülkenin, her kentin öne çıkan değerleri, sembolleri vardır kuşkusuz…

Şimdi logomuzu görerek Bursa’ya birileri gelse…

Hani ‘laleler’ diye sorsa, ne diyebilirsiniz?

‘Yöneticilerimiz bize ‘lale’yi uygun gördü, ama bizim ‘lale’ ile uzak yakın ilgilimiz yok…

Gelin size İskender kebabı ikram edelim…

Kafkas kestane şekeri yiyelim…

Uludağ gazozu içelim…

Yeşil Türbe…

Hanlar bölgesi…

İznik…

Uludağ’ı gezdirelim…

Kaplıcalarımızda stres atın, dinlenin…’

Diyelim de, yine ısrarla ‘lale’ler nerede derlerse, ne göstereceğiz?

Bu denli değerleri olan, Bizans’a, Osmanlı’ya başkentlik yapmış bir kente, öyle bir haksızlık yapalım, öyle bir logo seçelim ki, alay konusu olsunlar desiniz ve yarışma düzenleseniz, kesinlikle ‘lale’ birinci olurdu…