

Bu kentin tarihi dokusunu adeta yeniden hayata döndüren başta Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey…
Bir bakın belediye logolarına…
Bursa var…
Kılıç kalkan var…
Ulucami var…
Yeşil Türbe var…
Tarihi Çınar var…
Var da var…
Bursa’ya yurt içi ya da dışı, gelen insanlar nereye geliyor?
Bursa’nın dışına çıkıp insanlara sorsanız, Bursa size ne hatırlatıyor, aklınıza Bursa deyince ne geliyor diye?
Ne yanıt alırsınız?
Ya Ulucami, ya Yeşil Türbe, ya da Uludağ…
Kaplıcaları da unutmayalım…
Biraz midemiz öndeyse İskender kebabı ya da kestane şekeri…
Tarihi kent…
Tarihi doku…
Bu kenti ‘lale’ ile özdeşleştirmeye çalışmak, inanın akıl alır gibi değil…
Diyeceksiniz dün…
Diyeceksiniz Vali gitmeden önce neredeydin?
Evet o dönemde de kaleme aldım ancak, herkes öyle bir lalenin peşine takılmıştı ki duyan olmadı…
Yeni Valimize hoş geldin diyeceğiz ama rica da edeceğiz, lütfen bizi ‘lale’den kurtarın…
Hatta Bursa Valiliği logosunu, kent logosu yapsa cuk oturur…
Büyükşehir ya da diğer beledilerimizin logoları…
Farketmez, hepsi bu kenti simgeliyor…
Her şey bir yana, Bursa’ya kurumlarla uyumlu şekilde hizmet veren yeni Antalya Valisi Karaloğlu’na da görevinde başarılar…
Umarım Antalya’ya simge olarak ‘timsah’ı seçmez…
***
Şimdi ‘Lale devri’ne girdiğimiz günlerde, 24 Ekim 2014 tarihinde kaleme aldığım ‘Lale devri’ başlıklı yazımı bir kez daha yayınlıyorum, umarım bu kez sesimizi duyan olur;
Lale devri
Osmanlı’nın zevki sefa devri, ya da bilinen tanımlamasıyla Lale devri…
Dağılma öncesi, gerileme ve reformlar dönemi…
Ve bizim de yeni logomuz…
Çok severiz sonumuz yaklaşırken, reform yapıyor ayağına baskıcı tutumu…
Hemen yakın tarihimizin ‘papatyaları’ aklıma geliverdi…
***
Üniversite değil, lise değil…
4+4 eğitimindeki öğrencilerle sohbet ediyorum ve soruyorum, Bursa deyince aklınıza ne gelir diye;
Yanıtlara bir bakın…
-İskender…
-Kafkas…
-Uludağ…
Çocuklar, kestane, döner, gazoz dahi demiyor…
Dünyanın tanıdığı Bursa’nın markalarını söylüyor…
Devam ediyorlar;
-Uludağ…
-Yeşil Türbe…
Çocuklar, turistlerin ziyaret ettiği tarihi ve doğal güzelliklerimizi söylüyor…
Devam ediyorlar…
-Kaplıca…
-Ulucami…
-Cumalıkızık…
-Kapalıçarşı…
Yine turizmin önemli duraklarını söylüyorlar…
Hele hele sağlık turizmi bu denli önemseyen Bursa yöneticilerine ‘kaplıca’yı hatırlatmak gerekir…
Ve çocuklar, ‘Hacivat ile Karagöz’ü söylüyor, Bursa’nın simgelerinden…
Diyorum ‘lale’ size ne hatırlatıyor?
4-4’ün ilk dördünün başındakiler, ‘çiçek’ diyor…
Ortasındakiler, ‘Hollanda’ diyor…
Sonundakiler de ‘Osmanlı’nın batma öncesi dönemi diyor…
Bazıları da dalgasını geçiyor benimle, Sezen Aksu şarkısı diyor…
‘Lale devri’ göndermesiyle…
Diyorum ki artık Bursa’mızın logosu…
Şaşırıyorlar…
‘Zafer Plaza, Kent Meydanı’ olsaydı daha iyi olurdu diye de eğleniyorlar…
Bir anda çocukların ‘maskarası’ olduğumu düşündüm…
Hep deriz ya çocuktan al haberi…
Hep 23 Nisanlar da koltukları onlara devrederiz ama…
Bir türlü de onların sesine kulak vermeyiz…