Nasrettin Hoca’nın torunu

Ülkemizin en önemli miraslarından biri bence Nasrettin Hoca…
Fıkraları, üzerine uydurulan hikayeleri ile…
Nasrettin Hoca’nın torunları yaşıyor bu ülkede.
Ancak çoğu o kültürü, alçak gönüllüğü, hazır cevaplılığı unutmuş durumda.
Oysa, en olumsuz şartlarda bile gülen, gülümseyen, gülümseten Nasrettin Hoca’nın torunu bu ülkenin vatandaşları.
Neyzen Tevfik gibi ustanın torunları…
Yöneticilerimiz de o mirası sahiplenmek, yaşatmak yerine, asık suratlılığı erdem gibi sunuyorlar.
Ne oluyorsa ondan sonra berbat.
Birbirine tahammül edemeyen topluma dönüşmeye başladık.
Hemen parlıyor, hemen kavgaya hazır hale getirdik kendimizi.
Bakanlığından yana bu durumu bozan ise tek bir kişi var, o da Başbakan Binali Yıldırım.
Telefonun başına geçerse, vatandaşa kendini tanıtır, vatandaş hadi ya dalga geçmeyin işinizi yapın der, o yine gülümser, kendini tanıtmaya çalışır.
Tüm bunlar yaşanırken de gerçekten bu durumu televizyorları başında izleyen insanları gülümsetir, moral verir…
Onu izleyenler, işte içimizden biri diyebilir.
Asıl olan da içimizden biri olmaları değil mi?
İşte o Binali Yıldırım dün kentimizdeydi.
Hollanda’da yaşanan ağır tahrik ortadayken, o yine sakin sakin hitap etti.
Diline hakim, devlet adamı profili çizdi yine.
Türkiye olarak gereken cevabın en ağır biçimde verileceğinin altını çizdi.
Ancak yurt dışında yaşayan gurbetçilerimize de gönderdiği mesajda,  itidalli olmanın altını çizdi.
Doğal olarak evet propagandası yaparken bile sakinlik çağrısını üzerine basa basa söyledi;
‘Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza diyorum ki tahriklere sakın ha kapılmayın. Provokasyonlara gelmeyin. Buna vereceğiniz en güzel cevap 16 Nisan’da EVET demektir.’
İşte Nasrettin Hoca’nın mirasına sahip çıkan, onun torunu Başbakan Binali Yıldırım’ın lafı gediğine koyan, ölçülü açıklamaları.
***
Buna karşın öfkeli açıklamalar yapan liderler de yok değil.
Kes at…
Kısasa kısas gibi…
Tahrik edici açıklamalar.
Avrupa’nın ırkçı yaklaşımlarıyla mücadele yolu bu değil.
Mücadele yolu sakin kalarak, Başbakan gibi tavrı net ortaya koymaktır.
‘Keskin sirke küpüne zarar verir’ misali, o zararı Hollanda görmeli.
Haklıyken haksız konuma düşmemeli.
Bilinmeli ki, çıkarı varsa bizimledir Hollanda, Almanya…
Çıkarları yoksa gerginlik onların hayata geçireceği bir oyundur, bu oyunun piyonu olmamalı.
Onlar şu an iç politikalarına bizi malzeme etme gayretinde.
Aynı hataya biz düşmeyelim.
Yine dönüp dolaşıp aynı noktaya geleceğim ama, bizim canını okuduğumuz o Yenikapı ruhunu yeniden yakalamamız şart.
O ruhun karşısında kimse duramaz.