Ne içtin sen?

Günümüz gençleri, hatta çocukları, anlayamadıkları davranışlar karşısında, yapan kişiye tavırlarını şu sözlerle koyuyor;

-Ne içtin sen?

Ya da;

-Hangi kafadasın?

Biraz argo koksa da, biraz da lümpence bir yaklaşım olsa da hak vermemek elde mi?

Şimdi bir bakın, Türkiye’nin geleceğini aydınlatacak Yeni CHP’ye?

Giderek demokratik yapısından sıyrılıp, diğer parti liderleri gibi adeta tek adamlığa soyunan Kemal Kılıçdaroğlu’na…

Umurunda değil kitlesi…

Seçmeni umurunda değil…

Sandığa gidip kendisine oy verenler umurunda değil…

Ben yaptım oldu bitti peşinde…

Ve malum, CHP-MHP işbirliğiyle çatı adayı ortada…

Sormak geliyor insanın içinden, yeni kuşak gibi;

-Ne içtin sen Kemal Kılıçdaroğlu?

Ve çatıyı da Türkiye için kurduğunu belirterek ‘risk’ aldığını söyleyen Sayın Kemal Kılıçdaroğlu,

-Hangi kafadasın?

***

CHP ve Yeni CHP ayrışmalı bence…

Yeni CHP, eğer olur da AK Parti iktidara gelecek yeterli oyu olamazsa, birlikte iktidar olabilmeli…

Kılıçdaroğlu, sola yakışmıyor…

Aslında Kılıçdaroğlu, sağa da yakışmıyor…

Sağa-sola yalpalayan nere yakışır?

Maalesef Kılıçdaroğlu sayesinde CHP, çatı-katı derken, ‘Yine CHP’ söylemiyle kimliğini yitirdi.

Tayyip Erdoğan olmasın da, kim seçilirse seçilsin mantığı, çok anlaşılır değil…

Bahçeli açısından, aday uygun olabilir…

Ama bence, CHP kitlesinin de, MHP kitlesinin de adayı çokça içine sindirdiğini sanmıyorum.

Dayatılan biri o kadar…

Hoş, ABD vatandaşının Başbakan olduğu canım ülkemde; Karaosmanoğlu’na, Derviş’e ekonomiyi emanet eden anlayışların, bugünkü tavrını anlamak mümkün…

Sessizlik hakim neden?

Bugünlerde gazetemizden takip ediyorsunuzdur, ‘siyasetin efendisi’ durmadan AK Parti İl Başkanı’na yönelik yazıyor…

Ve ilginç iddialar ortaya atıyor…

Araştırılması, soruşturulması gereken ilginç iddialar…

Bu iddialar, BTSO Başkanı’na doğru da yol, su, elektrik olarak gitmeye başladı…

Benim merak ettiğim, bu kentte muhalefet partilerinin temsilcileri yok mu?

İddialar üzerine gitmeleri gerekmez mi?

Merak ediyorum, sessiz kalmalarının nedeni ne?

***

Tabi ki bazı iddialar çok önemli değil…

Çünkü biz yıllardır, önemli mevkilere gelen ya da bir yer edinen insanların, hizmet değil de, yakın eş-dosta ‘iş’ bulma ve onları yükseltme durumlarını hep gördük…

Bizim anlayışımız da milletvekili ne anlama gelir?

Bizim vekilimiz midir?

Yoksa, ‘iş gördürme’ makamımız mıdır?

İş görmeyen vekil ise, nazarımızda işe yaramazdır…

Biraz kendimize ayna tutmalıyız…