‘Şap’a oturmadan

İngiltere…

Avustralya…

İngiltere, hayvan sever bir ülke…

Bunun en büyük kanıtı da İngilizlerin büyük birçoğunun miraslarını Çocuk Esirgeme Kurumu yerine Hayvanları Koruma Derneği’ne bırakarak hayata veda ediyor olmalarıdır.

Avustralya’da hayvancılık ülkesi…

İki ülkenin de ortak özelliği, ülke dışından hayvan sokumunu engellemesi…

Ağır karantina uygulamaları…

Hatta Avustralya, ülkesine gelen insanların bir çiftlik ziyaretinde bulunup bulunmadığına kadar araştırıyor…

Her iki ülkede de bu nedenle hayvan hastalıklarının önü alınmış, insanlara geçişinin önü önlemlerle sağlanmış…

Sözgelimi ‘kuduz’…

Ülkemizde, yılda yaklaşık 180 bin kuduz riskli temas bildiriliyor buna karşın ortalama 1-2 vaka görülüyor.

Özellikle 2008 sonrası riskli temas sayıları 180 binlerde oldu. 2010 ve 2011’de bu sayı düşüş gösterse de son üç yılda yine 180 binleri buldu.

Bu rakam, kuşkusuz vaka sayısın belirlemiyor…

Ancak Suriye mültecileriyle birlikte, ülkemize hayvan girişleri de gerçekleşti…

Ve bölgemizde de ilk belirti, İnegöl’de ‘ŞAP’ alarmıyla gerçekleşti…

Şap…

İnsanlara ölümcül tehlikesi yok…

Ancak yeni yeni hastalıklar, riskler de yaşanabilir…

Özellikle mültecilerin büyük bir çoğunluğunun sağlıksız koşullarda yaşadığı da dikkate alınırsa…

AB, yüklü miktarda ülkemize finans aktarımı yapacak, sırf Suriyeliler Avrupa’ya gitmesin diye…

Bu aktarım doğru kullanılır ve önlemler üst düzeye çekilebilirse, ülkemiz için yeni yeni hayvan ya da insan hastalıkları salgınlarının, başlamadan önüne geçmek mümkün olabilecek…

Hala, geceleri Heykel’de minicik mülteci çocuklarının ‘dilenmesi’, hala yerlerde yatan mültecilerin olması…

Yeni yeni hastalıklara kapı açacaktır…

Geç kalmadan…

Diğer bir deyişle ‘Şap’a oturmadan’…

Önlemleri alalım…