Bundan tam 72 yıl önce…
Amerika’nın Japonya’ya attığı atom bombası, sadece Japonları öldürmedi, insanlığı öldürdü…
Dünya nükleer silah teknolojisi ile ABD’nin Hiroşima’ya attığı ‘little boy’ adlı bomba sonrasında tanıştı.
Dönemin ABD başkanı Truman, savaşı bitirmek için insanlığı yok etme emrini verdi.
Hiroşima’da insanlık öldü o gün…
‘6 Ağustos 1945’de ilk anda 70 bin insan buharlaştı.
Bir hafta boyunca şehre asit yağdı. İki ay içerisinde radyasyon sebebiyle 70 bin insan daha hayatını kaybetti. 60 bin kişi de beş yıllık süre içerisinde vefat edince Hiroşima’nın bilançosu ilk beş yılda 200 bin insanın ölümü, onbinlerce insanın da sakat kalması oldu. ‘
Tablo bu, Truman’ın emriyle ortaya çıkan…
9 Ağustos 1945’de ise bu kez Nagazaki’ye atıldı bomba…
İki kente atılan bombalar 360 bin insanın ölümüne, yıllarca süren sakatlıklara yol açtı.
***
Bugün ABD Başkanı Trump…
Nükleer deneme yapan Kuzey Kore ile gerilim üst noktada.
Yeni bir insanlık trajedisi yaşanır mı, yaşanmaz mı korkusu hakim.
Nükleer silahların yayılmasının önlenmesi anlaşmasını hayata geçiren nükleer silahlara sahip 5 ülke; ABD, Birleşik Krallık, Çin, Fransa, Rusya…
Nükleer silahlara sahip diğer ülkeler Hindistan, Kuzey Kore, Pakistan…
Nükleer silaha sahip olduğuna inanılan devlet ise İsrail…
Nükleer silahlanmaya karşı ülkeler, nükleer silah gücünü elinde tutan ülkeler.
Tuhaf bir çelişki değil mi?
***
İşin doğrusu, yakın tarihte yaşananlara bakmalı.
Irak, nükleer, kimyasal silah tehdidi yaratıyor diye yerle bir edildi.
Sonuç, bu tehdidin yalana dayandığı ortaya çıktı.
Yıllarca nükleer tehdit nedeniyle İran’a ambargo uygulandı, uygulanmaya devam ediyor.
Kimse çıkıp İsrail tehdit demiyor.
Kimse Hindistan, Pakistan demiyor.
Oysa, bölgesinde İsrail yaptıklarına bakılırsa, şayet elinde nükleer silah varsa büyük tehdit.
Birbirleriyle gerilim yaşayan Hindistan, Pakistan da aynı durumda.
İnsanlık demiyeceğim, ülkeleri yöneten liderler, umarım insanlığı yok edecek kararları almazlar.
Unutmayın, Hitler yüzünden 5.5 milyon insan hayatını kaybetti.
Demokrasi dışına çıktığınızda, insanlığın yaşadığı utançlar, tarihte önümüzde durur, geleceğe o nedenle doğru bakmalıyız.
İşte size tarihin gördüğü en acımasız diktatörler…
Mao dönemi, 50 milyon can kaybı…
Hitler dönemi 17 milyon ölüm.
Leopold II, Belçika Kralı… Kongo’da 20 milyon insanın katliamı…
Stalin döneminde, 10 milyon insanın açlıktan öldüğü biliniyor.
Hideko Togo, Japon Başbakanı… Onun döneminde Çin ve Güneydoğu Asya’da yaşanan soykırım’la 5 milyon insan katlediliyor.
“Kanlı Nicholas”, Rusya’da 3 milyon insanın ölümüne direk sebep olan kişi…
Kominist Pol Pot… Kamboçya nüfusunun 5’te birini yok ediyor.
Saddam… 2 milyon can alan cani…
Kuzey Kore, Kim İl-Sung… 2 milyon Koreli’yi canından eden diktatör.
***
Yatıp kalkıp Atatürk’e şükretmeli bu ülke.
Tek adamdı…
Her şey elindeydi.
O, tek adam gömleğini çıkardı, demokrasi için yol haritasını belirledi.
Aslında, halk Kurtuluş Savaşı verdi, düşmanı kovdu, demokratik talepleri de yoktu.
Devrimleri, gelişmeyi, Atatürk emri vaki ile gerçekleştirdi.
Avrupa’da diktatörlükler varken, kadının seçme hakkı bile yokken, kanunlarla Atatürk bunları hayata geçirdi.
Bunlara ayak uydurmak zordu.
Zorla da yaptırıldı, örneğin kılık kıyafet işleri.
Yıllar geçti.
Türkiye şimdi ince çizgide…
Reformları reddeden bir nesil…
Sahip çıkan nesil…
İkisi de Türkiye…
Türkiye’nin oylaması referandum…
Her sonuca saygı duymalı.
***
Evet çıkarsa ne olur?
Hiç bir şey olmaz demek biraz iddialı da olsa, olmaz.
Var olan sistem aynen devam eder.
Yalnızca işe hukuki boyut eklenir.
Bugüne kadar ‘hukuksuz’ olan durumun, ‘hukukilik’ kazanması.
Hayır çıkarsa ne olur?
Bunun cevabını vermek çok zor.
Öngörmek te çok zor.
Ak Parti dönüşüme girer mi?
Muhalefet partileri nasıl bir yol izler?
Bilinmez.
Bir de muhalif partilerin, birliğinin olmaması da durumu daha da fluğlaştırıyor.
Sözgelimi Haziran seçimlerinde Türkiye seçmeni, iktidara uyarı yaptı.
Bu uyarıyı iktidar değerlendirdi.
Muhalefet ise uyudu.
Kasım seçimlerinde ise seçmen uyarısını geri çekti ve iktidara yine tek başına hükümet etme yetkisini verdi.
Hayır çıkarsa Ak Parti bundan ders alır, ders çıkarır da, muhalefet durumu algılar ve ders çıkarır mı bilinmez.
Bizimki temenni, Türkiye’nin hayrına olsun, ne çıkarsa çıksın sonuç.
