SON DAKİKA
Hava Durumu

Yaşısın Kamboçya Krallığı…

Üzüldüğümüz her olay sonrası, bazen de şaşırdığımız yaşanan olayların ardından, ‘çivisi çıktı’ sözünü ekleriz… -Memleketin çivisi çıktı… -Ya bu işlerin çivisi çıktı… Aslında son dönem dünyanın, ülkenin haline bakarsak, çıkacak çivi de k

Haber Giriş Tarihi: 03.05.2014 12:23
Haber Güncellenme Tarihi: 03.05.2014 12:23
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursadameydan.com/

Üzüldüğümüz her olay sonrası, bazen de şaşırdığımız yaşanan olayların ardından, ‘çivisi çıktı’ sözünü ekleriz…

-Memleketin çivisi çıktı…

-Ya bu işlerin çivisi çıktı…

Aslında son dönem dünyanın, ülkenin haline bakarsak, çıkacak çivi de kalmadı…

1 Mayıs olaylarını izliyorum…

İstanbul…

Taksim…

Kapatılmış yollar…

Çelikten duvarlar…

Hadi yürümek isteyeni bırakın bir yana, yolları kullanmak da yasaklanır mı vatandaşa?

İçim acıyor…

Hukukçulara kulak veriyorum…

-Devlet suç işliyor vatandaşına karşı…

Buna gerçekten inanıyor musunuz?

-Evet insan haklarını ihlal… Gösteri hürriyeti anayasa ile güvence altında…

o zaman yaşananlar ne?

-Yasalara aykırı emri yerine getiren de o emri veren de hepsi suçlu…

Peki o zaman vatandaş niye eziyet görüyor?

-Hukuk yollarıyla hakkını arasınlar…

İyi de gözünden, canından olan insan, hakkını alsa ne olur?

-Demokrasi mücadelesi… Tüm gelişmiş ülkeler bedel ödeyerek haklarını kazandı…

Peki siz bir bedel ödediniz mi?

Yaşadığım birebir tanıklık ettiğim bir olay…

Hukuka uygun davranan…

Hukuk dışı olduğu için emre itaat etmeyen biri, yargılandı…

Haklı da bulundu…

Ama yapılacak işi engellediği için maaşından kesinti, para cezası yedi…

Sistem hukuktan yana değil mi?

Bir 1 Mayıs da geride kaldı…

Yine acılar, yine kederler…

Açılım yapan iktidar, Taksim’i kapattı…

Oysa birçok kentte olaysız, hasarsız işçiler alanlardaydı…

Ve kocaman bir dünya…

Kocaman dünyanın üzerinde bir Türkiye…

Çelik duvarlar örüldü, özgürlük buydu herhal…

Olayların, müdahalelerin olduğu iki ülke var; Kamboçya ve Türkiye…

Komik olan da bu…

Resmi adıyla Kamboçya Krallığı…

Neyse ne…

Bize ne…

Derken, daraltılarımı öylesi, içimden geldiği gibi sosyal paylaşım alanlarında dillendiriyorum…

Bir patlama…

Hüzün gibi belki…

Belki de saçmalama;

Değerlerimiz bir bir yitip gidiyor…

Eskiden insanlar, sahip oldukları herhangi bir şeye, sahip çıkarlardı, bu nesne olsun, insan olsun, hayvan olsun, farketmezdi…

Köylerde bırakın insanları çomarları kutsaldı, onları korur, tehlikelerden haberdar eder, hayvanları meraya çıktığında, çobanla birlikte gözetirlerdi…

Güzellikleri çoktu belki hayatın, belki de insan tarafı…

Doğaldır tüketim toplumu olduk, üreteni de yok etme çabası öncelikli…

Kullan-at felsefesi…

Her şeyi ama her şeyi, yok etme davranışı gibi…

Nasıl bir dünya bu diyemiyorum, vazgeçtim dünyadan, nasıl bir Türkiye de diyemiyorum, vazgeçtim sorgulamaktan, nasıl bir kent hiç diyemiyorum, onu da es geçtim, nasıl bu insanlar hiç diyemiyorum, ya dost dedikleriniz, tutunduklarınız, sahi onlar nasıl?

Umutsuzluk anları belki de…

O anlarda dostların dönüşümleri güzel…

‘Yarının tam robot toplumu da, bugünleri çiplerine böyle kaydedecekler…
Yaşayan evrenimizin, hor kullanımdan daha çabuk yaşlanan dünyası da insan eliyle yok edilişine dek sürdürecek bu devir teslimi…’

‘Bu dunyayi yaşanamaz hale getiren insanlar, ama ayni dünyayı tekrar yaşanabilir hale getirecek olanlar yine insanlar… Maalesef 1980 sonrası, Turkiye’de yeni bir insan modeli yaratıldı.

Daha çok kazanma hırsı…

Karşılıklı gösteriş hırsı…

Toplumsal yozlaşma…

Onlarca televizyon dizisinde, insanlar kendilerine ait olmayan hayatları yaşamakta.’

Çok acılar yaşadı Türkiye…

Kahramanmaraş, Çorum, Sivas…

Çok sancılı günler geçirdi, 1 Mayıs’larda…

Yeni yeni acılar yaşamamalı…

Başbakan yüzde kaç oyla seçilirse seçilsin, yüzde 100’ün başbakanı olmalı…

Ne diyeyim…

Umutla bakıp yarına…

Gülümseyelim…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.