

Geçen hafta ‘bir polisin’,masum bir insanı öldürmesi aslında filistinde her gün dünyanın çeşitli ülkelerinde ise her zaman işlenen suçun film şeridinin bir karesidir.
Yayılımcılık üzerine politika üreten, ki adına “üretim” dedik ama bu üretimin merkezi yani yayılımcılığın orijinal adı maalesef ki emperyalizmdir.
Ruh, insanın cismani olmayan tarafını yani maddi olmayan tarafını ilgilendiriyorsa eğer bizi de ilgilendiren tarafı; emperyalizmi,(yayılımcılığı) yayan sıfatların, siluetlerin ruh halidir.Görünene değil, görünmeyene inanmaktır.Zahiri ve batini durumun batıni kısmı olanıdır işin aslı.
Çok kısaca, ABD veya benzer ülkelerin toplumunun ‘yüz ifadeleri ‘bizleri aldatmasın’ ruh hali meselenin özetidir.
Demokrasi diye sahaya zulmü yayan bu ruhlar hastaları, ortadoğuya bile kendilerini inandırmışlar.
Aslında meselenin diger tarafında da, ‘bu ruhların’ aslında suçsuz olduğunu kanıtlıyor!
Ruh hastalarının demokrasi anlayışlarını inandırdıkları bir ortadoğu toplumu realitesi var.
Evet var.
Yıllardır ABD ve ortakları nerelerde mücadele zemini nerede ki? Hala Suriye’deler.
Demokrasi kavramının özünü metafor ile mutasyona uğratıp zulmün adına özgürlükler getiriyoruz diye diye bir türlü getiremedikleri gibi, bir türlü bu işin bu ruh hastalarının zulüm yaptıklarıni anlamamak için mazoşistliğe devam ediyoruz.
Bu içerik okunduktan sonra yazının başlığı da kocaman bir HİÇ’i ifade ediyor.
ABD özgürlükler ülkesi mi yoksa haksızlıklar ülkesi mi?
Haksızlıklar ülkesi olduğuna inansaydık bu yazıya HİÇ gerek kalmazdı.
Vesselam…