Bursa da doğup büyüyüp de Bursa’nın nimetlerinden pek faydalanmayan biri olarak nasipsiz sayılabilirim.
Yaz mevsimi bir başka, kışı ise bambaşka olan Uludağa hep uzaktan mı bakacağız diye mevsimin sonbahara döndüğü bu günlerde virajlı dağ yollarında kendimize gelmiş olduk.
Sabah erken yola çıkmanın avantajı olarak sakin ve güzeldi.
Bilhassa ücretli geçişten sonraki yol tam manasıyla mükemmel olmuş. İnşallah yolun yapım kalitesi kış şartlarına uygunluğu vardır. Yoksa tekrar kar ve buz kalkınca köstebek yoluna dönebilir. Yeni yapılan teleferik hatlarının var olması ve hat uzunluğunun oteller bölgesine kadar gitmesi, konfor bakımından karayoluna nazaran tercih sebebi olmaktadır.
Gidiş-dönüş ücret noktasında daha makul tutulursa faydalanan Bursa halkı sayısı daha da artacaktır. Gerçi bu kadar önemli bir ve tabiat harikası olan bir nimetin varlığı tam hak ettiği konumda olmasa da bu dağ bizim dağımızdır.
Birde bu dağ yolunu açık hava meyhanesine çevirenlerin de dağıdır. İşte tamda burada sahipsiz olduğunu hissettim. Dönüşümüzün akşam saatine denk gelmesiyle kendimi bir an Arap şükrü sokağından geçiyorum sandım.
Jandarma kontrol noktasından şehir merkezine kadar sağlı sollu araçların park etmesiyle trafiği sıkışması, kuvvetli müzik ve araç üstü çilingir sofralar, şov yapmaya çalışan sanki Ferrari den dönme araçlarla çakma rallicileri görünce kazasız belasız eve gidelim, duaları etmeye başladım. Ben bir akşam oradan geçtim.
Yoksa her akşam dağ yolunu açık hava meyhanesine çevriliyorsa bir nevi o yol kaçak müessese durumuna düşmektedir. Yolları kim denetliyorsa görevini tam yapmak zorundadır. Sadece şikâyet üzere gidilen denetim, denetleme değildir.
Yol boyunca durup beş dakika ışıl ışıl Bursa yı ne yazık ki seyredemedim. İlla seyretmek için elimizde şişe olması mı gerekiyor. Benim hakkımı kim koruyacak ey yetkili.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet Ali Akçaseven
Açık hava meyhanesi
Bursa da doğup büyüyüp de Bursa’nın nimetlerinden pek faydalanmayan biri olarak nasipsiz sayılabilirim.
Yaz mevsimi bir başka, kışı ise bambaşka olan Uludağa hep uzaktan mı bakacağız diye mevsimin sonbahara döndüğü bu günlerde virajlı dağ yollarında kendimize gelmiş olduk.
Sabah erken yola çıkmanın avantajı olarak sakin ve güzeldi.
Bilhassa ücretli geçişten sonraki yol tam manasıyla mükemmel olmuş. İnşallah yolun yapım kalitesi kış şartlarına uygunluğu vardır. Yoksa tekrar kar ve buz kalkınca köstebek yoluna dönebilir. Yeni yapılan teleferik hatlarının var olması ve hat uzunluğunun oteller bölgesine kadar gitmesi, konfor bakımından karayoluna nazaran tercih sebebi olmaktadır.
Gidiş-dönüş ücret noktasında daha makul tutulursa faydalanan Bursa halkı sayısı daha da artacaktır. Gerçi bu kadar önemli bir ve tabiat harikası olan bir nimetin varlığı tam hak ettiği konumda olmasa da bu dağ bizim dağımızdır.
Birde bu dağ yolunu açık hava meyhanesine çevirenlerin de dağıdır. İşte tamda burada sahipsiz olduğunu hissettim. Dönüşümüzün akşam saatine denk gelmesiyle kendimi bir an Arap şükrü sokağından geçiyorum sandım.
Jandarma kontrol noktasından şehir merkezine kadar sağlı sollu araçların park etmesiyle trafiği sıkışması, kuvvetli müzik ve araç üstü çilingir sofralar, şov yapmaya çalışan sanki Ferrari den dönme araçlarla çakma rallicileri görünce kazasız belasız eve gidelim, duaları etmeye başladım. Ben bir akşam oradan geçtim.
Yoksa her akşam dağ yolunu açık hava meyhanesine çevriliyorsa bir nevi o yol kaçak müessese durumuna düşmektedir. Yolları kim denetliyorsa görevini tam yapmak zorundadır. Sadece şikâyet üzere gidilen denetim, denetleme değildir.
Yol boyunca durup beş dakika ışıl ışıl Bursa yı ne yazık ki seyredemedim. İlla seyretmek için elimizde şişe olması mı gerekiyor. Benim hakkımı kim koruyacak ey yetkili.