Tamirat mı daha kolay yoksa tahribat mı diye sorulursa ortak cevap elbette tahribattır.

Yıllarca emek harcanarak yapılan bir yapıyı bir dinamit ile bir dakikada yıkabilirsiniz.

Bu gibi örnekleri çoğaltabiliriz.

Benim asıl demek istediğim aile ve toplumsal yapıların içerisine atılan tahrip edici dinamitlerin her yönden gelmesidir. Televizyon programlarından tutun, magazin haberleri, sosyal medya üzerinden yayılan artık normalden saydığımız o pis cerahatlerin tümü saldırı halindedir.

Aile yapısını muhafaza edecek kavramların hepsini yavaş yavaş kemiren o dizi ve programlar ne hikmetse en fazla revaç görenler arasına girmektedir.

“Yok ya canım sadece seyrediyorum” demekle bir şey olmayacağını sanıyorsak yanılabiliriz.

Her bir görüntü kalp, ruh ve aklımızda bir iz bırakmaktadır.

Göreceksiniz ki boşluğa düştüğünüz bir zamanda o açılan izler sizin için menfi ilham yönde kaynağınız olacaktır. Kendinizi zayıf hissettiğiniz anda size yol gösteren o çarpık ilişkilerin yaşandığı ve pembe hayatların oynandığı diziler olabilir.

Bizlere sunulan örnek ve modellerin ve çözüm yolların çoğu yıkıma yönelik olması asıl felakettir.

Teknoloji iyi bir şey de nedense faydası zararından daha çok olmaktadır.

Program yapımcıları ve sektör sahipleri milyon dolarların peşinde koşturduklarından dolayı onlar için toplum yozlaşmış, aileler yıkılmış, çocuk-genç-ergenlere kötü örnek olmuşuz, milli ve manevi değerleri toz duman etmişiz bunların hiç önemi var mı ki.

Bu tür tahribata karşı tamiratında hızlı olması gerekmektedir.

Devletin bizim değerlerimize sahip çıkacak programları desteklemesi ve her türlü imkânları sunması gerekmektedir.

Çağımızın kitle iletişim araçlarından sunulanların esiri olmadan bilinçli ve uyanık izleyici olursak teknoloji hem faydalı hem de tamir edici bir rol oynayabilir.

Unutmayalım kumanda ve tuşlar sizin elinizde.