Türk siyasi hayatında bir halk hareketi şeklinde 14 Ağustos 2001 tarihinde vücuda gelen AK Parti 18 yaşını kutluyor.
Dile kolay 18 koca sene geçti AK Parti kurulan beri.
AK Parti kurulduğunda dünyaya gelen çocuklar bugün artık oy kullanıyorlar.
Başka bir ifade ile 20 yaşın altındakiler AK Parti iktidarından başka bir iktidara şahitlik etmediler.
Bizim nesiller, Türk siyasi hayatındaki en büyük istikrarsızlıkları yaşayan nesiller olmuştur.
En çetrefilli koalisyonlar dönemini bizler gördük.
Güneş Motel pazarlıkları ile 11 milletvekilinin AP’den Ecevit’in CHP’sine transferi ile 11 bakanlık almalarını da yaşadık bizler.
1973 seçimlerinde en çok milletvekili çıkarmasına rağmen tek başına hükümet kuracak çoğunluğu sağlayamayan Ecevit CHP’sinin Erbakan’ın Milli Selâmet Partisi (MSP) ile bütün kan uyuşmazlığına rağmen aynı hükümette ortak olmalarını da gördük biz.
Şimdi en son Anasol-M hükümetinden bu yana AK Parti ile birlikte ülkede bir siyasi istikrar dönemi yaşanmaktadır.
Türk insanı uzun yıllar çektiği siyaset kavgalarından kurtulmuştur.
1960 ve 1980 yıllarında periyodik olarak ABD tarafından yaptırılan askeri darbeler zamanında bile siyasi istikrar bu kadar sağlanamamıştır.
***
Kim ne derse desin, AK Parti dönemi siyasi istikrar bakımından altın bir dönem olarak kabul edilebilir.
Bu dönemde millet kısır siyasi çekişmeleri terk edip ülke kalkınması için çalışan kadroları üst üste ezici bir çoğunlukla başa getirmiştir.
Milletin AK Parti’ye olan bu desteği boşuna bir destek değildir.
AK Parti’nin başarısının altında hizmetkâr devlet anlayışı vardır.
Garip gurebaya el uzatılması vardır.
Ulaşımda, eğitimde, sağlıkta mega projelerin hayata geçirilmesi vardır.
Ezik büzük bir dış politika yerine şahsiyetli ve dik duruşlu ve aynı zamanda oyun kurucu bir dış politika anlayışı vardır.
Türk ve İslâm dünyasının liderliğini hak eden büyük Türkiye vardır.
***
Son mahalli seçimlerle birlikte bilhassa İstanbul ve Ankara başta olmak üzere önemli büyükşehirlerde seçimin kaybedilmesi AK Parti’ye destek veren milyonlarca insanı büyük bir üzüntüye sevk etmiştir.
Acaba 18 yıllık büyü bozuluyor muydu?
Lider eksenli bir kadro hareketi olarak kurulan AK Parti’nin kan kaybetmesinin altında yatan gerçek sebepler cesurca ortaya konmalıdır.
Eksiklik ve aksaklıklar ciddi olarak tespit edilmeli ve süratle üzerine gidilmelidir.
Herşeye rağmen milletin ümidi büyük bir oranda halen AK Parti’dedir.
Ancak partideki kan kaybı pansuman tedbirlerle geçiştirilemez.
