Elif Şafak’ın ‘Şempare’si elimde…
‘Matbaa Müslüman toplumlara geç geldi. Kitapların sistematik bir şekilde basılması ,sınıf ayrımı yapmadan toplumun her bölümüne ulaşabilmesi ancak bu yüzyılda mümkün olabilmiş. Artık kimsenin, hiçbir ülkenin cehaletle kaybedecek vakti yok. Dünya adeta keşfedilmeyi bekleyen bir kütüphane. İçinde yaşadığın şehir bile açıklamayı bekleyen eser, insan da bir kitap okunmayı bekleyen. Amerika’nın önde gelen bilim kadınlarından Nancy Andreasen ömrünü nöroloji alanına adamış bir insan. İlk mesleği İngiliz Edebiyatı en büyük tutkusu roman okumak.
Roman okumanın soyut düşünebilme yeteneğini artırdığını söylüyor.’
Bu işin gerçek yanı…
İyi güzel de…
Devir, teknolojinin zirve yaptığı devir…
Bilgiye ulaşma kolay…
Basılı eserleri e-kitap üzerinden okumadan tutun da, sesli dinlemeye kadar…
Devir nimetlerini bize sunuyor da, biz o nimetlerden yeterince yararlanabiliyor muyuz?
İşte o noktada kocaman bir soru işareti…
***
Aklın ziyan olması gibi bir durum söz konusu sanki…
Tarihimize göz atıyoruz…
Kahramanlık destanlarını anlata anlata bitiremiyoruz…
O tarihin içindeki müslüman bilim adamlarını ise es geçiyoruz…
Muhtemelen kemikleri sızlıyordur, tarihimizdeki bilim insanlarının…
Kim bunlar?
Katip Çelebi…
Hezarfen Ahmet Çelebi…
Evliya Çelebi…
El-Harezmi…
El-Kindi…
Farabi…
İbni Sina…
Ömer Hayyam…
Kaşgarlı Mahmut…
Piri Reis…
Battani…
Bu bilim insanlarından birkaçını bildiğimizi sanırız, yanılırız…
Sözgelimi Ömer Hayyam’ı herkes ‘aaa biliyorum’ der de, onun Matematikte kullanılan binom açılımı ve Pascal Üçgenini bulan kişi olduğunu bilir mi?
Örnekleri çoğaltmak mümkün…
Devir teknoloji devri de, biz üreten değil tüketen topluma dönüştük, hazıra konduğumuz sürece de, aklımız kirada, dış borcumuz katlanmada, geleceğimiz de kararmaktadır…
Yazayım istedim…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Funda Kubat
Aklımız kirada
Elif Şafak’ın ‘Şempare’si elimde…
‘Matbaa Müslüman toplumlara geç geldi. Kitapların sistematik bir şekilde basılması ,sınıf ayrımı yapmadan toplumun her bölümüne ulaşabilmesi ancak bu yüzyılda mümkün olabilmiş. Artık kimsenin, hiçbir ülkenin cehaletle kaybedecek vakti yok. Dünya adeta keşfedilmeyi bekleyen bir kütüphane. İçinde yaşadığın şehir bile açıklamayı bekleyen eser, insan da bir kitap okunmayı bekleyen. Amerika’nın önde gelen bilim kadınlarından Nancy Andreasen ömrünü nöroloji alanına adamış bir insan. İlk mesleği İngiliz Edebiyatı en büyük tutkusu roman okumak.
Roman okumanın soyut düşünebilme yeteneğini artırdığını söylüyor.’
Bu işin gerçek yanı…
İyi güzel de…
Devir, teknolojinin zirve yaptığı devir…
Bilgiye ulaşma kolay…
Basılı eserleri e-kitap üzerinden okumadan tutun da, sesli dinlemeye kadar…
Devir nimetlerini bize sunuyor da, biz o nimetlerden yeterince yararlanabiliyor muyuz?
İşte o noktada kocaman bir soru işareti…
***
Aklın ziyan olması gibi bir durum söz konusu sanki…
Tarihimize göz atıyoruz…
Kahramanlık destanlarını anlata anlata bitiremiyoruz…
O tarihin içindeki müslüman bilim adamlarını ise es geçiyoruz…
Muhtemelen kemikleri sızlıyordur, tarihimizdeki bilim insanlarının…
Kim bunlar?
Katip Çelebi…
Hezarfen Ahmet Çelebi…
Evliya Çelebi…
El-Harezmi…
El-Kindi…
Farabi…
İbni Sina…
Ömer Hayyam…
Kaşgarlı Mahmut…
Piri Reis…
Battani…
Bu bilim insanlarından birkaçını bildiğimizi sanırız, yanılırız…
Sözgelimi Ömer Hayyam’ı herkes ‘aaa biliyorum’ der de, onun Matematikte kullanılan binom açılımı ve Pascal Üçgenini bulan kişi olduğunu bilir mi?
Örnekleri çoğaltmak mümkün…
Devir teknoloji devri de, biz üreten değil tüketen topluma dönüştük, hazıra konduğumuz sürece de, aklımız kirada, dış borcumuz katlanmada, geleceğimiz de kararmaktadır…
Yazayım istedim…