Bütün kanun kaçaklarının barınak yeri haline gelen Avrupa ülkeleri artık saflarını belirlemelidirler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en son Almanya’nın dikkatlerini sert bir şekilde çekmesi boşuna değildir.
Nitekim durduk yerde Almanya’nın Can Dündar’a geçici pasaport vermesi de Türkiye’ye karşı bir saygısızlık değilse nedir? 
Hem Türkiye’yi müttefik olarak göreceksiniz hem de Türkiye’den kaçan kanun kaçaklarını evsahipliği yapacaksınız.
Adana sormazlar mı; bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? 
***
Başta Almanya olmak üzere kanun kaçaklarını evsahipliği yapan bütün Avrupa ülkeleri akıllarını başlarına almalıdırlar.
Bu ülkelerin hiçbirinin Türkiye’ye nizamat vermeye hakları yoktur.
Önce kendilerini gözden geçirip bir baksınlar bakalım Türkiye ve Türklerin gözünde ne durumdalar.
Son darbe kalkışması karşısında hem ABD ve hem de AB’nin tavrı hiç de içaçıcı olmamıştır.
Onu bırakın, adeta darbecilerin yanında saf tutmuşlardır. 
Sormak lazım, sizler nasıl dost ve müttefiklersiniz? 
Yıllarca Avrupa’nın imarı için canla başla çalışan Türklerin de hiç mi hatırı yoktur?
***
Hani Ekim ayında Türkiye için AB ülkelerinde vizesiz serbest dolaşım hakkı sağlanacaktır? 
Ekim ayı da geçti AB’den ses yok.
Bunlar bizimle oyun mu oynuyorlar?
Türkiye’nin bütün taahhütlerini yerine getirmesine rağmen AB’nin halen ayak sürümesini anlamak gerçekten de zordur.
Aslında AB’nin bir cazibesi de kalmamıştır.
AB ülkeleri eski popülaritesini kaybetmiştir.
Türkiye, AB’nin himmetine muhtaç bir ülke değildir.
AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı vardır.
Hem ekonomik yönden ve hem de yetişmiş işgücü ve istihdam yönünden.
Avrupa nüfus olarak kilitlenmiştir.
Türk işgücüne ihtiyaçları vardır.
Kendi kendilerine yetecek durumları yoktur.
Bu nedene de, şapkayı çıkarıp iyi hesap kitap yapmaları gerekmektedir.