Son günlerin öne çıkan konularından birisi de, bundan 60 yıl önce başlayan Türkiye’den Avrupa’ya işçi göçü hareketinin geldiği noktadır.
İkinci dünya savaşından sonra başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın çeşitli ülkeleri ile işgücü anlaşmaları imzalayan Türkiye, uzun yıllar gurbetçilerin dövizlerine büyük bir ihtiyaç duydu.
Yerin 1000 metre altındaki madenlerde çalışarak çürüğe ayrılan gurbetçi vatandaşlarımız genellikle Anadolu’nun kırsalından kalkıp Avrupa’ya çalışmaya giden garibanlardan oluşuyordu.
Ne lisan biliyorlar ve ne de kalifiye bir eğitimden geçmişlerdi.
Bu nedenle de, genellikle ağır işlerde istihdam edildiler.
Avrupa’ya, çalışıp para kazanıp Türkiye’ye dönüp iş kurmak hayali giden vatandaşlarımızın bir bölümü buradaki ağır çalışma şartlarına dayanamayarak yurda dönüş yaptılar.
Kalanların önemli bir bölümü de ağır çalışma şartlarından kaynaklanan çeşitli meslek hastalıklarına yakalandılar.
Emekli olmayı başaranların bir kısmı yurda dönüş yaparken, önemli bir kısmı ise torun bakmakla meşguller.
Evdeki hesap çarşıya uymadı.
O zamanlar, gitmesi bir dertti şimdi ise dönmesi bir dert.
 ***
Durum bu olmakla birlikte, yurtdışı işçi sorunları bakımından da konunun birçok veçhesi bulunuyor.
Zaman zaman bu konu masaya yatırılıp, ne yapılabilir konuşuluyor.
İşte bu durumdan vazife çıkaran Bursa Birlik Vakfı da geçtiğimiz Cuma gecesi mutat toplantılarına Avrupa’da uzun yıllar yaşamış, Avrupa Milli Görüş Teşkilatı Genel Sekreterliği yapmış, şimdi ise Avrupa’daki Türkler kontenjanından AK Parti İstanbul milletvekili olan Mehmet Yeneroğlu’nu konuşmacı olarak davet etmişti.
Beraberinde, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanı Mehmet Köse ile Bursa’ya gelen Mehmet Yeneroğlu’nun konuşmasından bazı satırbaşlarını paylaşmak istiyorum:

• Eskiden döviz rezervimizin yüzde 12-13’ü yurtdışı Türklerden karşılanırken, bu oran bugün yüzde 1’lerin altına düşmüştür.
• Bir gün anavatana dönme hayaliyle yaşarlarken, Türkiye’deki yaşam gerçeklerinden uzaklaşmışlardır.
• Son zamanlarda Avrupa’daki Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinde bir baskı var.
• Türkiye’de Almanya uzmanı, İskandinavya uzmanı kaç kişi var?
• Almanya’da yaşayan 3 milyon vatandaşımızın yarısı çifte vatandaştır.
• Oradaki vatandaşlarımız Hibrid(melez) kimlikler edindiler.
• Balkanlardan İsviçre’ye göç eden Türklerin yüzde 15’i Cuma Namazı’na giderken, Türkiye’den gidenlerde bu oran yüzde 40’tır.
• 10 yıl sonra biz sakallı Cem Özdemir’ler ile mücadele edeceğiz.
• Avrupa’daki Sosyalist partiler PKK ile iç içedir.
• Genel Başkanlığını Cem Özdemir’in yaptığı Yeşiller Partisi de, aynı ilişkileri HDP üzerinden yürütmektedir.
• Türkiye, bugüne kadar yurtdışına yönelik ciddi bir iş yapamamıştır. Bu konuda çok eksiklerimiz vardır.

Ben de Mehmet Yeneroğlu’nun tespitlerine katılmakla birlikte, yurtdışı temsilciliklerimiz noktasında bir zafiyet olduğunu belirtmek istiyorum.
Geçen 60 yılık süre içerisinde ciddi ve güçlü bir Türk lobisi oluşturulamamıştır.
Bu nedenle de Avrupa medyasındaki Türk düşmanlığı devam etmektedir.
Nitekim; 15 Temmuz darbe sürecinde Türk devletinin yanında değil darbecilerin yanında saf tutmuşlardır.

1. tipi cılız Türk STK’larının ise bu işi yürütmekten ne kadar uzak olduğunu geçtiğimiz darbe sürecinde bir kez daha görmüş olduk.
2. ’daki Türkleri bir çatı altında toplayacak güçlü ve yeni bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.