

Dün, kışın son gününü uğurlarken, bahara’da merhaba dedik.
Aslında kış boyunca hep şunu söyledik; “yazı bekliyoruz fakat henüz kış gelmedi” diye..
Gerçektende öyle oldu bu kış kış olalı bir türlü kış olmadı.
Bizde şöyle bir algı var; kış boyunca havalar gayet normal seyrinde devam ederken,ara ara çok sert soğuk olunca bizde kışı hep o sert soğuklardan ibaret zannediyoruz..
Herşeye rağmen hayat sen nasıl istersen öyle olsun diyelim..
İşin bilimsel tarafı olan kuresel ısınma,mevsimsel değişimler,sosyolojok veya biyolojik değişmelerden ziyade çok daha enteresan yaklaşımlarım var çok ilkel bir yaklasım diyenlerde olacaktir elbet..
Hayatimizda tesadüflere yer olmadığı gibi “tevafuk” bizim önemli ilmi dayanağımızdır..
Veya; Sebeplerden ziyade müsebbipler bizim ilmi altyapımıza uygun kavramlardır ve hakikatte böyledir..
Bilim ile ilim arasındaki fark bizi zaten bir yere götürüyor..
İlim hakikat olduğuna göre bilim ise sonucu doğru veya yanlış ihtimalleri deney ve gözlemlerimize dayalıdır.
Bu yüzden, bilimden asla kopmadan iç ice yürumek zorundayız hakikati inkar etmemek şartı ile..
Bugün astrolojiye bakılınca da öyle adeta hem bilimsel hem de ilmi içerikleriyle zenginleştiriyor…
Farabi bir bilim adamıdır ayni zamanda zamanın en düzgün hakikat alimlerinden de biridir..
Bir örnek verelim..
Bir gün Farabi şöyle bir şey söylüyor; ‘bugün gece şu saatte ay şuradan doğacaktır” tabi o dönem bazı müslümanlar ise neredeyse Farabi’yi kafir ilan edecekler..
Halbuki Farabi’nin söylediği hakikattir hem ilimde de vardir hem de bilim adamı olmak gibi üstün özellikleri de barındırmaktadır.
Konuyu şuraya baglamak istiyorum; bugunku mevsimsel değişimlerin ilmi sebepleri nelerdir bilemiyorum ama çok ilkel olacak belki ama mevsimlerde insanlara benzedi vesselam..
Hayırlı cumalar..