Çok iyi bilindiği gibi eskiden Erdoğan’a en sert sözlerle muhalefet eden bir isimdi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli.
Uzun yıllar bu sert muhalefet devam etti.
Yakın denebilecek bir zamanda ise birden Bahçeli’nin söylemlerinde bir degisiklik oldu.
Eski Bahçeli gitmiş yerine bambaşka bir Bahçeli gelmişti.
Hükümetin ve Erdoğan’ın söylem ve eylemlerini destekleyen yepyeni bir Bahçeli çıktı karşımıza. 
Birden ne olduğunu kimse anlayamadı.
Neydi Bahçeli’deki bu değişikliğin sebebi?
Kamuoyu bu sorunun cevabını bulmaya çalışırken MHP’de bile bunun cevabını bulayamayanlar oldu.
Hatta bir kısım MHP’li işi daha ileri boyutlara kadar götürüp yeni parti kurdular.
Düz mantıkla bakanlar bunun hikmetini anlayamadılar. 
Bütün bunlara rağmen Bahçeli’nin tavrından bir değişiklik olmadı. 
O bildiği yolda emin adımlarla ilerlemeye devam etti.
Yapılan çok sert eleştirilere göğüs gerdi.
Partisinde meydana gelen kopuşlara da kulak asmadı. 
***
Bahçeli’deki bu ani değişikliğin elbette haklı sebepleri vardı.
Bunu anlamak istemeyenler veya Bahçeli muhalifleri hemen harekete geçerek durumdan vazife çıkardılar ve gemiyi terk ettiler.
Bahçeli’yi de MHP ve Ülkücü Harekete ihanet etmekle suçladilar.
Tabii ki Bahçeli’nin keskin bir dönüşle Erdoğan’ı desteklemeye başlamasının altında yatan çok önemli sebepleri vardı.
Bu noktada vatan ve millet menfaati parti menfaatinin önünde gelirdi.
İşte Bahçeli bunu yaptı.
Partinin menfaati açısından bütün riskleri göze alarak devletin ve milletin varlığı ve birliği için hükümetin ve Erdoğan’ın yanında olmasının tarihi bir mecburiyet olduğunu anladı.
Varsın onun hakkında ne derlerse desinler. 
Tarihi hakikat Bahçeli’yi bu karara mecbur etti.
***
Bahçeli, diğerlerinin farkında olmadığı özel bilgilere sahip oldu.
Türkiye’ye yönelik olarak planlanmış cok tehlikeli ve ciddi girişimlerin olduğunu öğrendi ve tam da bu noktada bir tercih yapması gerektiğini anladı.
Türkiye’yi bölüp yok etmeye ve milletimizi
bölüp parçalamaya dönük bu şer ve hain planlara karşı parti menfaatini gözetmenin makul bir sebebi olamazdı.
Nitekim bu konuda15 Temmuz hain ve alçak darbe girişimi bize her şeyi bütün çıplaklığı ile anlatmaktadır.
Devlet Bahçeli; söz konusu vatansa gerisi teferruattır dedi ve safını Erdoğan ve hükümetten yana belirledi.
***
Tabii ki burada önemli olan Erdoğan ve Bahçeli veya bir başkası değil komple ülkemiz ve milletimizdir. 
Liderler gelip geçici ama vatan ve millet kalıcıdır.
Milli birlik ve beraberliğin her zamankinden daha önemli olduğu şu günlerde kalkıp saçma sapan söylemlerde bulunup muhalefet yapmak sadece düşmanlarimizı sevindirir.