Osmanlı İmparatorluğu 20 milyon kilometre karelik bir coğrafyaya hükmeden dünyanın gelmiş geçmiş en büyük devletlerinden biri olmuştur.
Bu işi “Cihan Hakimiyeti Mefkuresi” çerçevesinde ve İlayı Kelimetullah ve Nizam-ı âlem davası için yapmıştır.
Osmanlının gayesi kuru kuruya bir cihangirlik davası değildi.
Aynı zamanda topraklarını genişletme amacı da değildi.
Asıl gaye Allah rızasını kazanmaktı.
Allah’ın dinini yaymaktı.
Osmanlı padişahlarının büyük bir kısmı evliya mertebesinde insanlardı.
Ya da, yanlarında mutlaka bir maneviyat ehli zat bulunurdu.
Buna örnek olarak Fatih Sultan Mehmet’in yanında Akşemseddin Hazretlerinin, Yıldırım Bayezıt’ın yanında Emirsultan Hazretleri’nin bulunması gibi…
 ***
1300’lü yıllarda Anadolu’da yaşamakta olan Karamanoğulları devletinin içinde bulunan bazı aşiretler ve toplulukların Rumeli’nin fethinden sonra bu topraklara yerleştirildiklerini görüyoruz.
İstanbul’un fethinden önce Osmanlı Rumeli’ye geçmişti bile.
1389 Kosova Savaşı ile 1. Murat Hüdavendigâr’ın şehadet şerbetini içtiği yer Kosova’nın Obiliç mıntıkasıdır. Burada bir türbesi bulunmaktadır  ve her sene anma programları düzenlenmektedir. Bu işin organizasyonu da Bursa Osmangazi Belediyesi Tarafından yapılmakta ve çok güzel programlara imza atılmaktadır.
1.Murat’ın bir türbesi de Bursa’nın Çekirge semtinde bulunmaktadır.
Bu nedenle 1. Murat için iki türbeli padişah denmektedir.
 ***
Osmanlının 1300’lü yıllardan itibaren Rumeli topraklarında yayılması ile birlikte bu bölgelerde yaşayan Türk nüfusu da artmıştır.
Yaklaşık 600 sene bu topraklarda adaletle hükmeden Osmanlı devleti Anadolu’da olduğu gibi buralarda da birçok eserler meydana getirmiştir.
Bulgaristan’dan Yunanistan’a, Makedonya’dan Kosova ve Sırbistan’a, Arnavutluk’a kadar ecdat yadigârı eserleri bugün bile görmek mümkündür.
Din tanımaz Komünist yönetimler zamanında yakılıp yıkılmalarına ve tahrip edilmelerine rağmen halen ayakta kalmayı başaran camiler, türbeler, dergâhlar, köprüler, han ve hamamları görmeniz mümkündür.
Bunların bir kısmı kaderine terk edilmiş vaziyette dururken bir kısmı ise restore edilerek eski hüviyetlerine bürünmüşlerdir.
Bu konuda TİKA’nın ve Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin çok büyük katkıları olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.
Balkanlarda Türklerin en çok bulunduğu ülke Bulgaristan’dır. Yaklaşık olarak 100 senedir değişik zamanlarda meydana gelen göç hareketlerine rağmen halen Bulgaristan’da 1 milyona yakın Türk nüfusunun yaşadığı tahmin edilmektedir.
Bulgaristan’dan sonra en çok Türk, Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesi olarak bilinen Gümülcine ve İskeçe taraflarında yaşamaktadır.
Milli ve manevi değerlerine sımsıkı bağlı olan Türklerin önemli bir kısmı da zaman içinde başta Bursa, İstanbul, İzmir gibi şehirler olmak üzere Türkiye’ye yerleşmişlerdir.
 ***
Balkan Türklerinin gözü ve kulağı anavatan Türkiye’dedir.
Türkiye’nin istikrarlı ve güçlü yönetimler tarafında idare edilmesinden onlar da maddi ve manevi büyük bir güç almaktadırlar.
Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Balkan Türklerinin yanında olmak milli politikamız olmalıdır.
Bunun yanında Pomak ve Roman Müslümanlar da bölgede yaşayan kardeşlerimizdir ve onlara da sahip çıkmalıyız.
Balkan ülkeleri ile Türkiye arasındaki sosyal ve ekonomik faaliyetlerin arttırılması yönündeki çabaların desteklenmesi gerekiyor.
Bu noktada, yıllarca Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.de birlikte görev yaptığımız değerli kardeşim Üsküp Büyükelçisi Tülin Erkal Kara’nın nasıl bir gayret içinde olduğunun haberlerini almakta ve son derece mutlu olmaktayım.
Dilerim diğer temsilciliklerimizde de bu noktada güzel çalışmalara imza atılsın.