Tuzluk buzluk gibi oldu başlık ama, bizler, sizler de tuz gibi un ufak olup buz gibi donup kalmıyor muyuz çoğu zaman?
Bizlik-sizlik, memnuniyetsizlik haline dönüşmüyor muyuz?
Var olanla yetinmeme, daha güzele iyiye ulaşma…
Ancak sabır…
Direnç, azim…
Bunlar unutuldu…
Eret aşkı hatırlanmalı…
Bu konuyu uzun uzadıya yazmayacağım tabi ki, nete girip Habbab bin Eret’in hayatını okumalarını tavsiye edebilirim.
***
Sanırım birçok insanda var olan psikolojik bir durum memnuniyetsizlik.
Var olduğumuz değerlerden kısa sürede sıkılıyor, tüketiyor ve başlıyoruz yakınmaya şikayet etmelere.
Zamanla çarçabuk tüketen bireyler haline geldik, hep daha fazlasını ister durumdayız.
Oysa ki hayatın bize sunduğu güzelliklere karşı memnuniyetsiz bir yaklaşım sergiledikçe
hayatta bize güzelliklerini sunmaktan vazgeçecektir.
Bizler kendi iç dünyamız ile varlığımız ve var olduklarımızla memnun ve barışık olmadıkça,
bize sunulanlara şükür etmedikçe gelecek olan tüm güzellikleri de sürekli kendi elimizle geri
itmiş oluyoruz.
Devamlı şikayet halinde olmak memnuniyet-sizlik ne acıdır ki beraberinde doyumsuzluk ve depresyonu getirebiliyor…
Ne yazık ki biz şikayette cömert, memnuniyette cimri davranıyoruz.
Hayata karşı sergilediğimiz tutumdur memnuniyetsizlik halleri.
Evrenle barışık, bize sunulanlarla mutlu ve şükür halinde olalım…
Gülümseyelim evrene…
Odaklanalım hayata…
Değiştirmek istediklerimiz için bulduğumuz güçle mücadele edelilim…
Bir taşın oluşumunun, bir kum tanesine dönüşümünün bile binlerce yıl sürdüğü dünyada, bir insan ömrünün kısalığını idrak edip, kalplerimizi taşlaştırmayalım, toprakla buluştuğunuzda un ufak olacağımızı bilelim…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Funda Kubat
Bizlik sizlik
Tuzluk buzluk gibi oldu başlık ama, bizler, sizler de tuz gibi un ufak olup buz gibi donup kalmıyor muyuz çoğu zaman?
Bizlik-sizlik, memnuniyetsizlik haline dönüşmüyor muyuz?
Var olanla yetinmeme, daha güzele iyiye ulaşma…
Ancak sabır…
Direnç, azim…
Bunlar unutuldu…
Eret aşkı hatırlanmalı…
Bu konuyu uzun uzadıya yazmayacağım tabi ki, nete girip Habbab bin Eret’in hayatını okumalarını tavsiye edebilirim.
***
Sanırım birçok insanda var olan psikolojik bir durum memnuniyetsizlik.
Var olduğumuz değerlerden kısa sürede sıkılıyor, tüketiyor ve başlıyoruz yakınmaya şikayet etmelere.
Zamanla çarçabuk tüketen bireyler haline geldik, hep daha fazlasını ister durumdayız.
Oysa ki hayatın bize sunduğu güzelliklere karşı memnuniyetsiz bir yaklaşım sergiledikçe
hayatta bize güzelliklerini sunmaktan vazgeçecektir.
Bizler kendi iç dünyamız ile varlığımız ve var olduklarımızla memnun ve barışık olmadıkça,
bize sunulanlara şükür etmedikçe gelecek olan tüm güzellikleri de sürekli kendi elimizle geri
itmiş oluyoruz.
Devamlı şikayet halinde olmak memnuniyet-sizlik ne acıdır ki beraberinde doyumsuzluk ve depresyonu getirebiliyor…
Ne yazık ki biz şikayette cömert, memnuniyette cimri davranıyoruz.
Hayata karşı sergilediğimiz tutumdur memnuniyetsizlik halleri.
Evrenle barışık, bize sunulanlarla mutlu ve şükür halinde olalım…
Gülümseyelim evrene…
Odaklanalım hayata…
Değiştirmek istediklerimiz için bulduğumuz güçle mücadele edelilim…
Bir taşın oluşumunun, bir kum tanesine dönüşümünün bile binlerce yıl sürdüğü dünyada, bir insan ömrünün kısalığını idrak edip, kalplerimizi taşlaştırmayalım, toprakla buluştuğunuzda un ufak olacağımızı bilelim…