15 Temmuz hain ve alçak darbe girişiminin üçüncü senesinde, ilk günkü heyecan ile bayrağını kapan herkes meydanlara koştu.
Şehirlerden tutun da ilçelere kadar her yerde coşkulu demokrasi mitingleri yapıldı.
İstanbul Atatürk Havaalanı’ndaki muhteşem atmosfere Cumhurbaşkanı Erdoğan da katılarak uzun bir konuşma yaptı.
Bütün şehirlerimizdeki coşkulu programların bazıları televizyonlardan canlı olarak yayınlandı.
Bu seferki 15 Temmuz programları sadece şehirlerle sınırlı kalmadı.
Bütün ilçelerde de bağımsız programlar düzenlenerek vatandaşların 15 Temmuz heyecanının diri tutulması sağlandı.
Yurt içindeki programların en heyecanlı olanlarından biri tanesi de Bursa’da icra edildi.
Fomora Demokrasi Meydanı’ndaki program gece geç saatlere kadar devam etti.
Vatandaşlar araçlarından kornalar çalarak da bu geceye renk kattılar ve olanca güçleriyle destek verdiler.
 ***
Bu demokrasi şölenleri yurt içindeki kutlamalarla sınırlı kalmadı.
Bütün İslam coğrafyası adeta tek ses olarak bu gece bütün dünyaya birlik ve beraberlik görüntüleri sergilediler.
Arnavutluk’ta da, Türkiye’de olduğu gibi büyük kalabalıklardan oluşan kitleler Türk bayrakları açarak şehitler meydanına yürüdüler.
Aynı şekilde Kosova, Makedonya, Bosna gibi Türkiye’nin en sadık dost ve kardeş ülkelerinde de programlar yapıldı ve 15 Temmuz’un hafızalarda canlı tutulması için çeşitli etkinliklere imza atıldı.
Bilhassa Bosna’da, Saraybosna Başçarşı’da Türkiye Büyükelçiliği tarafından düzenlenen programda dev ekranda 15 Temmuz ihanetinin belgesel görüntüleri kalabalık bir kitleye gece boyunca izlettirildi.
Bunlardan da anlıyoruz ki; 15 Temmuz gecesi büyün ümmet ayaklaydı.
Yine 15 Temmuz 2016’da olduğu gibi camilerden salâlar okundu dualar edildi.
İslâm dünyasının lideri olan Türkiye’ye yapılmak istenen hain teşebbüsün millet eliyle yerin dibine geçirilmesinin yıldönümü büyük bir coşku ile kutlandı.
 ***
HÂLÂ İNANMAYANLAR VAR!
Bu hain darbe girişimine hâlâ şüpheyle bakan ve CHP lideri Kemâl Kılıçdaroğlu gibi “Kontrollü darbe” diyenler de var.
Bunların neye dayanarak bunu söyledikleri belli değil.
Ancak; darbeden aylarca önce darbenin olacağını subnimal mesaj ile açıklayan FETÖ mensupları oldu.
Hatta bunlar içinden şu an kaçak olarak Kanada’da bulunduğu görüntülenen Prof. Dr. Osman Özsoy darbeden önce FETÖ’nün internetten yayın yapan bir televizyonda kanalında yaptığı konuşmada profesör olacağına bir albay olmasının daha yararlı olacağını söylediğinde ne demek istediği anlaşılmamıştı ama sonradan darbeyi bildiği anlaşılmıştı.
Yine Samanyolu Televizyonu’nun başındaki isim olan Ekrem Dumanlı, darbeden ön yapmış olduğu konuşmalarda ekranlardan Erdoğan’a karşı tehdit dolu ifadelerle saldırmış, Erdoğan’ın kaçmak zorunda kalacağını üstüne basa basa ifade etmişti.
Sadece bu iki örnek bile bu darbenin bir FETÖ darbesi olduğunu göstermesi bakımından yeter de artar bile.
Neticede, Erdoğan kaçacak diyenler şimdi kendileri kaçak durumda ve fare gibi deliklerde saklanıyorlar.
 ***
Benim asıl şaştığım konu; bu darbenin bir türlü FETÖ darbesi olduğuna inanmayan saftirik cemaat mensuplarıdır.
Bütün bu olan bitenleri Tayyip Erdoğan’ın kasıtlı olarak yaptırdığını düşünecek kadar akıl tutulması yaşayan bu zümrenin ne zaman ayıkacağını merakla bekliyorum.
FETO’yu Mehdi olarak gören bu saf Müslümanların artık inadı bırakıp gerçeklerle yüzleşmesinin zamanı geldi de geçiyor bile.
Evet, uzun yıllar boyu bir ibadet aşkıyla hizmet ettiklerini biliyoruz.
Ama artık bunun gizli bir yapılanma olduğu ve dış güçler tarafından desteklenen bir ihanet şebekesi olduğu gerçeği kabul edilmelidir.
Bu konuda hiç nefis yapmadan “Hatanın neresinden dönülse kârdır” denilerek ve tövbe edilerek Allah’ın affına sığınılmalıdır…