DOĞA İNTİKAM MI ALIYOR?

Doğa; değiştirilmemiş, yozlaştırılmamış kısaca insan eli değmemiş varlığın tümüdür. Bir denge içerisinde sürekliliğini sağlar. Bakteriolog Paul Ehrlich’in dediği gibi “Doğa insansız yaşar ama insan doğa yok olduktan sonra yaşayamaz”.
 İnsanoğlu doğa’yla uyumlu yaşamak zorunda. Doğa’yı menfaatlerimize göre şekillendirmemiz de mümkün değil. Örneğin rant uğruna dere yatağını mı doldurdun, su bir yolunu bulur ve akmaya devam eder. Üstelik set çektiğin bariyerler, sel felaketi dediğimiz felaketin ana nedeni olur. Denizi doldurduktan sonra toprak kazandığını sanıyorsan, üzerine yaptığın binaların bir felakete neden olması kaçınılmazdır.
 Topraklarının dörtte biri deniz seviyesinin altında olan Hollanda, aldıkları akılcı önlemlerle sel felaketinin üstesinden gelmeyi başarıyorlar. Su baskınlarına karşı o meşhur yel değirmenleriyle kendilerini korudular. Çocukluğumun ve ilk gençliğimin geçtiği Hollanda’da, suyla burun buruna yaşamamıza rağmen, sel felaketlerini ancak tarih kitaplarından bilirdik.
Bir başka doğa olayı, heyelan dediğimiz toprak kayması.. Rant uğruna gevşek toprağa sahip arazileri imara açarsan, imar planında konuta ayrılmış yerler dışında ev yaparsan haliyle deprem felaketine davetiye çıkarırsın. Depremin ve tsunami’nin en şiddetli yaşandığı ülkelerden biri olan Japonya, günümüzde depreme en hazırlıklı ülke konumunda.
Doğa intikam almaz. Zaten intikamın ne olduğunu bilmez. Sadece doğası gereği engel tanımaz ve yapacağını yapar. İnsan, doğayla uyumlu yaşamayı öğrenmeli ya da felaketlere alışmalı. Tercih bizim. Kalın sağlıcakla.