Türkiye’nin büyük bir kararlılıkla Suriye’nin kuzeyi ile Fırat’ın doğusuna başlatmış olduğu Barış Pınarı Harekatı güvenli bölgenin oluşturulmasına kadar devam edecek.
Oluşturulacak bu güvenli bölgeye de Türkiye’de bulunan Suriyeli mülteciler yerleştirilecek.
Aynı zamanda bölgede bulunan PKK/YPG ve DEAŞ teröristlerinin oluşturduğu terör hattı da imha edilecek.
Başkomutan Erdoğan’ın açıklamasına göre Türkiye bu harekâta Suriye Milli Ordusu ile birlikte katılıyor.
Zeytin Dalı Harekâtında olduğu gibi, yerli unsurların Türkiye’ye olan destekleri tam.
Bölgeyi iyi tanıyan yerel güçler Türk askerine de mihmandarlık yapmış olacaklar.
Aslına bakacak olursanız, zaten Türk askerinin bölgeye gelmesi yerli halk tarafından arzu edilen bir şeydi.
Daha doğrusu bir nevi davet ediliyordu.
Şimdi bu gerçekleşmiş oldu.
Suriye ve Irak’ta yuvalanmış olan terör unsurları bir kez daha ecel terleri dökmeye devam edecekler.
Ne demişti Reis; bir gece ansızın gelebiliriz.
Her zaman olduğu gibi şimdi de Reis’in sözleri yerde kalmadı ve Türk askeri büyük bir gururla sınırdan Suriye’ye giriş yaptı.
Bu da Türkiye’nin gücünü bir kez daha dünyaya göstermiş oldu.
 ***
Burada, ABD’nin Türkiye ile birlikte harekâta yanaşmaması dikkatlerden kaçmadı.
Bölgedeki terör unsurlarına verdiği lojistik desteği de kesmiyor ABD.
Binlerce TIR silahı aralıksız olarak bölgeye sevk eden ABD’nin Türkiye ile arasında nasıl bir müttefiklik bağı olduğu da meçhul doğrusu. Kim sorarsa NATO ve BM’de aynı müttefiklik bağı içindeyiz ama gel de ABD’ye güven.
Yapılan kamuoyu anketlerinde Türk insanının güven sıralamasında ABD en alt sıralara düştü.
Bugün dağdaki çoban bile ABD’nin ne kadar güvenilmez bir siyaset izlediğini konuşuyor.
ABD’ye sormak lâzım; hadi burası bizim sınırımızda olan bir bölge.
Terörist unsurlar bu sınırı geçerek ülkemize gelip katliamlar yapıyorlar.
Bunu kaynağında yok etmek de en doğal hakkımız.
Pekiyi, ABD’nin ne işi var buralarda?
Petrol kaynakları burada olmasa ABD’nin bölgeye uğramayacağı da kesin.
Burada petrol kaynaklarının jandarmalığını yapıyor.
ABD bu harekât sırasında en azından tarafsız kalacağını açıkladı ama el altından yine de bölgedeki terörist unsurlara destek verebileceği dile getiriliyor.
Ama ne olursa olsun ABD’nin Türkiye’nin kararlı tutumunun farkına vardığının görülmesi de güzel bir şey.
Eskiden olsa Türkiye böylesine büyük çaplı bir harekâta kalkışmaya cesaret edemezdi.
Ama şimdi, milli birlik ve beraberlik ruhu içerisinde ve korkmadan sınır ötesi harekâtlara sürekli olarak kalkışabiliyor.
Bu durum da dosta güven düşmana ise korku veriyor.
 ***
Bunun yanında ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’yi tehdit eden sözlerini ise anlamak mümkün değildi.
Türkiye’nin harekât sırasında ileri gitmesi durumunda eskiden yaptıkları gibi Türkiye ekonomisini batıracaklarından dem vurdu.
Sorarım sizlere; koskoca ABD başkanına yakışıyor mu böyle sözler?
Trump böyle saçmalıkları hep yapıyor.
Devlet adamlığı ciddiyetine sığmayan açıklamalar Trump’ın güvenilirliğini de ciddi manada sarsıyor.
Çoğu kez Trump ile Pentagon arasında fikir uyuşmazlıkları ortaya çıkıyor ve Trump’ın sözlerinin yerini bulmadığını görüyoruz.
Gerçekten de âlem adam şu Trump.
Bir dediği bir dediğini tutmuyor.
Hâl ve hareketleri de son derece komik.
Benim gördüğüm ABD başkanları arasında en uçuk kaçık olanı.
Bütün dünyanın duası, Trump’ın ülkesine ve dünyaya fazla zarar vermeden görev süresini bitirip köşesine çekilmesi.
Yoksa, Trump ile bütün dünyanın işi zor.